İzmir'linin Devlet Anlayışı 

 Çocukluğumdan itibaren yaşadığım bu müstesna şehir, son yıllarda CHP ve onun siyasi görüşü olarak, islam karşıtı bir kimlikle ifade edilmeye başladı. 1960’lı yıllarda Adalet Partili Osman KİBAR’ın belediye başkanı olarak görev yaptığı yılların sonunu hatırlıyorum. Sonrasında o dönemin PKK terörüne bulaşmamış CHP’sine mensup İhsan ALYANAK, ardından 1980 ihtilali ve ANAVATAN PARTİSİ ile Burhan ÖZFATURA’nın göreve gelmesi, bir dönem Yüksel ÇAKMUR’a kaybettikten sonra bu kez DYP ile yeniden ÖZFATURA’nın seçilmesi, İzmir’in siyasi tercihi açısından çok da solcu olmadığının açık bir göstergesidir. MENDERES döneminde DEMOKRAT PARTİ’nin kalesi olan İzmir, ne hikmetse 2000’li yıllardan sonra, CHP’nin, ahırdaki öküzü aday yapsa kazanacağı bir hale geldi. 
      Merhum MENDERES’in, “Türk milleti Müslümandır ve ebediyen Müslüman olarak kalacaktır” sözünü İzmir de söylemiş olması, İzmir’i bugün konumlandırmak istedikleri yerin çok da doğru olmadığını göstermek açısından şayanı dikkat bir hadisedir. 
       1980’li yılların başına kadar Balkanlar’dan gelen soydaşlarımızın ağırlıklı olarak yaşadığı İzmir’imizde, sonraları Anadolunun çeşitli yerlerinden gelen vatandaşlarımızın meydana getirdiği nüfus yapısı şekillenmiş oldu. Yani geçmişten gelen bir solculuk veya din karşıtı bir şehir algısı oluşturmak isteyenlerin kullandıkları argümanların gerçekle çok örtüştüğünü söyleyemeyiz. 
        Milli mücadelenin final noktası olan, Yunan işgaline karşı kadınıyla, erkeğiyle yekvücut mücadele eden bu şehre, vatan millet karşıtı, bayrak karşıtı bir misyon yüklemeye çalışmak bugünkü CHP’nin işine geldiği için, o anlamda bir algı propagandasına ihtiyaç duymuşlardır. PKK ve FETÖ terör örgütlerinin dümen suyuna giren, Batı emperyalizminin borazanını çalan CHP, İzmir’imizi adeta Türk milletinden kopardığına inanmaktadır. 
        Farzedelimki tüm Kemalist ve laik kesimin tercihen toplandığı, yaşam tarzı olarak islam dışı bir hayatı tercih edenlerin bir araya geldiği bir şehir olsa bile, her karış toprağının şehitlerimizin kanıyla sulanmış bu Anadolu şehrini, asıl maksadı ülkemizi bölüp parçalamak olan ABD uşağı terör örgütlerine teslim mi edeceğiz. Çocuklarımızı, gençlerimizi, alkol, uyuşturucu ve terör bataklığına çekmek isteyen din düşmanı, vatan, millet, iman fukarası müptezellerin elinde mi kalacağız. 
       Seçim süreci başladığından beri hem karşılaştığımız muhalif kimselerle olan konuşmalarımızda, hem de dinlediğim sokak röportajlarında bir şeye şaşkınlıkla şahit oluyorum. İnsanlar, CHP’li olmayı İzmirli olmanın şartı gibi sunmaya çalışıyorlar. Kime oy vereceksiniz sorusuna; Burası Karşıyaka, Tabii ki CHP diyen kadın gibi, cehalet timsali akıl yoksunları İzmir’in siyasi tercihini mi belirleyecek. 
       Ben izmirliyim. Laik ve Kemalist değilim. Bu şehrin her m2 toprağını, dağını, taşını, insanını yüreğimde hisseden biriyim. Kınık’tan Ödemiş’e, Karaburun’dan Kemalpaşa’ya her noktasını kendi köyüm gibi bilirim. Ve bu toprağın insanını da “Burası Karşıyaka tabii ki CHP” diyen ve benim şehrime nereden geldiği belli olmayan kadından çok daha fazla seviyorum. İzmiri terör örgütleriyle birlikte anmak, din ve devlet karşıtı bir yere konumlandırmak hiç kimsenin haddine düşmemiş. Elhamdülillah Müslümanlığımla, Türklüğümle şeref duyuyorum. Bu şehirde, benim düşüncemde olan İzmirlilerinde ekseriyette olduğunu biliyorum. Güzel izmirimin geçmişini, tarihini, kültürünü içinde hissetmemiş, Selanik dönmelerinin ne düşündüklerini de asla önemsemiyorum. 
       İzmir, vatan savunmasında verdiği mücadele ile rüştünü ve Müslüman Türk yurdu olduğunu ispatlamış ebedi yurdumuzun en nadide parçalarından biridir. Ve öyle kalacaktır. Her karış toprağına aşık olduğum bu şehri hiç kimse din ve millet düşmanlarıyla beraber gösterme hakkına sahip değildir. 
       Selam ve dua ile