ANAYASA MAHKEMESİ NEYİN NESİ

       Bildiğiniz gibi, başında T.C. İbaresi bulunan ANAYASA MAHKEMESİ, YARGITAY C. Başsavcılığının, HDP hakkında, terör odağı olmak iddiasıyla açtığı kapatma davasını usul yönünden eksik olduğu gerekçesiyle iade etti. Bu kararıyla, en hafifinden HDP’ye zaman kazandırarak, bir süre daha TBMM’de bulunmalarına,dolayısıyla ihanetlerine devam etmelerine müsaade ett. Peki, AYM’nin verdiği bu karar gerçekten hukuki bir zorunluluk mu, yoksa terör örgütüne alan açmak ve süreci uzatarak olası bir seçimde HDP denilen bölücü terör yapılanmasının yeniden yüce meclisimizde temsiline fırsat vermek midir? 
        Terör örgütünün, bırakın meclisteki uzantısı olmayı, bizzat kendisi olduğunu, sağır sultanın dahi bildiği bu hainlere müsamaha göstermek, devletimize, milletimize ve on binlerce şehit ve gazimize ihanet etmek değil midir. Devletin kurumlarının vazifesi, her şeyden önce devleti korumak olmalıdır. Demokrasi ve insan hakları söylemleri kullanılarak, göz göre, göre devlet aleyhinde faaliyette bulunan terör ve ihanet odakları hakkında koruma kalkanı oluşturulamaz. TSK ve Emniyet güçlerimizin şehadeti göze alarak, her türlü zorluğa rağmen verdikleri amansız mücadeleyi sekteye uğratacak her türlü karar milletimiz nezdinde yok hükmündedir. Yurt içinde bitme aşamasına gelen, dışarıda ise eylem yapma kapasitesi oldukça zayıflatılan terör örgütünün, yeniden güç kazanmasına sebep olacak böyle bir kararın nasıl verildiğine gelin birlikte bakalım. 
         Kendilerine millet ittifakı adını veren, ancak milletin ekseriyetiyle hiçbir bağı olmayan muhalefetin, sadece iktidar olmak uğruna neler yaptıklarını ben yazmaktan, sizlerde okumaktan bıktınız biliyorum. Ancak şunu da çok iyi biliyorum. Bu milletin başındaki en büyük bela ne ekonomi, ne salgın hastalık, ne de herhangi bir devletten doğrudan gelecek bir savaş tehdididir. Vatanımız ve AZİZ milletimiz için en büyük tehdit bölücülüktür. TV ekranlarına çıkıp milliyetçilik edebiyatı yapan CHP genel başkanı zat, HDP için dostlarımız diyor. PKK’lı teröristler için arkadaşlar ifadesini kullanıyor. Ülkücülerin asıl adresi İYİ partidir diyen Meral AKŞENER, partisine ve kendisine meydan okuyup, bizim sayemizde o koltuklarda oturuyorsunuz diyen HDP’liler hakkında en küçük bir kınama dahi yapmadan, kendisine sorulan sorulara cevap bile vermeden uzaklaşıyor, partisinden terör örgütü ve keza HDP hakkında konuşmaya cesareti olanları da arkadaşlarımızın kendi görüşleridir partimizi bağlamaz diyerek, ortaklarını kırmamak için azami özen gösteriyor. Böyle bir konjonktür ortadayken AYM kendisi gibi yüksek mahkeme olan YARGITAY’ın HDP hakkında düzenlediği kapatma iddianamesini usul eksikliği gerekçesiyle geri çeviriyor. Zamanlama açısından ve söz ve eylem birliği noktasında sizce de bir gariplik yok mu? 
          Çok net ifade etmek istiyorum. Hakim ya da savcı değilim. Ancak herhangi bir adaletsizliği görmek için hukukçu olmak gerekmiyor. Bu ülkenin gerçeklerini bilen her insan, eğer başka bir maksadı yoksa devletin ve milletin aleyhinde olan her kararın ne anlama geldiğini bilir. AYM’nin yakın geçmişte FETÖ ve PKK terör örgütü üyeleri hakkında verdiği hak ihlali kararları henüz tazeliğini korurken, HDP ile ilgili açılan davada bölücü partinin hamiliğine soyunması ve bunu da usül eksikliği ile izah etmesi aklımızla alay etmektir. 
        Milletimizin asla vazgeçemeyeceği mukaddes değerleri vardır. Bunların bir tanesi de vatandır. Bayrağımıza ve toprak bütünlüğümüze  kasteden ihanet şebekelerine koruyucu olmak AYM’nin görev ve yetkisi dahilinde değildir. Hiçbir kurum milletten daha üstün olamaz. AYM verdiği karardan dönüp bu milletin selametini ve gerçek adaleti sağlayıcı bir kurum olduğunu isbat etmelidir. 
          Selam ve dua ile.