Yine en son yazacağımı en başta yazarak başlamak istiyorum.
"Kötü insanların, hak ettiği cezayı çekmedikleri bir memlekette iyi insanlar, iyi çocuklar yetişmez."
Malumunuz, kentimiz bir dizi felaket ve ihmaller neticesi acı olaylara şahitlik ediyor.
Geçtiğimiz hafta yağmurla, birlikte fırtına kenti acımasızca vurdu. Hayatının baharında iki insan maalesef yaşamını yitirdi.
Daha Kent bu konuyu tartışıyorken, hafta sonu Çeşme’de meydana gelen orman yangınında 3 kişi yaşamını yitirdi.
Akıl alır gibi değil…
Orman yangınları ve yangın sezonu hemen başlamadan önce; sezon için bir planlama yapmış orman bölge müdürü neden yer değiştirilir onu ayrıca konuşacağız.
Hayat gibi ölüm de gerçek hiçbir itirazımız yok.
Ancak, maalesef memlekette bütün felaketler, acılar, kayıplar, bağıra bağıra geliyor.
Sonra ne mi oluyor?
Siyasi tartışmalar, kavgalar, sen daha çok suçlu, o daha çok suçlu mahiyetinde dönen kayıkçı kavgası sorunun çözümüne değil, siyasi varlıklarının devamına teminat oluyor.
Olayın üstüne hızlıca kapatmak için Gediz Elektrik, İZSU ekipleri ve Büyükşehir Belediyesi ekipleri el ele vererek saatler içinde sorunu gideriyor.
Bakın bu olayla ilgili yayınlanan bilirkişi raporunda bütün kurumların ihmali ve hatası ayan beyan ortada.
Raporda şu ifadeler yer aldı.
Test ekibinin arıza noktasını tespit edememesi üzerine olay yerinde kazı çalışmalarına başlandı. M besleme devresine ait tek damarlı kablolardan birisinin yağmur tahliye mazgalı altında sıkışmış ve yalıtımın zedelenmiş durumda olduğu görüldü. F besleme devresine ait arızalı faz iletkenine olay yerinde rastlanmadı. Bu durumda ölümlere neden olan arızanın M besleme devresindeki faz toprak arızasından kaynaklandığı anlaşılmıştır. Besleme devrelerine ait kablolarının zemin yüzeyine göre gömülme derinlikleri aşağıdaki gibi ölçüldü; Kablo koruyucu boru altından ölçüldüğünde en derin noktalarda 45 cm, boru üstünden ölçüldüğünde 36 cm olduğu görüldü. Temasın olduğu noktada ise derinliği mazgalın kalınlığı kadar olduğu görüldü. Yapılan ölçümler; Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği madde 58-b.11’e göre, kabloların, sokaklarda normalde 80 cm, koruyucu önlemler alındığında, asgari 60 cm, derine gömülmesi gereğine göre değerlendirildiğinde, çok yetersiz olduğu anlaşılmıştır.
Raporda İZSU’ya dair şu değerlendirmeler yapıldı:
Rögar kapağı bitişiğinden geçirilen beyaz renkli drenaj borusunun kabloları, kapağa doğru yükseltmesi ve bu arada kablo koruyucu borunun bu bölümde iptal edilmiş olmasıdır. İZSU uygulamalarının sonucu olan bu durumun kazanın asli nedenlerinden biri olduğu kanaatindeyiz. Kabloların 36 cm ve 45 cm aralığındaki derinliğe gömülmüş olması, kazanın yaşanmış olmasının asli nedenlerinden biri olarak Gediz A.Ş’nin uygulamaları sonucu olduğu kanaatine varılmıştır. Sonuç olarak her iki kurumun ihmalleri olduğu kanaatine varılmaktadır.
İki gencecik insan ihmaller sonucu yaşama veda etti. Bu olay olmadan önce önlem almayan, konuyu tartışmaya açmayan, kurumları harekete geçirmeyen, halkın duymadığını yok sayan siyasiler ve yöneticiler bir zahmet konuşmaya biraz ara versin. Biz de hatalıyız, yaşananlardan ders alıp bir daha tekrarlanmaması için çalışacağız desin.
Gediz Elektrik Genel Müdürü'ne hesap sorulsun....
İZSU Genel Müdürü'ne hesap sorulsun...
Yani gereken yapılsın.
Biraz mahcup olsunlar yahu.
Çok şey mi istiyoruz?
Mesela arada gazete okusun takip etsinler, yıllardır Gediz Elektrik ile ilgili yapılan haberlere baksınlar.
Aydınlatma lambaları nasıl kapakları açık bir şekilde kabloları dışarda bırakılıyor ve umursanmıyorlar.
Sözleşme adı altında insanları nasıl elektriksiz bırakıp para topluyorlar.
Türlü hilelerle zaten geçim sıkıntısı yaşayan insanlara nasıl faturalar kesiyorlar.
Bir zahmet baksınlar. Medya bunları yıllardır yazıyor. Sürekli yetkilileri uyarıyor.
İnsanlar ölüyor, insanlar mağdur oluyor, hasta oluyor, bu şehrin insanları…
Daha ne olması lazım bu yaşananlar sizi harekete geçirmiyor, halen siyasi kavgalar peşindeyseniz, harekete geçmeniz için daha ne olması lazım? Benim gibi bütün kent merak ediyor.
İnsanlara biraz ümit verin bırakın kavgayı. Sorumluların cezasını çektiğine şahitlik etsin bu insanlar. Yoksa kötülüğün ödüllendirildiğini düşünecekler.
Bir diğer merak ettiğimiz konu ise yıllardır önlenemeyen orman yangınları.
Son yıllarda yaklaşık 100 bin hektara yakın ormanımız gitti.
Yanan ormanlarda On binlerce hayvanımız canımız gitti.
Dünyanın en güzel memleketinde doğal yaşam gitti.
İnsanların evi barkı gitti.
İnsanların canı gitti.
Son yangında İzmir’de 3 can gitti.
Tam yangın sezonu olarak belirtilen zamana girilirken Orman Bölge Müdürü gitti.
Görev süresi boyunca 2017’den beri 4 Bakan gitti.
Fakat ne hikmetse Orman Genel Müdürü gitmedi.
Memleket olarak merak ediyoruz, daha ne olması lazım?
Parti ayırmaksızın, isimlerin de üzerinde durmadan kötü yönetilen kurumların sorumlularını korumak yerine gerekeni mi yapsanız acaba diyorum.
Aksi takdirde; "Kötü insanların, hak ettiği cezayı çekmedikleri bir memlekette iyi insanlar, iyi çocuklar yetişmez."
Yorumlar
Kalan Karakter: