UNUTULMAYA YÜZ TUTMUŞ HASLETLERİMİZ
Yayınlanma :
15.08.2020 10:59
Güncelleme
: 15.08.2020 10:59
Hz. Ömer(r.a.) zamanında üç genç yanlarında ki başka bir gençle huzura gelirler. Getirdikleri genci işaret ederek; Ya Ömer (r.a.) Bu şahıs bizim babamızı öldürdü cezalandırılmasını istiyoruz derler. Hz. Ömer(r.a.) gence dönerek durumu sorar. Genç, evet doğru söylüyorlar. Ben bunların babasını öldürdüm. Ben ailemle birlikte gezmeye çıkmıştım. Bunların arazisinin yanında atımın bahçedeki meyvelerden yemesine engel olamadım. Bu gençlerin babası da yerden bir taş alıp atıma vurdu. Atım öldü. Bende kendime engel olamadım. Bir taş da ben ona attım oda öldü dedi. Bunun üzerine Hz Ömer gencin idam edilmesine karar verdi.
Genç söz alarak, memleketinde zengin biri olduğunu, yetim bir kardeşi olduğunu, ve buraya gelirken altınlarını sakladığını eğer müsaade ederlerse üç gün içinde gidip altınları kardeşine verdikten sonra geri geleceğini ve bu süre için yerine birini bulacağını söyledi. Hz. Ömer(r.a.) “sen buraya yabancı birisin yerine kimi bulacaksın” dedi. Genç topluluğa şöyle bir baktı ve şu adam bana kefil olur dedi. Gösterdiği zat peygamber efendimiz(s.a.v.)in en yakın arkadaşlarından, yaşarken cennetle müjdelenmiş sahabelerden biri olan Amr b. As(r.a.)idi. Amr b. As tanımadığı bu gence kefil olduğunu söyledi. Genç gitti. Sürenin dolmasına çok az bir zaman kala Hz. Ömer’e genç gelmezse ne olacağını sordular. O da “Babam bile olsa cezayı infaz ederim buyurdu. Amr b. As da “Bizde sözümüzün arkasındayız dedi. Genç tam zamanında geldi. Hz. Ömer (r.a.) gence dönerek; Yerine birini bırakmıştın gelmeyebilirdin niye geldin dedi. Genç günümüz insanının çok bilmediği “AHDE VEFASIZLIK ETTİ” demeyesiniz diye geldim dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a) Amr b. As’a dönerek “sen niye tanımadığın birine kefil oldun dedi. Amr(r.a.) da “Bu kadar insanın arasından beni seçti. “İNSANLIK ÖLDÜ” dedirtmemek için kabul ettim dedi. Sıra davacı olan gençlere geldi. Gençler davadan vazgeçtiklerini söylediler. Hz. Ömer(r.a.) siz niye vazgeçtiniz dedi gençler de “MERHAMET SAHİBİ KİMSE KALMADI”demeyesiniz diye vazgeçiyoruz dediler.
Evet, hem dini hem de milli hassasiyetlerimizden olan ahd-e vefa ne yazık ki günümüzde çok geçerliliği kalmış bir kelime değil. Kısaca bizim için fedakarlık etmiş olanlara değer vermek ve kıymet bilenlerin kıymetini bilmek anlamına gelen bu kelime, büyük ölçüde anlamını kaybetmiş durumda. Her şeyin parayla ölçüldüğü günümüzde, karşılık beklemeden İhsan da bulunmak deyim yerindeyse enayilik olarak görülmeye başlandı.
Çanakkale savaşında bir asker arkadaşının öndeki siperde yaralandığını gördü. Yoğun ateş altında olmalarına rağmen onu kurtarmak için siperden kalktı. Yanındaki arkadaşı gitme dedi nasıl olsa ölecek sende kendini feda etme dedi. Ama asker dinlemedi. Yaralı arkadaşını siperden çıkarıp getirdi ancak asker şehit olmuştu. Diğer arkadaşı, sana gitme demiştim. Kendini tehlikeye atmana değdi mi diye sordu. Evet değdi dedi. Yanına vardığımda henüz sağdı. Bana, geleceğini biliyordum dedi. Onun bana olan itimadını boşa çıkarmamak dünyalara değdi.
Kuşu ölen bir çocuğa taziyeye giden bir peygamberin ümmeti olan bizler, hem Aziz milletimizin bir ferdi olmanın hem de inancımızın bir gereği olarak vefalı olmakla yükümlüyüz. Aşkın ve muhabbetin yerini günübirlik ilişkilerin aldığı, bütün hesapların çıkar üzerine kurulduğu bir dünyada fedakarlıktan merhametten ve ahd-e vefadan bahsetmek zor olsada, biz üzerimize düşeni yapmak mecburiyetindeyiz.
Allah(c.c.) hakkında vefa göstermek, ona karşı kul olmanın icabını yerine getirmektir. Peygambere vefa göstermek O’nun sünnetiyle amel etmektir. Ecdadımıza karşı vefa göstermek onların taşıdığı sancağı daha ilerilere götürmek için gayret göstermektir. Anne babamıza karşı olan vefa onların bize ihtiyaç duydukları yerde yanlarında olmak ve ihtiyaçlarını gidermektir. Devletimize karşı olan vefa , her halükarda yanında olmaktır. Eşimize karşı vefa iyi günde de kötü günde de sevgiyle, şefkatle, muhabbetle muamele etmektir. Şimdilerde olduğu gibi en küçük problemde hemen ayrılmaktan bahsetmek, neticesini düşünmeden hareket etmektir.
Mevlana hazretlerinin dediği gibi; Aşk, muhabbet, dostluk gibi hususların tümü vefaya bağlıdır ve daima vefalı olan kimseyi ararlar. Onlar vefasız bir gönüle asla yaklaşmazlar.
Sadece biz vefalı olmakla dünyayı değiştiremeyiz belki ama en azından kendimize saygımızı yeniden kazanmış oluruz.
Allah’a emanet olun.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: