HDP İLE ORTAK DEĞİLSİNİZ ÖYLE Mİ?
Yayınlanma :
23.07.2021 10:31
Güncelleme
: 23.07.2021 10:31
2018 seçimlerinden beri CHP ve İP’nin oluşturduğu, SP’nin açıktan destek verdiği millet ittifakının üçüncü ortağının HDP olup olmadığını tartışıyoruz. Her şey milletin gözünün önünde yaşanırken, kocaman adamlar, bilim insanları, gazeteciler, aydınlar, entellektüeller ve siyasetçiler gün gibi aşikar olan bu gerçeği inkar etmek için azami gayret sarfediyor. CHP’nin sosyal demokrat kesiminin HDP ile açıktan ittifak yapıyor olmaktan herhangi bir rahatsızlığı bulunmuyor. Zira terörist cenazelerine giden, HDP ve PKK lehine açıklamalar yapmaktan çekinmeyen, Selahattin DEMİRTAŞ denilen katile özgürlük isteyen CHP milletvekilleri ve yöneticileri tv.lerde, sosyal medyada arzı endam ediyor. Sezgin TANRIKULU terörist cenazesine katılıp gözyaşı dökerken, Canan KAFTANCIOĞLU, Sakine CANSIZ denilen vatan haini için taziye tweeti atıyor. O dönem CHP genel Başkan yardımcısı olan Bülent TEZCAN, HDP kongresine katılıp, sözde PKK marşı çalınırken ayağa kalkarak saygı duruşunda bulunuyor. İzmir Belediye başkanı Tunç SOYER, Gündoğdu meydanında HDP ile ortak miting düzenleyip, Pervin BULDAN ve Mithat SANCAR ile birlikte konuşma yapıyor. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün ancak biz bu kadarıyla yetinelim.
CHP’nin diğer tarafına yani kendilerini Kemalist, laik, hatta birazda milliyetçi olarak adlandıran kesimine bakarsanız, onlarda olanları sessizce seyrediyor. Durumdan rahatsız olsalarda şimdilik sesleri çıkmıyor. Uzun zamandır görevde olmasına rağmen hem müslümanlar hakkında küstahça açıklamalar yapan, hem de DHKP/C terör örgütüne methiyeler dizen Canan KAFTANCIOĞLU’na kimse ses çıkarmıyor. HDP’ye açılan kapatma davasını haksız bulan, eşinin Selahattin DEMİRTAŞ’ın eşi ile kahvaltıya gönderen İstanbul Büyükşehir belediye başkanı Ekrem İMAMOĞLU’na hiçbir CHP’liden tepki gelmiyor.
Haydi CHP’yi anladık. Peki Devlet BAHÇELİ’yi yeteri kadar milliyetçi bulmadığı için MHP’den ayrılıp İP’i kuran arkadaşlar, bu kadar hengameden sonra hala bu ittifakın içinde olmaktan nasıl rahatsız olmuyorlar anlayabiliyor musunuz. Kuruluş amacı her kesimi bir araya getirip AKPARTİ’ye alternatif olmayı hedefleyen, bunun içinde bünyesine eski tüfek solcuları, sosyal demokratları, kenarda kalmış liberalleri ve MHP’den ayrılan ülkücüleri alan İP, kısa zamanda kurucularının büyük bir bölümünü kaybetmiştir. İstifa edip ayrılan, ya da ihraç edilen kişilerin ortak gerekçesi beklentilerinin karşılanamadığı yönündeki açıklamalardır.
PKK ve HDP aleyhinde konuşan yöneticileri partiden uzaklaştıran, istifaya zorlayan, ya da sesini kısan İP yönetimi, HDP oylarını kaybetme korkusuyla bütün değerlerinden vazgeçmiş görünüyor. İddialı ülkücülerden Yavuz AĞIRALİOĞLU, PKK ve HDP üzerine konuştuğu için fişi çekilmiş radyo gibi sessizliğe büründü. Oy kaygısıyla ortaya konan davranış bozukluklarının vardığı nokta, son tahlilde devlete ve millete ihanet etme aşamasına kadar gelmiştir. Bugüne kadar siyasette zaman, zaman şaşırdığımız ittifaklar olmuştur. Ancak hiç bu kadar benzemez gibi görünen partilerin bir arada hareket ettiği görülmemişti.
Meselenin şu boyutunu çok iyi düşünmek gerektiğine inanıyorum. NATO üyesi ve Ortadoğu ve Asya’nın çıkış kapısı olan Türkiye, ABD’nin asla kendi haline bırakabileceği bir ülke değil. Özellikle 1945 ten itibaren istediği şekilde at oynattığı bir ülkeyi kendi inisiyatifine bırakmasını beklemek çok fazla iyimserlik olur. Dolayısıyla 15 Temmuz 2016’ya kadar yaptığı gibi, kendi dümen suyunda gitmeyen, başına buyruk hareket eden iktidarı yıkmak için elinden geleni yapacaktır. Bunun için de niyetini zaten açıkça söylemiştir. Sayın cumhurbaşkanımızın yıkılması için muhalefetin destekleneceğini ABD başkanı açıkça deklare etmiştir. Peki muhalefet kimdir. Daha önce darbe yaptırmak için açıkça kullandığı CHP, kendi kucağındaki terör örgütü FETÖ ile iltisaklı ve irtibatlı olduğu herkes tarafından bilinen ve kendi yöneticileri tarafından da itiraf edilen İP ve yıllardır ABD’nin besleyip büyüttüğü PKK’nın siyasi ayağı HDP. Birde, ERBAKAN sonrası büyük bir siyasi savrulma yaşayan SP ile AKPARTİ’ye, yine akıl hocalarından aldıkları emirle ihanet eden Abdullah GÜL, Ahmet DAVUTOĞLU ve Ali BABACAN. Tablo bu kadar net olmasına rağmen gönül verdikleri partilerin bu kirli ilişkilerini ve birbiriyle olan organik bağını inkar etme derdine düşmüş garip bir seçmen kitlesi.
AKPARTİ içinde yaşanan olumsuz gelişmeler ve sayın Cumhurbaşkanımızın gözle görülür biçimde yalnız kalması yanında, teşkilatlarda ki başıboşluk herkesin malumu olsa da vatan ve millet sevdalısı olanlar için CUMHUR ittifakının yanında olmanın dışında başka bir alternatif yoktur. Vesselam.
Selam ve dua ile
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: