ÜLKÜCÜLERE VE GERÇEK SOLCULARA NE OLDU ?
Yayınlanma :
22.12.2020 09:22
Güncelleme
: 25.12.2020 09:24
Siyaset sahnesinde son zamanlarda ibretle seyrettiğimiz garip hadiseler yaşanıyor. Olaylar öylesine baş döndürücü bir hızla seyrediyor ki, inanın hem hadiselerin ne anlam ifade ettiğine akıl erdiremiyoruz, hem de durmadan değişen konjonktüre yetişemiyoruz.
Biz 80 kuşağı olarak meseleleri siyah ya da beyaz olarak nitelemeye alışık olduğumuzdan, bir objenin kırk kere renk değiştirmesini anlamakta güçlük çekiyoruz. Fikir dünyamızda bizden olanlar ve bizim yanımızda olanlar ile karşımızda olanlar diye bir tasnif yaptığımızdan, durmadan yer değiştiren ve kimden olduklarını bir türlü anlayamadığımız zevatı çözmekte zorlanıyoruz.
Bizim kuşakta yetişen adamlar, ülkücü ise ölünceye kadar ülkücü, solcu ise, ya da o zamanın nitelemesiyle komünist ise, ölünceye kadar komünist olarak kalırdı. Ben o zamanlar davasını terk edip karşı tarafa geçen, ya da karşı taraftan birilerinin desteğini almak için taklalar atan siyasetçi tanımadım. Herkes bulunduğu ortamda fikirlerini söyler, insanlar kimin fikrini beğenirlerse onun takipçisi ve destekçisi olurlardı. İnsanlar omurgalı varlıklar olduğundan, o yana bu yana dönmezlerdi.
Ancak aradan geçen kırk yıl çok fazla şeyi değiştirdi. Bir çoğumuz geçmişteki fikirlerimizi, sevdiklerimizi, arkadaşlarımızı, dostlarımızı terk ettik. Her şeyin herkes için sadece siyah ve beyazdan ibaret olmadığını anladık. Bazılarımız için gittiğimiz yolun gri alanları da olmalıydı. O gri alanları sıkıştığımız da kullanabilmeliydik. Bu kadarını anladık. Amma asla anlayacağımız şeyler olmaya başladı. Gittiği yoldan ve inandığı davadan bir anda vazgeçip, hasımlarının tarafına geçen, ya da karşı taraftan birilerini kendi yanına çekmeye çalışan müptezeller görüyoruz.
Buraya kadar yazdığım girizgahtan ne demek istediğimi anladınız mı bilmiyorum. Biraz anlatayım. Dün CHP genel başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU, yanına DHKP/C sempatizanı, ıslah olmaz bir müslüman düşmanı olan İstanbul il başkanı Canan KAFTANCIOĞLU ile, İstanbul belediye başkanı, Ekrem İMAMOĞLU’nu da alarak, Ülkücü hareketin değerli başbuğu rahmetli, Alparslan TÜRKEŞ’in eşi Seval TÜRKEŞ’i ziyarete gitmişler. Ziyarete gidenlere sözümüz yok. Omurga problemleri olduğuna sık sık şahit olduğumuz kimseler olduklarından çok garibimize gitmedi. Ancak ziyareti kabul eden hanımefendi bu ziyareti kabul etmesinin sebebini açıklayabilecek mi?
Seval hanım rahmetli Başbuğun ülkücülere emanetidir. Kabul. Ancak TÜRKEŞ soyadını taşıyan biri de hiç olmazsa Başbuğun hatırasına saygı duymak adına onun ebedi düşmanları olan zevatla bir araya gelmemeye dikkat etmelidir. Bütün hayatı vatan ve millet düşmanlarıyla mücadele içinde geçmiş bir devlet adamının eşi de, kim olduğunu ve nasıl davranması gerektiğini bilmelidir. Türkiye’mizi 12 Eylül 1980 darbesiyle yüz yüze getiren, binlerce ülküdaşımızın şehit olmasına, binlercesinin cezaevlerinde işkence görerek ölmesine, bazılarının ahlaksızca idam edilmesine sebep olanlarla aynı zihniyeti taşıyan kimselerle bir arada bulunmak neyin nesidir.
Dün Paris’te düzenlenen Türkiye protestosuna katılanların taşıdığı paçavralara baktım. Yunan bayrağı, Ermenistan bayrağı ve PKK çulları. Yani ülkemizin düşmanları belli. Ancak ülkemize düşman olmadıklarını çok iyi bildiğimiz bizim bazı arkadaşlarımızın dolaylı olarak bu oluşuma destek verdiklerinden haberleri yok mu? Millet ittifakı olarak isim koyup, millete düşman olan kim varsa hepsi bir araya toplananlar ile, sadece sayın BAHÇELİ’ye kızdığı için MHP’den ayrılan arkadaşlarımız nasıl bir araya gelebilir. Dava adamı olduğunu iddia edenler, davamızın ebedi düşmanlarına nasıl omuz verebilirler. Ben ülkücüyüm diyen, ancak millet ittifakı ile birlikte hareket eden arkadaşlar hele gelin birlikte olduğunuz grupları beraber değerlendirelim. ATATÜRK’ün kurduğu parti ile hiç ilgisi kalmamış, bütünüyle illegal sol örgütler ve PKK’nın kontrolüne girmiş bir CHP, Tamamen PKK kontrolünde olduğunu bildiğimiz HDP, Amerikan gizli servisinin maşası FETÖ, İran rejiminin Türkiye ayağı olduğunu bildiğimiz şimdiki SP ve bilumum din ve devlet düşmanı kurumlar. Mimarlar odası, Tabipler odası vs. Ve bunların yanında vatan millet sevdalısı ülkücüler. Fotoğraf sizin hoşunuza gidiyorsa orada olmaya devam edin. Değilse yapmanız gerekeni yapın. Selam ve dua ile.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: