AKDENİZ'DE NELER OLUYOR
Yayınlanma :
08.08.2020 12:46
Güncelleme
: 08.08.2020 12:46
Batı emperyalizmi, tarih sahnesine çıktıkları günden bugüne kadar hedef ve maksatlarında herhangi bir değişiklik olmadan bütün dünyayı sömürme arzusunu devam ettirmektedir. Tarihin her döneminde karşılarında buldukları Aziz milletimizin, Osmanlı’nın tarih sahnesinden çekilmesiyle birlikte zayıf düşmesi neticesinde, özellikle Ortadoğu ve Balkanlar’da ciddi kazanımlar elde etmişlerdir. 20. Yüzyılın başlarından itibaren tam bir asır boyunca, kendi kuklaları olan basiret ve şahsiyet yoksunu Arap liderler ve para ile satın aldıkları Balkan ülkelerinin devlet başkanlarıyla kendileri için en uygun zemini hazırlamışlardır.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte ortaya çıkan yeni durumu da avantaja çevirmek için her şeyi yapmaktalar. Batı için aslolan kendi halkının rahat etmesidir. Diğer milletlerin ne olduğu nasıl yaşadığı onlar için hiçbir şey ifade etmez. ABD’nin aslını oluşturan Avrupalılar da dahil olmak üzere hiçbir Alman, Fransız, İtalyan ve İspanyol için diğer insanların ve özellikle de müslümanların hak ve hukuklarının hiçbir anlamı yoktur. Tarihin hangi dönemine bakarsanız bakın kendi aralarında ki savaşlarda dahil olmak üzere bu çıkar mücadelesini görürsünüz. Şimdi gelin dünyada meydana gelen yeni hadiseler ışığında konuyu analiz edelim.
Ülkemiz ve milletimiz açısından son zamanların en hassas meselesi şüphesiz Doğu Akdeniz de ortaya çıkan fiili durumdur. Kendisini dünyanın jandarması olarak gören ABD ve onun perde arkasında ki hamisi İngiltere başta olmak üzere, Afrika kıtasının yer üstü ve yer altı bütün zenginliklerini talan eden Fransa, İtalya Almanya, Belçika ve Yunanistan, Türkiye’nin karşısında pozisyon almak adına bir araya gelmişlerdir. Güney Kıbrıs yönetiminin olmayan haklarını bahane ederek Akdeniz’de bizi hareket edemez bir duruma düşürmek istemektedirler. Son yirmi yıl içinde olanlara bakarsanız, her şeyin bir plan dahilinde yürütülmeye çalışıldığını görürsünüz. Irak’ın işgalinden başlamak üzere Libya’da Kaddafi’nin devrilmesi, Mısır’da Mursi ve ekibine karşı darbe yapılarak tutuklanması, Tunus ve Cezayir’de oluşturulmaya çalışılan durum hep bu planın parçalarıdır. Akdeniz de kimin kiminle olduğuna bakarsanız mesele daha iyi anlaşılmış olur. Mısır, GKRY ve İsrail Türkiye’ye karşı birlikte pozisyon almışlardır. Fransa, Afrika kıtasında ki gücünü devam ettirmek adına hiç hakkı olmamasına rağmen Doğu Akdeniz’dedir. ABD ve İngiltere yine Türkiye’mizin karşısında pozisyon almıştır. Suudi Arabistan ve BAE Mısır’la birlikte bize karşı olduklarını açıkça dile getirmektedir. Yani Doğu Akdeniz’de istenmeyen ülke Türkiye’dir. Hatta Rusya bile batılılarla çıkarları uyuşmamasına rağmen Türkiye’nin karşısındadır. Bize olan bütün bu düşmanlığın sebebi de ortadadır. Bu bölgede kendilerine engel olacak tek ülke Türkiye’dir. Devletimiz son zamanlarda, çok ciddi hamleler yaparak Akdeniz de bizi tamamen yok edecek bu planı bozmak ve burada bende varım demek için her şeyi yapmaktadır. Dışarıda ki düşmanlarımız bu hamlelerimizi çok iyi okuyorlar. Ancak içeride bulunan ittihat terakki kafasında ki sözüm ona solcular ne hikmetse meselenin ne olduğunu görmemek için kafalarını kumdan çıkarmamakta ısrar etmekteler.
Ülkemiz ve KKTC’nin haklarının korunması adına, her bir vatandaşımıza düşen vazife devletin yanında olmaktır. Devletimizin asli vazifelerinden biri de halkının refah seviyesini yükseltmeye çalışmak olmalıdır. Son zamanlarda mecburi sebeplerden de olsa ekonomide ki dalgalanmalar ve hayat pahalılığı daha fazla can yakmadan kontrol altına alınmalıdır. Bu millet Dünya’ya karşı verilen mücadelenin farkındadır. Ancak ekonomik sıkıntılar da milletimizi gerçekten huzursuz etmektedir.
Batılıların bize karşı ellerindeki en büyük koz olan parayla ilgili bir hikaye anlatarak yazımızı bitirelim.
1915 de Çanakkale’yi kuşatan İngilizler milyonlarca İngiliz parasının üzerine Türkçe yazılar yazarak çok emin oldukları işgalden sonra o paraları kullanmayı düşünmüşlerdi. Ancak kendileri gibi paralarını da geri götürmek zorunda kaldılar. O günlerde Çanakkale’de savaşan Mehmet Muzaffer adında bir yüzbaşı Osmanlı bankasının tedavül ettiği yüz liralık banknotun birebir aynısının sahtesini yaparak bir Yahudiden savaşta kullanmak üzere aracına lastik almıştı. Ancak orjinalinde “Bedeli Osmanlı bankasında altın olarak ödenecektir”yazısının yerine “ Bedeli Çanakkale’de kanlarımızla ödenecektir” yazmıştır. Yahudi parayı bankaya götürdüğünde gerçek ortaya çıkmıştır.
Allah’a emanet olun.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: