GÜZEL ŞEYLER OLACAK

       
         2020 yılı, tabii afetlerin, savaşların ve salgın hastalıkların dünyanın her yanını kasıp kavurduğu bir yıl oldu. Özellikle Çin’de ortaya çıkan ve çok kısa bir zamanda dünyanın her köşesine yayılan Corona virüs salgını milyonlarca insanın hastalıktan etkilenmesine yol açtı. Henüz bitmemesine rağmen aşı çalışmalarında gelinen nokta tünelin sonuna yaklaştığımızın işaretini veriyor. Bu kışın sonunda bu beladan kurtulabileceğimizi ümit ediyoruz. 
         Doğu Akdeniz’de özellikle Yunanistan ile aramızda çıkan krizin, kararlı duruşumuz sonucu lehimize gelişmelere evrileceğini düşünüyoruz. Türkiye cumhuriyetinin, Uluslararası hukuktan kaynaklanan haklı mücadelesinin ülkemiz açısından hayırlı bir sonuca ulaşacağı kanaatindeyiz. 
         Ermenistan’ın 28 yıldan beri işgal altında tuttuğu Karabağ’dan Azerbaycan ordusu tarafından Türkiye’mizin de desteğiyle sökülüp atılması da milletimiz adına büyük bir gurur ve Zafer anlamı taşımaktadır. Dünya her ne kadar Ermenilerin yaptığı soykırımı görmezden gelse de Azerbaycan’ın dik duruşu ve Türkiye’nin kararlı desteği soydaşlarımızın vatanlarına dönmelerini ve zulümden kurtulmalarının önünü açmıştır. 
         Savunma sanayiinde büyük atılımlar yapan ülkemiz, artık dünyanın en iyileriyle yarışma kapasitesine ulaşmak üzeredir. Yıllarca hiçbir şey yapmayan, bütün ihtiyaçlarını dışardan temin etme yolunu benimseyen ülkemiz, şükürler olsun ki artık milli silah sistemlerimizi dünyaya pazarlar duruma geldi. Azerbaycan ile Ermenistan arasında vaki olan savaşta etkili bir şekilde kullanılmaları ülkemizin prestiji açısından önemli bir ivme kazandırdı. 
          İçimizdeki batı hayranları tarafından medeniyetin ve demokrasinin kalesi olarak görülen Avrupa toplumlarının asıl mayalarını ortaya çıkaran korona virüs salgını, bir manada hayırlı bir şeyede sebep oldu. ABD ve Avrupa’nın da acziyete düşebileceğini ve öyle ulaşılamayacak durumda olmadıklarını görmüş olduk. Eskilerin deyimiyle “şapka düştü kel göründü.” 
          Ekonomide yaşadığımız sıkıntılı durumun da bir şekilde ortadan kalkması ve mali istikrarın sağlanması halinde dünyanın yeni süper gücünün Türkiye olacağı tartışılmaz bir hakikattir. Bu aşamada sıkıntılar yaşadığımız doğrudur. Ekonomik açıdan zorluklar yaşadığımızı biliyoruz. Ancak bu sancılı sürecin sonunda daha iyi bir konumda olacağımıza inanıyoruz. 
         Devletimizin, yaşadığımız sıkıntılardan haberdar olduğunu biliyoruz. Her türlü felaket ve sıkıntıda yanımızda görmek istediğimiz devlet, son yıllarda asli vazifesi olan vatandaşının yanında olma görevini hakkıyla yerine getirmektedir. Son izmir depreminde gördüğümüz manzara hakikaten devlet olduğumuzu bizlere göstermiştir. 1999 depremine yardıma giden biri olarak şunu söyleyebilirim. O felakette devlet hiç yoktu. İnsanlar kendi imkanlarıyla enkaz altındaki yakınlarını kurtarmaya uğraşıyorlardı. Bu sefer ki depremde yine yardım etmeye koştuk, ancak ilk andan itibaren devletin ilgili bütün kurumlarının orada olduklarını gördük. İşini bilen insanların çalışmalarıyla onlarca insanımız depremden saatler hatta günler sonra enkazdan sağ çıkarıldılar. 
        Sadece vergi toplayan, koyduğu yasaklara uymayanları cezalandıran, vatandaşına tepeden bakan devlet anlayışının yerini, son yıllarda şefkati ve insana hizmet etmeyi gaye edinmiş haliyle görüyoruz. Vatandaşıyla barışık bir devlet anlayışına alışmamış olan bazı kesimlerde bir rahatsızlık olması gayet tabiidir. Statükocu, ve elitist bir devlet anlayışını benimseyen, halkı güdülmesi icap eden sürüler olarak tanımlayanların her vatandaşına eşit mesafede bir devlet anlayışından rahatsız olmaları normaldir. 
         Ben bir Türk vatandaşı olarak geleceğimizden son derece ümitliyim. Elbette aksayan yönlerimiz var. Ancak zamanla her şeyin daha iyi olacağına inanıyorum. Selam ve dua ile.