Maksat Anlaşıldı mı?
Yayınlanma :
11.01.2023 11:25
Güncelleme
: 11.01.2023 11:25
Tam bir yıldır kamuoyunun gündemini meşgul eden, başını İP ve CHP’nin çektiği 6+1’ Li masa polemiği hiçbir sonuca ulaşmadan devam ediyor. Milletimizin, özellikle de kendi seçmenlerinin gözü önünde hiçbir şey yapmadan toplanıp dağılıyorlar. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir kepazeliğe rastlamak mümkün değildir. Seçimlere 3-4 ay gibi kısa bir süre kalmışken, daha adayını bile belirleyememiş bir muhalefet seçimden acaba nasıl bir sonuç beklemektedir. Muhalefet partilerinin genel başkanlarının rahat ve umursamaz tavırlarına bakarsanız seçimin sonucu garantilenmiş, sadece cumhurbaşkanının kim olacağı konusunda ufak pürüzler kalmış gibi görünüyor. Peki durum gerçekte nedir. Birlikte değerlendirelim.
Türkiye gibi bir ülkeyi yönetmeye talip olanların seçime üç ay kala hala bir Cumhurbaşkanı adayı belirlememiş olması, dolayısıyla ülkenin nasıl yönetileceği konusunda hiçbir program ortaya koyamamış olmaları seçmen nazarında neyi ifade eder. Bir kere muhalif seçmenin kendi partilerine bakışında müthiş bir karamsarlık görünüyor. Çarşıda, pazarda, sokakta konuşulanlara bakarsanız, 6+1’den çıkacak bir Cumhurbaşkanı adayının seçilebilmesi artık mümkün görünmüyor. Zira masada bulunan partilerin hiçbiri başlangıçta olan konumunu korumayı başaramadı.
Gün geçtikçe HDP ile aynı çizgiye gelme gayreti içinde olan CHP, vatan-millet sevdası olan, klasik Anadolu insanı partililerin gözünde ihanet içinde olmakla suçlanır olmuştur. CHP’nin Kemal Kılıçdaroğlu ile Solun solu bir çizgiye gelmesi ve devletçi kesimlerin sistematik şekilde tasfiye edilmesi, buna karşılık milletin manevi değerleriyle kavgalı, gayri milli unsurların Mustafa Kemal’in kurduğu partilerinde hakim konuma gelmesi, CHP seçmeninde ciddi anlamda rahatsızlık meydana getirmiştir. Aslına bakarsanız CHP içinde açıklaması olmayan bir kafa karışıklığı var. Bir tarafta Atatürkçülükten bahsedip, diğer yandan ülkemizi bölme arzusunda olduğunu bildiğimiz HDP ve PKK ile aynı söylemleri dile getirmek, bir yanda solcu olduğunu iddia edip, öbür tarafta emperyalist batı devletlerinin Türkiye üzerindeki emellerine hizmet etmek anlaşılır bir tezat değil.
Altılı masanın ikinci büyük öznesi olan İP’e bakarsak, kuruluş amacı ülkücülerin yeni adresi olarak lanse edilen, fakat kuruluşunda yer alan ülkücüleri, yavaş, yavaş bünyesinden ayıran, PKK ve HDP konusunda net bir tavır ortaya koyamayan bir görüntü vermesi, üstüne üstlük Cumhurbaşkanı adayı olarak göstermek istedikleri adayları altılı masaya kabul ettirememeleri kendi seçmeninde büyük bir hayal kırıklığına sebep olmuştur.
AK PARTİ ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından partiden uzaklaştırılan Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın % 0,5 gibi görünen seçmeninin ne düşündüğünü bilmiyoruz ama, diğerlerinden çok farklı olmadıkları kanaatindeyim.
Bizim gördüğümüz bu tabloyu siyasi parti liderlerinin görmemesi mümkün olmadığına göre, seçimi kazanacaklarından emin görünmeleri nasıl açıklanabilir. Bizim aklımıza bir tek ihtimal geliyor. Bağlı oldukları mahfiller başka senaryolarla seçime müdahale edileceğini, bu sebeple rahat olmalarını mı fısıldadı acaba. Zira 15 Temmuz darbe girişiminden önce “Ben 15 Temmuzda başbakanım” diyen ve şimdilerde de mesnetsiz bir şekilde “Cumhurbaşkanı adayı değilim. Ben Başbakan olacağım”diye açıklamalar yapan bir Meral Akşener var. Yeni bir darbe girişimi için bir yerlerden işaret alınmış olabilir mi? CHP ve İP genel başkanlarının arka arkaya ABD’ye gitmeleri, WASHİNGTON ve PENSİLVANYA arasında kaybolmaları bu rahatlığın sebebi olabilir mi?
Şunu net bir şekilde ifade edelim. Saflar çok netleşmiştir. Türkiye’yi dize getirmek isteyen emperyalist batı, bütün silahları ile saldırıyor. Tanzimat’tan beri içimizdeki hainler vasıtasıyla bizi kontrol etmeyi başarmış olmaları, aynı sistemin değişmeden devam ettiğinin en bariz göstergesidir. Emperyalistler Türkiye üzerindeki emellerinden hiçbir zaman vazgeçmemişlerdir. Bu amaçla içeride birileriyle devamlı temas halinde olmuşlardır. Hali hazırda kendi arzuları istikametinde kullanacakları işbirlikçilerin kim olduğunu da milletimizin derin feraset ve basiretine bırakıyorum.
Selam ve dua ile.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: