İYİ ANLAMAK LAZIM
Yayınlanma :
05.02.2021 11:07
Güncelleme
: 05.02.2021 11:07
Eskilerin mukadderat dedikleri, bizimse kader diyip geçtiğimiz, çok fazla da üzerinde durmadığımız bir hakikat vardır. İster dini açıdan, isterse ilmi açıdan bakın hiç kimsenin inkar edemeyeceği kadar açık ve aleni bir hakikattir. Dini açıdan zaten iman etmenin şartlarından sayılmıştır. Zira yüce kitabımız Kur’anı Kerim de bir çok ayette herkes için bir kader yazıldığı belirtilmiştir. İlmi açıdan bakarsak, olacak hadiseler karşısında nasıl tedbir alırsak alalım bazı şeylerin önüne asla geçemeyeceğimizi görürüz.
Şahısların olduğu gibi, milletlerin de kaderi vardır. Kainatın sahibi her topluma ayrı bir kader tayin etmiştir. İtikadı düzgün olan, yani ehli sünnet çizgisinde iman etmiş olan herkesin kabul ettiği gibi Allah Teala, aziz milletimize de son gönderdiği Din’in ve son peygamberin hamiliğini ve muhafazasını yerine getirmek vazifesini vermiştir. Abbasi sarayından itibaren aziz Türk milleti bütün gayretini ilayı kelimetullah ve nizamı alem davası adına göstermiştir.
Ancak ittihat ve terakki züppelerinin iktidara geldiği dönemden itibaren yavaş, yavaş batılı yaşam tarzının empoze edildiği milletimiz yaklaşık 150 yıldır asli vazifesinin ne olduğunu unutarak, kendisine dayatılan batı tarzı yaşamı kabul etmeye mecbur bırakılmıştır. Fakat milletimizin ekseriyeti kendisine verilen ilahi vazifenin ağırlığını hiç unutmamıştır. Selahaddin’i Eyyubiye, Alparslan’a, Sultan Fatih’e yenilen Haçlıların intikam almak için düzenledikleri bütün tertiplere aziz milletimiz bütün varlığıyla karşı koymayı bilmiştir.
Tarihte ki hadiseleri yazacak değilim. Yakın geçmişimizi, yani okuyucularımın çoğunun bizzat yaşadığı bazı hadiselerin ne anlama geldiğini analiz etmek istiyorum. 1960 ihtilalinden itibaren bu topraklarda hep bir batı hegemonyası mevcuttur. Etrafımızda oluşturmak istedikleri yeni dünya düzeni dedikleri meselenin aslında hiçte yeni olmadığını biliyoruz. Emperyalist devletler İmparatorluğumuzun dağılma sürecini kendilerinin yetiştirip içimize gönderdikleri beslemeler vasıtasıyla başlatıp, cumhuriyetin kuruluşundan sonra da milletimizi aslından koparmaya yönelik adımları bir, bir devreye sokarak, milletimiz üzerindeki emellerini ortaya koymuşlardır. Ortadoğu coğrafyasının tamamında ve Balkanlar’da uygulamaya koydukları planın dışında olduğumuzu düşünmek en hafif kelimeyle enayilik olur. Türkiye cumhuriyetini bölmek ve yok etmek için bugüne kadar başvurdukları her yol milletimiz tarafından boşa çıkarılmıştır. CHP’nin tek parti döneminde başlayan ABD müdaheleleri bugüne kadar kesintisiz devam etmiştir. Bütün karışıklıkların, darbelerin, ekonomik baskıların arkasında ABD ve AB ülkeleri vardır.
2013 senesinin Mayıs ayı sonunda başlayan ve 11 kişinin ölümü, binlerce polisimizin yaralanması ve milyarlarca liralık maddi hasarla sonuçlanan gezi kalkışmasını organize eden ve finansal destek veren, aynı zamanda gezi dayanışması adı altında açıklamalar yapan iş adamları ve sözde sanatçıların kimler olduğuna bakarsanız hiç birinin bu milletin değerleriyle uzaktan yakından ilgisi olmayan şahıslar olduğunu görürsünüz. Türk insanının yıllarca kanını emerek büyüyen yahudi beslemesi holding patronları, dini değerlerimizi kılıf yaparak müslüman halkımızı sömüren CIA ajanı FETÖ terör örgütü üyeleri, her karışıklıkta mutlaka yerini alan PKK ve DHKP/C gibi terör örgütlerinin militanları, CHP içine yerleşen terör örgütleriyle bağlantılı bazı siyasetçiler ve kendilerine sanatçı diyen ahlaksız, cibilliyetsiz, kanı bozuklar haricinde hiç kimse bu provokasyonun içinde yer almamıştır.
Geçtiğimiz hafta içinde Boğaziçi üniversitesine yeni rektör atanmasını bahane ederek başlatılan ve yukarıda saydığım odakların Türkiye çapına yaymaya çalıştıkları olaylarda, gezi kalkışmasının yeni bir versiyonu olmaktan başka hiçbir anlam taşımamaktadır. Evet mesele kendi taşıdıkları pankartlarda işaret ettikleri gibi asla birkaç ağacın kesilmesini ya da rektör atamasını protesto etmek değildir. Mesele ülkemizin birlik ve beraberliğine, huzur ve istikrarına dinamit koymaktır. Terör örgütleriyle bir arada bulunmak, onların borazanını çalmak Aziz milletimize ihanettir.
Parti yönetimini radikal solcu, Marksist ve ateistlere kaptıran CHP yönetimi ile FETÖ kırıntılarını içinde barındıran İP yönetimine oy veren vatansever Türk insanının nasıl hala olayların asıl yüzünü göremediğini anlamakta güçlük çekiyoruz. Tamam, iktidarın hatasız olduğunu söylemiyoruz. Elbette ekonomik ve siyasi açıdan büyük yanlışlar yapılmış olabilir. Ancak pireye kızıp yorgan yakmak akıl karı değildir. Gezi olaylarında bütün dünyaya canlı yayın yapan uluslararası yahudi medyası şimdiden ellerini oğuşturmaya başlamıştır. Gün düşmanlarımızın işine gelecek davranışlara prim verme günü değil, birlik ve beraberlik günüdür. Boğaziçi üniversitesi protestolarının ülkemizi karıştırmak için bir fırsat olduğunu düşünen vatan millet düşmanlarına ve özellikle de FETÖ mensuplarına bir uyarıda bulunalım. 15 Temmuza hazırlıksız yakalanan milletimiz sizlere merhamet etti. Ancak bu millet bir daha sokağa inerse sonunuzun ne olacağını bilemezsiniz.
Selam ve dua ile.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: