HDP'Lİ HAİNLER NİYE MECLİSİMİZİ İŞGAL EDİYOR
Yayınlanma :
05.11.2021 09:07
Güncelleme
: 05.11.2021 09:07
Türkiye Cumhuriyeti Devleti kırk senedir PKK denilen eşkiyalarla mücadelesini sürdürüyor. Kuruluşu 1970’li yilların ortalarında gerçekleşmiş olsa da, PKK terör örgütünün devlete karşı ilk Silahlı eylemi 1984 yılında başladı. O tarihten itibaren, asker ve polisimize karşı silahlı eylemler düzenleyen örgüt, bugüne kadar 8200 güvenlik görevlimizi şehit etti. 25000 güvenlik görevlisi bu saldırılarda yaralandı. 5500 tane sivil vatandaşımız öldürüldü. Özellikle öğretmen, doktor ve imamlar olmak üzere devlet hizmetini yerine getiren insanlarımız ile, aralarında en çok kadın ve çocukların bulunduğu binlerce Kürt vatandaşımız katledildi.
Devlete ve millete karşı açıkça savaş açan terör örgütünün siyasi temsilcileri o dönemde SHP marifetiyle meclisimize girmeyi başardı. Bu tarihten itibaren de asker ve polisimize dağda pusu kurup şehit eden teröristlerin temsilcileri devletimizin diğer kurumlarını da uğraştırmaya başladılar. Doğu ve güneydoğuda halkı korkutup, hile ve entrika ile aldıkları belediye başkanlıkları vasıtasıyla kadrolaşıp, belediyeler yoluyla örgüte parasal destek sağladıkları gibi, Kürt halkından zorla topladıkları haraçları da örgüte aktarmaya devam ettiler.
Peki devletin güvenlik kuvvetleri, ABD ve AB’nin maşası durumundaki terör örgütüyle amansızca mücadele edip, binlerce şehit verirken, onbinlerce evladımız adı konulmamış bu savaşta Gazi olurken, insanımızın dişinden, tırnağından artırıp ödediği vergilerin parası bu eşkıya sürüsü ile mücadeleye harcanırken, PKK ile hiçbir farkı olmadığını bildiğimiz HDP milletvekilleri TBMM kürsüsünden hem milletvekillerine, hem de milletimize kabadayılık etmeye nasıl devam edebiliyorlar. Konu Türkiye Cumhuriyeti devletine düşmanlık etmek olunca, hiçbir fırsatı kaçırmayan bu ihanet şebekesine, kanunlarımız ve ilgili kurumlarımız nasıl izin veriyor. Meselenin bir başka boyutu da, bu hainleri meclise sokmak için çırpınıp, seçimlerde HDP’nin desteğini almak için her türlü isteklerini kabul eden muhalefet partilerine oy verenler, ne yaptıklarının farkında değil midir? Kendileri için Mustafa KEMAL’in itleri diyen HDP milletvekili Sırrı SAKIK’ın sözleri aklı başında ki CHP’lilerin hiç mi vicdanları sızlamamıştır. Kabul edelim ki Kemal KILIÇDAROĞLU kendisini genel başkanlığa getirenlerin isteği doğrultusunda davranmak zorunda kaldığı için Türkiye düşmanlarıyla aynı çizgide hareket ediyor. Peki göz göre, göre ve CHP ve HDP’bin her meselede birlikte hareket ettiğini bilen CHP seçmeni, üniter devlet yapımızı bozmayı en büyük hedef olarak ortaya koyan bu hainlerle ortaklık yapan partilerine nasıl oy veriyorlar.
Bölücü hainlerle savaşan ordumuz, sonuç itibariyle milletimizin ordusudur. Polisimiz, doktorumuz, öğretmenimiz ve yargı mensuplarımız, bizim çocuklarımız. PKK kırk yıl boyunca, Kürt veya Türk oluşuna, Alevi veya Sünni olmasına bakmadan, CHP’li, MHP’li, AKP’li veya başka bir partili ayırmadan bizim çocuklarımızla savaşıp, bizim insanlarımızı öldürüyor. ABD ve AB’nin sınırsız silah ve para yardımı yaptığı örgütün elebaşına TBMM kürsüsünden sayın diye hitap eden Pervin BULDAN’ın eş genel başkanı olduğu parti siyasetimizde arzı endam edebiliyor.
15 Temmuz darbe girişiminden beri Batı dünyası ile ilişkilerimiz son derece sıkıntılı seyrediyor. Milli ve bağımsız bir devlet olma mücadelemiz, ABD ve AB tarafından bir türlü sindirilemiyor. Meselenin temeline baktığımızda, terör örgütleriyle etkin mücadelemiz, bu örgütlerin arkasında ki emperyalist güçleri çıldırtıyor. Ortada hiçbir sebep yokken ABD tarafından F35 programından çıkarılmamız, kendi sattıkları silahların mühimmat ve yedek parçalarını vermemek de dahil olmak üzere, uyguladıkları silah ambargosunun asıl sebebi budur. Düne kadar her dediklerini emir kabul eden Türkiye’nin yerini, konumunun ve gücünün farkında olan bir Türkiye’nin alması, sayın Cumhurbaşkanımızın hiçbir şartta hiçbir devletin hükümranlık ve üstünlüğünü kabul etmemesi ve üniter yapımıza zarar verecek hiçbir eyleme müsaade etmeyeceğimiz gerçeği Batı emperyalizminin her koldan bizi kıskaca almak istemesi sonucunu doğurmuştur.
Milletimizin önümüzdeki seçimlerde yapacağı tercih şu açıdan önemlidir. Ya milli devlet olma mücadelemizin arkasında durup, CUMHUR ittifakının yanında olacağız. Ya da geçmişte olduğu gibi, Batı dünyasının elinde oyuncak olmaya devam edeceğiz.
Küresel bir güç olmanın ve çocuklarımıza daha müreffeh bir Türkiye bırakmanın yolu, başta terör olmak üzere, başımızı ağrıtan sorunlardan bir an önce kurtulmak ve milli menfaatlerimiz neyi gerektiriyorsa o doğrultuda seçim yapmaktır.
Ekonomik zorlukları bahane edip, milli birlik ve bütünlüğümüzü tehlikeye atacak maceraların peşinde koşmanın, büyük devlet olma idealimizle asla bağdaşmayacağı ortadadır.
Selam ve dua ile.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yorumlar
Kalan Karakter: