Türkiye Yüzyılı Başladı

      İki turlu Cumhurbaşkanlığı seçimini geride bıraktık. Kendisini millet ittifakı olarak adlandıran oluşumun olağanüstü gayret ve çabasına, içeride ve dışarıda ki bütün argümanları kullanmasına rağmen, CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan karşısında yenilmekten kurtulamadı. AKPARTİ, MHP ve BBP dışında bütün muhalefetin, hatta tüm marjinal grupların bir araya gelmesi, ABD, AB ve İngiltere’nin desteğini almış olması da kazanmasına yetmedi. Hatta bölücü Kürt siyasetini temsil eden PKK terör örgütü ve onun siyasi ayağı olan HDP seçmenininde blok halinde oyunu almasına karşı, 21 senedir iktidarda bulunan ERDOĞAN’ı indirmeyi başaramadı. 
      CHP, cumhuriyetin kuruluşundan itibaren, aralıksız iktidarda kaldığı 27 yıl sonunda kaybettiği iktidarı, ömrü çok kısa olan bir, iki koalisyonu saymazsak, bir daha ele geçiremedi. Anadolu insanı, CHP ile birlikte, devletin soğuk ve merhametsiz yüzünü tanıdı. CHP, ecdadımızın mukaddes bilip kıymet verdiği değerlere karşı başlattığı savaş yüzünden, milletle devleti karşı karşıya getirmenin bedeli olarak ebedi muhalefete mahkum edildi. Aslına bakarsanız, marjinal gruplar dışında milletimizin ekseriyeti ile cumhuriyetin elitleri arasında, sonsuza kadar sürecek bir mücadelenin fitili, cumhuriyetin kuruluş yillarında ateşlenmişti. Koca bir imparatorluğu yok sayan bir anlayışı yerleştirmek isteyen jakoben takımı, devlet ile milletin arasına aşılmaz duvarlar örerek, şahsi ikballerini garantilemek istemişlerdi. Türk milletinin devlete karşı mecburi itaati, eline geçen ilk fırsat yolan 1950 seçimlerinde CHP’ye karşı çok büyük bir başkaldırma olarak ortaya çıktı. Sonrasında Süleyman Demirel ile statükocu ve darbeci zihniyeti kabul etmediğini, 1980 ihtilali sonrasında Turgut ÖZAL ile CHP zihniyetinden kurtulmak istediğini gösterdi. 2002 yılı sonrasında da Recep Tayyip Erdoğan ile arzu ettiği devlet anlayışının yerleşeceğine inandığı için seçimini AKPARTİ iktidarından yana kullandı. Kh
      14-28 Mayıs seçimlerini doğru okuyabilirsek, Anadolu irfanı denen basiret ve ferasetin, milleti tahakküm altında tutmak isteyen geleneksel CHP zihniyetine karşı kazanılan bir Zafer olduğunu görürüz. Muhalefetin yaptığı stratejik hatalar bir yana, 21 yıllık yıpranmışlığına ve iktidar partisinin teşkilatlarının hantallığına rağmen, Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesinin temelinde, bu milletin CHP’ye güveninin olmaması yatmaktadır. Kaldı ki, bu milletin ekseriyeti, CHP’ye desteğini açıklayanları iyi tanır. Bir asır önce devletimizi paramparça eden emperyalist Batı devletlerinden ve onların beslemesi olan PKK ve FETÖ gibi terör örgütlerinden medet ummak, CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte tüm muhalefetin çaresizliğinin göstergesidir. 
       14-28 Mayıs seçimleri hiç tartışmasız milli bir duruşun, Batı’ya karşı elde ettiği gerçek bir Zafer olmuştur. İttihat ve terakki kafasında ki Batı hayranlığının koca bir imparatorluğun parçalanmasına sebep olduğu ve o hayran olunan Batılılar tarafından bütün topraklarımızın işgal edilip yağmalandığını bildiğimiz halde bugün onlarla kolkola görünmek gaflet ve dalaletin dikalasıdır. Etrafımızda cereyan eden işgal hareketlerini görmemek için avanaklık sözü bile az gelir. Ülkemizi, Irak, Afganistan ve Suriye’den Libya’dan, İsrail’in, adım, adım yok ettiği Filistin’den ayrı düşünmek basiret ve feraset yoksunluğu ya da ihanettir. Saddamın muhalifleri ABD tarafından Irak’ın işgalini sağladılar. Kaddafi’nin muhalifleri Libya’nın parçalanmasına sebep oldular. Suriye’de ise iç savaş hala devam ediyor. Bizi bu olanlardan ayrı düşünmek akıl işi değildir. 
       Netice olarak seçim kazanılmış olsa da, her yandan kuşatılan Türkiye’de, ABD ve terör örgütlerinin desteklediği aday olan Kılıçdaroğlu’nun %48 oy almış olması bile milletimizin bir kısmı adına utanılacak bir durumdur. CUMHUR ittifakına oy verenleri cehaletle itham edenler, vatana ve millete ihanet ettiklerini ve asıl bilgisizliğin kendilerinde olduğunu ne zaman anlayacaklar bilmiyorum. 
Selam ve dua ile.