BARDAK TAŞMIŞTIR, HABERİNİZ OLA !!! 

        Kırk yıldır savaş verdiğimiz alçak terör örgütü PKK, ortaya çıktığı günden beri işlediği kahpe cinayetlere bir yenisini daha ekleyip, yıllar önce kaçırıp esir aldığı masum asker ve polislerimizi hunharca katletmiştir. Dünya tarihi böyle bir alçaklık ve kansızlık yaşamamıştır. Bugüne kadar ortaya çıkan en kanlı oluşumlar dahi esir alınan insanları böylesine zalimce öldürme fiilini işlememişlerdir. PKK, özellikle güneydoğu illerimize bağlı köylere düzenlediği kanlı baskınlarda, masum bebekleri, çocukları ve kadınları öldürmekle başladığı kahpeliklerine hala pervasızca devam ederken, biz onların siyasi uzantılarını yüce meclisimizde milletvekili olarak bulundurup, milli gelirimizden maaş vermeyi sürdürüyoruz. 
         Senelerden beri yazıyoruz. Kökü dışarıda olduğu kesin çizgilerle belli olan PKK ve FETÖ gibi terör yapılanmalarına müsamaha gösterip merhamet etmek Aziz milletimize karşı yapılan en büyük ihanettir. Bu topraklarda demokrasi denilen yalancı özgürlük sistemini kendisine kalkan yaparak, devletin ve milletin aleyhine faaliyetlerin içine giren kim varsa hak ettiği ceza tez elden verilmelidir. Ellerinde askerimizin, polisimizin, masum insanlarımızın kanı olan bu canileri yakalayıp cezaevlerinde beslemek, asla adalet değildir. Dünyanın her yerinde ihanetin cezası ölümdür. 
        Asırlardan beri kadim düşmanımız olan Avrupa ve onların nesebi gayri sahih çocukları olan ABD tarafından finanse edilip, silahlandırılan terör örgütlerinin tek bir amacı vardır. O da patronlarının gayesi olan Türk milletinin yok edilmesini sağlamak ve bu aziz vatanın nimetlerine sahip olmaktır. Günümüz hadiselerine tarih perspektifinden bakarsak, her şeyin aslında başladığı şekilde devam ettiğini görürüz. Bin yıl önce Anadolu’yu, dolayısıyla Ortadoğu coğrafyasını işgale gelen Haçlı ordularının maksadı ne ise, neyin hesabını yapıyordu iseler şu anda da aynı maksat ve hesabı yapıyorlar. Bin yıl önce görünüşte bizden olan, ancak hakikatte Batılıların kemik yalayıcısı işbirlikçilerinin gayeside hiç değişmemiştir. 
        Ecdadımızın bu toprakları vatan edindiği ilk günden bugüne kadar devlete karşı çıkarılan her baş kaldırı hareketinde içerideki ihanet şebekelerini, hep aynı milletler finanse etmiştir. Kudüs’ü müslümanların elinden almak üzere yola çıkan Haçlı ordusu ve onlara yardım ve yataklık eden vatan hainleri ile, bugünkü batılı devletler ve onların beslemesi terör örgütlerinin hem esas hemde usül yönünden hiçbir farkı yoktur. 
          Batının bu topraklar üzerindeki emperyalist hayalleri hepimizin malumudur. İçeride devletimize ve milletimize karşı alçakça ihanet edenlerin kimlikleri de bellidir. Ancak görünüş itibarıyla bizden olan, ve fakat düşmanlarımızın emellerine bilerek ya da bilmeden hizmet eden, sayıları azımsanmayacak kadar fazla bir güruh da aramızda yaşamaktadır. 
         Kalleşçe kaçırdıkları asker ve polislerimizi yine kalleşçe infaz ettikleri günde bile PKK hakkında olumsuz bir şey söylemeye dili varmayan siyasetçilerimiz ve sözüm ona aydınlarımız mevcuttur. Kendisini ideolojik olarak PKK ve FETÖ,nün kontrolüne teslim eden ana muhalefet partisi CHP birkaç cılız laftan sonra devletimizi suçlamaya kalkmıştır. İYİ parti mensupları da ittifak ortakları üzülmesin diye, alt perdeden bir iki kınama mesajından başka ciddi bir tepki gösterememiştir. TMMO, TTB, vb. sözde STK’lar da suya sabuna dokunmayan açıklamandan sonra devleti suçlama yarışına girmişlerdir. Yani terör konusunda bazı kesimler Türkiye’nin düşmanları ile aynı safta dururken, bazıları da siyasi çıkarları uğruna suskun kalmayı tercih ediyorlar. 
         Geldiğimiz noktada, içeride bölücü terörle mücadele konusunda çok daha sert tedbirlerin alınması tek çıkar yol olacaktır. PKK’nın silah bırakacağını düşünmek, ya da bugüne kadar verilen mücadelede zaman zaman merhametin dozunu kaçırmakla bu meselenin hiçbir noktaya varamayacağı açıktır. Türk milletinin, Avrupa ve ABD beslemesi köpeklere vereceği taviz yoktur. PKK’ya azda olsa sempatisi olan kim varsa hak ettiği muameleyi görmelidir. Bu milletin ciğerini yakan ateş, artık buna sebep olanları kökten yakmalıdır. Önce TBMM’de ki uzantılarından başlayarak, STK’larda, üniversitelerde, şehirlerde, köylerde hasılı her nerede terör örgütünün kılıcını çeken kim varsa en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Bunun başka bir yolu yoktur. Avrupa ve ABD’ye gelince, en kısa yoldan orada yaşayan vatandaşlarımızı bilinçlendirme yoluna gidip, yaşadıkları devletin Türkiye karşıtlığına karşı politikalar üretmeleri sağlanmalıdır. Türkiye düşmanları dünyanın hiçbir yerinde kendilerini güvende hissetmemelidir. 
         Selam ve dua ile.