VATANIMIZI VE MİLLETİMİZİ ALLAH BUNLARDAN MUHAFAZA ETSİN.
Yayınlanma :
20.01.2023 21:04
Güncelleme
: 20.01.2023 21:04
Küresel güçler, her dönemde farklı kimliklerle karşımıza çıkmıştır. 1800’lü yıllarda Fransız kisvesiyle gördüğümüz emperyalizm, sonraki dönemde yerini İngilizlere bırakmış, 1. Dünya savaşı sonrasında da tam bir ABD hegemonyasına dönüşmüştür. Çağdaşlık, ilericilik, devrimcilik safsatasıyla ve içimizden devşirdikleri beslemeler marifetiyle tam iki yüz yıl bizi bütün mukaddes bildiklerimizle savaşır duruma getirmişlerdir. Osmanlıyı yıkan, yaktığı fitne ateşiyle din kardeşimiz olan Arapları bize düşman eden, aynı zamanda milletimizin büyük çoğunluğunda da Araplara ve Osmanlı tebaası diğer milletlere karşı nefreti körükleyen Batı emperyalizmi, bize en büyük darbeyi Sabetaycılar, yani müslüman görünümlü yahudiler vasıtasıyla vurmuştur.
İmparatorluk topraklarında çıkış noktası olan İzmir başta olmak üzere Şam’a ve çoğunluğu Selanik’e sürülen sefarat yahudileri, zaman zaman Anadolu’ya göç etmiş, 1924-1931 yılları arasında Yunanistan ile yapılan mübadele ile, ancak bu defa Müslüman-Türk olarak aramıza dönmüşlerdir. Sözde Türkiye’deki Rumlar ile Yunanistan’daki Türklerin değiş tokuşu olarak gösterilen anlaşma, Batı Trakya Türklerini kapsamamış, onların yerine birçoğu yahudi olan kimselerin aramıza bizden birileriymiş gibi dönmelerini sağlamıştır.
Osmanlı’nın son döneminde dış politikamızı tamamen, cumhuriyet döneminde de hem iç politikada, hem de büyükelçilik ve konsolosluklarımız vasıtasıyla dış işlerinde devleti çoğunlukla bu dönmeler temsil etmiştir. Sayıları çok fazla olmamasına rağmen, arkalarında bulunan küresel güçlerin maharetiyle, kontrol tamamen onlarda olmuştur. Çok geriye gitmeden gelin yakın tarihimize bir göz atalım.
İsmet İNÖNÜ hükümetlerinden önce görev almış başbakanların tamamına yakınının Sabetaycı ve Selanik dönmesi olduğu gerçeğini bir tarafa bırakalım, hatta Karabağ ermenisi olduğunu bizzat CHP genel sekreterliği ve İnönü’nün Başbakan yardımcılığını yapmış olan Kemal SATIR’ın söylediği İSMET İNÖNÜ’yü de atlayalım. Türk siyasetinde uzun yıllar iz bırakmış olan Bülent ECEVİT, ROBERT koleji bitirdikten sonra, ABD Eisenhower vakfı tarafından ABD’ye götürülür. Dünyanın en zengin yahudi ailelerinden biri olan Rockefeller bursu ile Cambridge’de öğrenim görür, Harward’da yahudi dünya düzeni ütopyasının mimarı Henry KİSSİNGER’den ders alır. Yahudi olduğu çokça konuşulan Rahşan ile evlenir. Ve bir Girit yahudisi olan Kasım GÜLEK tarafından CHP’nin başına getirilir.
Süleyman DEMİREL Türkiye’nin siyasi olarak çıkmaza girdiği bütün dönemlerde kurtarıcı olarak pazarlanmış mason bir siyasetçidir. Ve Türkiye deki bütün masonlar Sabetaycıların kontrolündedir. Demirel de Ecevit gibi Eisenhower vakfının bursuyla ABD’de okumuştu. Ülkemizde askeri darbe yapan ABD ve NATO her defasında kendi oyuncakları olan birini darbe sonrası iktidara getirdi. 1960-1971-1980 darbeleri ve 28 Şubat süreci hep ABD ve yahudi çıkarlarına hizmet eden bir devletin devamını sağlamak içindi. 15 TEMMUZ’da yapılmaya çalışılan şey de, müslüman din adamı görünümlü bir haine biat etmiş müptezeller eliyle ülkemizi işgal etmenin yolunu açmaktı.
Önümüzde yapılacak olan seçimlere gelince. Bir tarafta ABD ve küresel güçlere karşı milli bir duruş gösteren CUMHUR ittifakı, diğer yanda aynı küresel güçlerin oyuncağı olan topyekün muhalefet cenahı. Deva Partisi genel başkanı Ali BABACAN, ABD istihbaratının AKPARTİ içine soktuğu, kim olduğu öğrenilince de uzaklaştırılan bir Sabetaycı. İP genel başkanı Meral AKŞENER Selanik göçmeni. Sabetaycı olmaktan başka hiçbir kabiliyetine şahit olmadığımız Akşener, ne yazık ki Türkiye gibi bir ülkeyi yönetmeye talip olabiliyor. Hem de kendisini ülkücü olarak pazarlayarak.
Muhalefetin diğer kanadı ve 100 yıllık parti CHP’nin başındaki zata gelince, ABD’nin beslediği bütün teröristlere sahip çıkan, solculuğu, ABD’ye kayıtsız, şartsız teslim olmak olarak kabul eden bir zavallı gibi görünüyor. Ermeni olduğu şeklindeki iddiaları bir yana koyarsak, bu kadar boş bir adamın bu kadar parlatılması meselenin altından bir çapanoğlu çıkacağını gösteriyor.
Yani sözün özü, küresel güçlerin maşası olan muhalefete ve Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip ERDOĞAN iktidarının ve hızla yükselen Türkiye’nin önünü kesmek isteyen efendilerine gereken dersi vermek için tüm milletimizi milli bir duruş sergileyip CUMHUR ittifakını desteklemeye davet ediyoruz.
Selam ve dua ile.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: