TAHAMMÜLÜMÜZÜN SON NOKTASINDAYIZ. 

         Şanlı ecdadımızın bu aziz toprakları vatan edindikleri ilk günden itibaren aramızdasınız. Bizden gibi göründünüz. Varımızı, yoğumuzu sizlerle paylaştık. Ancak içinizde ki ihanet tohumlarının hiç yok olmadığına şahit olduk. Her defasında belki ıslah olursunuz umuduyla ihanetinizi sineye çektik. Ne zaman ki bıçak kemiğe dayandı ve zülfiyare dokundunuz, bizde cezanızı kestik. Anadolu tarihi yüzyıllarca sizin ihanetlerinize, bizim de bu ihanet sahiplerine haddini bildirmemize şahit oldu. Her devirde başka bir isimle ve başka kisveler altında ortaya çıktınız. 
          Selçuklu zamanında batınilik adı altında arz’ı endam ettiniz. Din adamı görünümlü bir meczubun arkasına takılıp devletin ve milletin istikbaline kast ettiniz. Uzun zaman sabrettik. Ancak artık mesele  tahammül sınırlarımıza dayanınca, Nizam-ül mülk olup tepenize binmek mecburiyetinde kaldık. Ebedi vatan kabul ettiğimiz bu topraklarda, her türlü fedakarlığı yapmaya hazır olduğumuzu, ancak ihanete de asla müsaade etmeyeceğimizi ortaya koyduk. 
          Yine Anadolu Selçuklu devleti zamanında Baba İshak adında bir hainin arkasına düştünüz. Anadolu Türkmenlerini ayaklandırarak devlete isyan ettiniz. Sabrettik. Ancak son noktaya gelince Çağrı ve Tuğrul bey olup, Gıyaseddin Keyhüsrev olup başınızda ki haini Amasya kalesinde idam edip cezanızı kestik. 
          İmparatorluk döneminde de ihanetleriniz durmadı. Her ortaya çıktığınızda kendinize başka bir kulp taktınız. 16. Yüzyıl başlarında Celal’i isyanları namıyla yeni bir ayaklanma başlattınız. 2. Bayezid Han’ın yumuşak tabiatından istifade ederek semirdiniz. Ancak devlete zarar verecek duruma geldiğinizde Yavuz Sultan Selim Han olup tepenize bindik ve sonrasında Kanuni Sultan Süleyman olup haddinizi bildirdik. 
        Devletin zaafa uğradığı 18. Ve 19. Yüzyılda Ermeni ve Rumlar’la birlik oldunuz. Devlete ve millete ihanet ettiniz. Sonunda Abdülhamid Han olup, ihanetinizin bedelini ödettik. Sonuçta en büyük kötülüğü sizinle iş tutan Ermeniler ve Rumlar’ın yerlerinden, yurtlarından olmalarına sebep olarak onlara yaptınız. 
        İstiklal savaşı zamanında istilacı Avrupalı devletlerle işbirliği yaptınız. Türk’ün her şeyini alabilirsiniz ama devletini asla alamayacağınızı unuttunuz. Erzurum’da Nene Hatun, G.Antep de Şahin Bey, K.Maraş da Sütçü İmam, ve Anadolu’nun her bölgesinde başka bir isimsiz kahraman olduk. İhanetlerinizin bedelini kanınızla ödettik. 
        1960’lı ve 70’li yıllarda komünist oldunuz. Aziz vatanımızı Sovyetler Birliği ve Çin’e teslim etmeye kalktınız. Karşınıza ülkücü Serdengeçtiler olarak çıktık ve boyunuzun ölçüsünü aldınız. Daha sonra Aziz vatanımız üzerindeki emelleri hiç bitmeyen Avrupa ve ABD beslemesi FETÖ ve PKK destekçisi oldunuz. Askerimizi, polisimizi şehit edip, masum sivilleri hunharca katleden alçaklara sahip çıktınız. Din adamı görünümlü bir şarlatana bir kısım insanlarımızın gönül vermesine sebep oldunuz. Sonuçta bu vatana ihanet eden herkes gibi, çarpıldınız ve zilletin en ağır halini yaşamaya devam ediyorsunuz. PKK terör örgütü de Allah’ın izniyle son perdeyi oynamaktadır. Akibetin ne olacağını tartışmaya da lüzum yoktur. Bu oyunun son perdesi hainler ve onlara destek olan sütü bozuklar için sadece yıkımla sonuçlanmak durumundadır. 
          Gerçek tarih asla yanılmaz. Bugüne kadar olanlar bundan sonra olacakların habercisidir. Bu Aziz millet Allah Teala’nın seçtiği millet, bu topraklarda ebediyen Türk vatanı olarak yaşayacaktır. 
          Selam ve dua ile.