BASİRET VE DOĞRU KARAR.
Yayınlanma :
27.02.2021 11:35
Güncelleme
: 27.02.2021 11:35
Vakti zamanında ticaret mallarını taşıyan bir kervan, gecelemek için bir yerde mola verdi. Kervanda malları bulunan tüccarlar, aralarından birini nöbetçi bırakıp uyudular. Gece yarısı bıraktıkları nöbetçi onları uyandırdı. Tüccarlar baktılar ki büyün kervan soyulmuş. Bunun üzerine nöbetçiye ne olduğunu sordular. O da, eşkıyaların gelip kervanı soyduklarını anlattı. Tüccarlar, peki niye bağırıp bizi uyandırmadın dediler. Nöbetçi de “ eşkıyalar boğazıma kılıç dayamışlardı, bağıramadım. İstiyorsanız şimdi istediğiniz kadar bağırayım” dedi.
İstemediğimiz bir hadisenin başımıza gelmesi halinde, dövünmek, bağırıp çağırmak hiçbir işe yaramaz. Mesele, basiret sahibi olup, olacakları önceden kestirmek ve ona engel olacak tedbirleri baştan almaktır. Olması mutlak olarak takdir edilmişse asla önüne geçemeyiz ama çoğu sıkıntının alınan tedbirler ve inisiyatifle bertaraf edilebileceğini biliyoruz.
Siyasette ve sosyal hayatta şahit olduğumuz sayısız olayda hep bu basiretsizlik ve tedbirsizliği görürüz. Mesela, üstat Necip Fazıl KISAKÜREK’in anlattığı bir anekdotu bu konu ile ilgili nakledeyim. Üstat der ki; 1960 darbesinden hemen önce ihtilal olacağını farkedip, Adnan MENDERES’in evine onu ikaz etmeye gittim. Kendisine dedim ki; Hemen radyoya çık ve halkı sokağa dök. Darbe yapacaklar ve senide asacaklar. Bunun üzerine MENDERES, odadan çıktı. Biraz sonra bir tabak meyve getirdi ve bana ikram etti. Bende tabağı tekmeleyip “ben sana ihtilal yapacaklar ve seni asacaklar diyorum. Sen ise elmayla, armutla uğraşıyorsun deyip evi terkettim. Bir gün sonra ihtilal yapıldı ve MENDERES baştan verilmiş bir hükümle sözde yargılanıp mahkum edilerek idam edildi. Bu vahim hadiseden tam 56 yıl sonra 15 Temmuz 2016’da, devletimizin kılcal damarlarına kadar sızmış olan FETÖ mensubu hainler tarafından yapılmak istenen darbe girişimi milletimizin sağduyusu ile engellenerek, başarısızlığa mahkum edildi. Ancak burada halkı sokağa döken en önemli unsur, cumhurbaşkanımızın basiretiyle halkı sokağa çağırması oldu.
Yine ülkemiz siyasetinin dönüm noktalarından biri olan rahmetli Turgut ÖZAL’ın iktidara gelmesiyle hem ekonomik, hemde teknolojik açıdan büyük bir sıçrama yapan ülkemiz, ÖZAL’ın Cumhurbaşkanı olmasıyla, pusuda bekleyen karanlık mahfillerin kucağına düştü ve doksanların karanlık Türkiye’sini yaşamak zorunda kaldık. Hatta ÖZAL’ın, kötü gidişatı görünce, başbakanlığa geri dönmek istediğine şahit olduk. Ancak şaibesi hala aydınlatılmayan bir ölümle aramızdan ayrıldı.
Şimdi 18 yıldır iktidarda olan AKPARTİ hükümetleri ve sayın Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili birkaç küçük not aktarmak istiyorum. Beraber yola çıktığı arkadaşlarının bir çoğunun ihanetine uğrayan, bazılarını kendisi uzaklaştırmak zorunda kalan ERDOĞAN, partisinin il ve ilçe kongrelerini büyük bir titizlikle yapmaya gayret etse de, on sekiz yılda partiye çöreklenmiş olan çıkar gruplarına engel olamıyor. Etrafı çepeçevre sarılan ve hakikati farketmesi engellenen sayın Cumhurbaşkanı, kanaatimizce ciddi bir yol ayrımında. Şöyle ki. Ya partisinde, AKPARTİ davasına inanmış, gönül adamlarının yeniden söz sahibi olmasını sağlayacak, ya da, rahmetli ERBAKAN hocanın deyimiyle partiyi rantiyecilere teslim edip, yavaş, yavaş tasfiye olmasına göz yumacak.
Biz, sayın cumhurbaşkanımızın vatan ve millet sevgisinin bu gidişata izin vermeyeceğine inanıyoruz. Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra oluşan Cumhur ittifakının, dış siyasette ve terörle mücadelede elde ettiği başarı ve kazanımların heba edilmemesi için, gerekli tedbirlerin alınacağını Ümit ediyoruz. Zira seçimlerde alınacak kötü bir sonucun ülkemiz siyasetinde çok büyük bir krize sebep olacağı ayan beyan meydandadır. Hiçbir programı olmayan ve muhalefet yapmak için yaşayan siyasi partilerin iktidara gelmesi, ülkemiz açısından büyük bir kriz sebebidir. İyi okumak lazım.
Selam ve dua ile.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: