TEHLİKELİ GİDİŞAT
Yayınlanma :
12.02.2021 12:06
Güncelleme
: 12.02.2021 12:06
Siyaset dünyasında hareketli günler yaşanıyor. Chp, yıllardır bulamadığı parti içi hiziplerle uğraşırken, diğer yanda FETÖ tarafından desteklendiği dedikodusu yapılan İP, üst düzey yöneticilerin istifası ve/veya partiden uzaklaştırılması ile uğraşıyor. MHP cephesinde bir kısım ülkücüler hükümete verilen sınırsız desteği sorgularken, diğer tarafta AK PARTİ, kongrelerde oluşturulmaya çalışılan,çıkarcı ve dava kimliğinden uzak kimsenin il ve ilçe yönetimlerinde yer alma kavgaları ile mücadele ediliyor. SP, ERBAKAN sonrası meydana gelen kimlik bunalımını aşmaya uğraşırken, BBP de ise Muhsin YAZICIOĞLU’nun misyon ve vizyonunu temsil edebilecek bir yönetim ve lider arayışına devam ediyor.
İsterseniz baştan başlayalım. Yani CHP’den 11 senedir partinin başında bulunan kişi olarak hiçbir başarısı olmayan, üstelik partiyi radikal sol çevrelere teslim ettiği konuşulan Kemal KILIÇDAROĞLU yönetimi zor günler geçiriyor. Bir tarafta bir önceki seçimde Cumhurbaşkanı adayı olan Muharrem İNCE’nin zehir zemberek bir açıklamayla partiden istifa etmesi, diğer taraftan parti içinde hala varlığını muhafaza etmeye çalışan ulusalcı kanadın, parti politikalarından memnun olmadıklarını açıkça beyan ederek bayrak açması, ilerideki aylarda krizin daha da büyüyeceğinin işareti olarak görülüyor. PKK’nın meclisteki uzantısı olan HDP ile yapılan ittifak, CHP’nin ana omurgası olan ulusalcı ve nispeten milli olan kesimde ciddi bir hoşnutsuzluğa yol açmıştır. Bebek’te, Nişantaşı’nda, Çankaya’da ve Alsancak’ta oturan CHP aristokratlarının umurunda olmasa da Anadolu insanının gözünde , vatanımızı bölmek hedefi olan hainlerle işbirliği yapıldığı düşünülmektedir. Bu bakımdan CHP kan kaybetmeye devam edecek gibi görünüyor.
İP’e bakarsak, parti yöneticilerini FETÖ ile irtibatlı ve iltisaklı olarak suçlayan Prof. Ümit ÖZDAĞ hakkında mahkemenin verdiği partiye dönüş kararı ve genel Başkan Meral AKŞENER’in, FETÖ’ye karşı olduğunu, güçlü bir şekilde dile getirememesi partinin hem demokrat tabanında, hem de ülkücü geçmişi olan kesimde ciddi bir rahatsızlığa dönüşme eğilimindedir. FETÖ ile bağlantısı olduğu için tutuklanan, sorgulanan kişilerin yakınlarının kendilerine daha yakın gördükleri için bir partiyi desteklemeleri normal gibi görünsede , İP’e oy veren diğer seçmende önemli bir hazımsızlığa sebep olmaktadır.
MHP cephesinde ise bir kısım ülkücüler Devlet BAHÇELİ’nin hükümete olan kayıtsız, şartsız desteğini açıklayamadıklarından kendi iç dünyalarında sıkıntı yaşamaktalar. Bir kısım seçmenini İP’e kaptıran MHP, aslında AK Parti ile ittifakı yaparak , Türkiye siyasetini krizden ve hatta kaçıştan kurtarmış olsa da, meselenin ne olduğunu tam olarak çözemeyen bir kısım seçmen parti yönetimini Ak Parti2nin peşine düşmekle suçluyor. Çözülemeyen şey ise Ak Parti karşısında oluşan blokta bulunan partilerin kimler olduğudur. Türkiye’de ne kadar gayri milli unsur ve ideoloji varsa karşı tarafta bir araya gelmiştir. PKK, FETÖ, dümeni solun da soluna çevrilmiş olan CHP ve bilimum sosyalist kalıntıları. Yani Devlet BAHÇELİ’nin buradaki tehlikeyi görüpte başka türlü davranması mümkün değildir. Zira ülkücü her şartta devletinin yanında olmak zorundadır.
SP ise ERBAKAN sonrasında oluşan siyasi konjonktüre ayak uyduramaması sebebiyle seçmen tarafından tercih edilmeyişine çözüm bulamayacak gibi görünüyor.
BBP, rahmetli MUHSİN YAZICIOĞLU’nun yerini doldurabilecek bir lider bulamamış olduğundan yavaş yavaş tabanını kaybedecek gibi duruyor.
AK PARTİ’ye gelirsek, iç ve dış siyasette başı çok ağrımasa da, kurultay sürecinde teşkilatlarda yaşanan sıkıntılar nedeniyle yeni küskünler oluşuyor. Parti içinde azalmaya başlayan dava adamları, iktidarının nimetlerinden istifade etmek isteyen her devrin adamları tarafından yönetimlere alınmıyor. Dışlanıyor. Halkta karşılığı olmayan ve sadece o makamı ikbal vesilesi sayan kişiler tepeden inme bir şekilde yönetime geliyor. Yaşanan bu olumsuzluklar Ak Parti seçmeninde seçim kaybetme korkusunu ortaya çıkarıyor. Ekonominin biraz da salgın sebiyle sıkıntılı olması da hükümetin işini zorlaştırıyor.
Yani anlayacağınız siyaset sahnesi çok karışık. Sayın Cumhurbaşkanı yeni bir hamle başlatıp, ekonomik sorunların üstesinden gelme yönünde bir irade ortaya koyabilirse ittifakı milletimizin ülke bütünlüğüne olan hassasiyeti sebebiyle seçimlerde sıkıntı yaşamayacaktır. Ancak tersi bir durumda ne olacağını ve ülkemizin nasıl bir maceraya sürükleneceğini tahmin etmek bile çok zordur. Selam ve dua ile.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yorumlar
Kalan Karakter: