En son söyleyeceğimizi en başta söyleyelim…
Siyasetçinin makamı, halkın gönlünde olur. Ve gönül makamına vefa, ebedi olur.
İzmir’de, belediyelerin ‘kendi seçmeni tarafından şikâyet edilecek kadar kötü yönetildiği’ bir döneme şahitlik ediyoruz.
Öyle ki tek tek kaleme alsak, saymakla bitiremeyiz. Artarak devam eden trafik sorunu, temizlenemeyen körfez, su taşkınları, adam kayırmalar, ithal idareciler, bitmeyen projeler...
Bu kadar sıkıntının arasında belediye başkanlarımız yıkılacak binaların kolonlarını ‘gökkuşağı’ renkleri ile renklendirmekle, ilçesinde köstebek çukuruna dönüşmüş yolları onaracağına, ‘özgür bireylerin’ hak savunuculuğuna soyunarak kitaplar bastırmakla meşguller.
Aslında tam da bu durumlar için söylenen güzel bir söz vardır;
“Mahalle yanar, hanım kız saçını tarar.”
Elbette bütün bu olanları vaktiyle paylaşacağız okurlarımızla.
“Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır.”
İzmir denince; aklımıza ya metropol ilçeleri, ya da sayfiye bölgeleri geliyor.
Peki, İzmir bundan ibaret mi?
Yıllar evvel Bergama’ya ilk gittiğimde, ihtişamlı tarihi, dünya mirası listelerine girmiş eserleri, insanlık tarihine şahitlik etmiş o büyük krallığı aklıma getirerek yolculuk etmiştim. Fakat büyük bir hüsrana uğramıştım.
Bergama adeta yok gibi bir şeydi. Bu kadar ihtişamlı bir tarihe ev sahipliği yapan ilçeye neredeyse turist hiç gelmiyordu. Bırakın yabancı turisti, yerli turistler dahi gittikleri Bergama’dan söylenerek dönüyordu. Tabi ki haklı sebeplerle.
İzmir’in en uzak ilçelerinden biri olan Bergama’ya yolculuk merkezden 2 saat sürüyor. Bu yolculuğun sonunda ailece dinlenebileceğiniz tesis yok gibi bir şey. Konaklamak isteseniz de sınırlı imkân var. Yani bu yolculuk sadece görüp dönmek için çekilir gibi değildi.
Turizmden nasibini alamayan Bergama; sanayi ve tarımdan da nasibini alamadığı gibi, genç nüfusu istihdam da edemiyordu. Israrla yaşamını Bergama’da sürdürmek isteyen gençler ise birçok şeyden mahrum yaşıyordu.
Üniversite için Bergama’yı seçen gençler, sosyal tesis ve faaliyetlerden mahrum bir üniversite yaşamı sürmekte, yerlisi ise bir de iş ve aş derdine düşüyorlardı.
Süreç o kadar kötü yönetiliyordu ki, ilçe halkı bütün bu imkânsızlıkları, makûs talih olarak kabullenmişti.
Ama bir adam bu ilçenin makûs talihinin değişeceğine ve hem halkın, hem ilçenin hak ettiği hizmetlerle sorunlarının giderileceğine inanıyordu.
İlçe başkanlığı döneminde tanışmıştım Sayın Hakan Koştu ile, kendi kendime “Yahu insan her sohbette ilçenin sıkıntısından söz edip, sanki belediye başkanıymış gibi çare arar mı?” derdim.
Hakan Koştu bugün yaptığı ve yapacak olduğu bütün hizmetlerin hayalini o günlerde kurardı, ben şahitlik ederim. Doğup büyüdüğü ilçeye vefa borcunu ödemek için, dönemin yöneticilerinin hayalini kuramadığı projelerin altyapısını hazırlıyordu.
Hükümet partisinin ilçe başkanı olmasının bütün imkânlarını ilçesi için kullandı.
Önce Bergama’yı şehre yakınlaştıran, mesafe sorununu ortadan kaldıran otoyol projesinin her adımında bizzat ilgilendi.
Bugün hayata geçirilen ya da açıklanan projeler, doğup büyüdüğü şehre vefa borcunu ödemek için gecesini gündüzüne katan ‘Bir Bergamalının’ Hakan Koştu’nun hikayesidir.
Partisinin 4 büyük ilçe belediyesini kaybettiği 31 Mart yerel seçimlerinin ardından Bergama’da Hakan Koştu zaferi başka bir anlam kazanmıştı. Öyle ki artık Ak Parti’nin belediyecilik anlayışının lokomotifi olacaktı. Yük ağır, zaman sınırlı ve yapılacak iş çoktu.
Seçimin ardından bir gün Hakan başkanla sohbet ederken;
“Başkanım, bu hengâmede, bu yoğunlukta, evinizi ve ailenizi ihmal edebilirsiniz. Dikkat etmek gerekli” dedim.
İlk kez bir siyasiden duymuştum;
“Artık Bergama nüfusunun tamamı ailem ve Bergama benim evim, benim Bergama’yı ihmal etmemem gerekli, asıl buna dikkat etmem gerekli” demişti.
Elbette hal böyle olunca bu kadar inançlı ve kararlı bir yöneticinin hayallerinin ne kadarının gerçekleşebileceği bende de merak uyandırdı. Halk adına takipçisi olduk.
Hakan Koştu’nun seçilmesinin ardından henüz 2 yıl geçmesine rağmen Bergama adeta sınıf atladı.
Birkaç örnekle anlatmak gerekirse…
*Selinos Antik Kanal ve Restorasyon Projesi ile tarihi değerler bir bir gün yüzüne çıkardı.
*Tabakhane ve Eski Çırçır Fabrikası’nın Restorasyonu kapsamında 400 m2 açık, 350 m2 kapalı alana, Galenos Müzesi, Parşömen Müzesi ve kafe için 750 m2 kapalı alana sahip olacak şekilde şehre kazandırılıyor.
*Şehir merkezindeki stadyumu taşıyarak, 34 bin m2 alan üzerine Bergama’ya yakışan bir kent meydanı ve Millet Bahçesi inşa edilecek. İhale tarihini 07 Temmuz 2021
*Şehrin imajına değer katmak üzere Vakıf Zeytinliği sosyal bir alan haline getiriliyor.
*274 adet konut, 1 adet cami ve çevre düzenlemesini kapsayan TOKİ konutları için yaklaşık 9 ay önce başlayan inşaat tamamlanmak üzere.
*2021 yılı sonuna kadar şehrin büyük bir kısmı doğal gaz ile buluşmuş olacak.
*İnşaatı devam eden 500 kişi kapasiteli öğrenci yurdu ile Bergama’yı bir üniversite şehri yapıyor, eğitim konusunda gençlere uygun imkân ve koşulları oluşturmaya öncelik veriyor.
*238 tarihi yapı aslına uygun olarak şehrine kazandıracak.
*2.850,414 dekar alana kurulacak olan Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesini hızla hayata geçirmeye çalışıyor. İlçede hayvancılığın lokomotifi olacak olan bu proje ile 3 bin 500 kişilik bir istihdam sağlamayı hedefliyor.
*5 milyar dolarlık ticaret hacmi olacak olan Bergama Serbest Sanayi Bölgesi’nin 20 bin kişiye istihdam sağlaması için çalışıyor.
*Tarihi Bergama Havra’da açılan Halı Dokuma Kursu ile bir yandan UNESCO Dünya Kültür Mirası Bergama’nın geleneksel el sanatlarından halıcılığın nesilden nesile aktarılmasını sağlarken, diğer yandan kadınların aylık gelir elde ederek ev ekonomisine katkıda bulunmasını sağlıyor.
*Geçmişi başarılarla dolu Bergamaspor’a daima destek verdi. Tekrar 3. Lige çıkmasını göreve geldiği ilk yılda sağladı.
*Göreve gelir gelmez belediye bünyesinde bir Spor Müdürlüğü oluşturdu. Özellikle “Yüzme bilmeyen Kalmasın Projesi” ve “Değerli Zamanlar Eğitimi” ile ilçemizdeki çok sayıda çocuk ve genci sporla buluşturdu.
* 15 adet spor tesisi ve halı saha yapımı için gerekli prosedür ve yer belirleme çalışmaları tamamlandı.
Anlayacağınız yazmakla bitmez. Başlayan, biten ve devam eden projeler…
Muhtacın elinden tuttu…
Esnafın yardımına gitti…
Yaşlının, çocuğun imdadına yetti…
Sokak sokak dolaştı…
Gecesini gündüzüne kattı…
Ayırmadı birini, diğerinden…
Selam verdi, selam aldı, kapısını açtı, telefonunu açtı, gönlünü açtı…
Yazımızın sonunda en başa dönelim.
Siyasetçinin makamı, halkın gönlünde olur. Ve gönül makamına vefa, ebedi olur.
Bütün bu işlerden konuşurken, sosyal yardımlar konusunda Hakan başkanın suratı asılıyor.
Keşke diyor, “Bergama’da yardıma muhtaç tek insan kalmayana kadar çalışmaya, ömrümüz vefa etse. En ücra köşesinden merkezine insanlarımız kendi kendine yetse.”
Aklıma rahmetli Akif’in meşhur sözü geliyor, “Kenar-ı Dicle’de Bir Kurt Aşırsa Koyunu, Gelir de Adl-i İlahi Sorar Ömer’den Onu”
Kendini Hakka ve Halka adamış yöneticilerin, Allah sayılarını artırsın.
Kalın sağlıcakla…
Yorumlar
Kalan Karakter: