DEMOKRASİMİZ
Yayınlanma :
11.09.2020 09:21
Güncelleme
: 11.09.2020 09:21
Sizlere belki garip gelecek ama dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar geniş bir demokratik sistemimiz olduğu kanaatindeyim. Doğrudan doğruya devletimiz aleyhinde faaliyet gösterdiğini bildiğimiz teröristlerin, TBMM’de olduğunu değerlendirerek, buradan konuya girmiş olalım. Evet, demokrasimizi beğenmeyip laf edenlere birkaç hatırlatmada bulunayım.
Kırk yıla yakın bir süredir sayısız insanımızın kanını döken hainlerin, terörist olduklarını dahi kabul etmeyen, PKK ile organik bağlarının olduğunu, hatta terörün bizzat yüce mecliste ki uzantıları olduğunu herkesin bildiği siyasi parti, bu ülkede Cumhurbaşkanı, belediye başkanı, belediye Meclis üyesi belirliyor. TBMM ye milletvekili gönderiyor. Ve aynı siyasi parti askerimizle, polisimizle savaşmak üzere dağa gitmesi için kandırılan Kürt gençlerini organize ediyor. Her şey çok açık ve aleniyken, bu siyasi parti için hiçbir C. Savcısı kapatma davası açmıyor.
Ülkemizi bizzat ABD emperyalizmine teslim etmeyi hedefleyen 15 Temmuz darbe girişimini organize eden FETÖ terör örgütünün hala aramızda yaşayan destekçilerine kimse ses çıkarmıyor. Üstelik de bir çoğunun devlet tarafından mağdur edildiği, haksızlığa uğradığı şeklinde ki görüşler birileri tarafından aramıza pompalanarak, asıl maksadın ne olduğu unutturulmaya ve mesele sulandırılmaya çalışılıyor. Düşünce hürriyeti adına bu işi organize edenlere ses çıkarılmıyor.
Müslüman bir ülkede, hem dini hassasiyetlerimizi kaşıyan, hemde bütün ahlaki değerlerimizi yerle bir eden, ailemizi, milletimizi tehdit eden, LGBT dedikleri sapkınların her türlü eylemine şahit oluyoruz. Şehirlerimizin çoğunda, deyim yerindeyse kendilerine kurtarılmış mahalleler elde eden gay ve transseksüel bireylerin açıktan fuhuş yapmalarına ve toplumumuzun bir kesimi tarafından kabul görmelerine şahitlik ediyoruz. Ancak meseleyi çözüme kavuşturacak bir adımı hiç kimse dile dahi getirmiyor. Geldiğimiz noktayı merak edenler gece 24.00’ten sonra güzel İzmir’imizin en seçkin semtlerinden olan Alsancak sokaklarında dolaşmayı denesinler. Ne demek istediğimi anlayacaklardır.
Gençlerimizi zehirleyen uyuşturucu illetine karşı devletimizin verdiği mücadeleye rağmen, kanunlarımızda ki boşluklar yüzünden, sayıları her geçen gün artan madde bağımlısı çocuklar, geleceğimizi tehdit ediyor. Ne yazık ki onları zehirleyen, perişan eden satıcılara, kaçakçılara, aracılara gerekli ceza uygulanamıyor. Sanki uyuşturucu kullanımına ve satılmasına engel olmak insan hakları ihlaliymiş gibi bir imaj meydana getiriliyor. Kimsenin sesi çıkmıyor.
Bu milletin bütün değerlerine yabancı olduğunu bildiğimiz sözüm ona bir akademisyen çıkıp, toplumun belirli bir kesimini hedef alacak şekilde hakaret ederek, İmam hatipler sapık yetiştiriyor diyebiliyor, bu da anlı şanlı fikir adamlarımız tarafından düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendiriliyor.
Kendisine şeyh diyen, kime ve neye hizmet ettiğini bilmediğimiz bir sapık çıkıyor ve iğrenç bir taciz olayıyla gündeme geliyor, bu vesileyle bütün cemaatler, tarikatlar ve onların nezdinde bütün müslümanlar hedef tahtasına oturtuluyor, bu hakaretleri yapanlara kimsenin gıkı çıkmıyor. Sosyal medya dedikleri platformlara baktığınızda konunun nasıl bir mecraya doğru sürüklenerek, birileri tarafından yüce dinimizi aşağılama vesilesi olarak kullanıldığını görürsünüz. Buna rağmen bu hakaret sahiplerine kimse bir şey demiyor.
Tabii ki her toplumda menfi hadiseler olacaktır. Ancak bir konuyu değerlendirirken meselenin bütününe bakmak gerekir. İnsanların suç işleme oranına baktığınızda eğer hakkaniyet sahibi iseniz diğer liselerden mezun olan insanlar ile imam hatip mezunlarının suç işleme oranlarını kıyaslarsınız. Bunu yapmadan, birkaç münferit meselede bütün bir camiayı suçlamak büyük bir edepsizlik ve maksatlı bir davranıştır.
Şimdi başa gelelim. Bu kadar olumsuzluğa ses çıkarmayan bir demokrasi dünyanın neresinde mevcuttur. Demokrasi dedikleri sistemin mucidi olan batı devletlerinde dahi böyle bir hoşgörü ve tahammül kültürünün olmadığını hepimiz biliyoruz. Tamam demokrasiye saygımız var. Ancak demokratik haklarımızın, ailemize, çevremize ve milletimize zarar verecek boyutta olmadığını, başkalarının hürriyetine engel olacak noktada bizim hürriyetimizin de son bulması gerektiğini bilmeliyiz. Selam ve dua ile.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: