İYİ Parti İzmir’de ilçe kongreleri sona erdi, herkesin gözü İl kongresinde.
Süreci kısaca özetleyecek olursak; Hüsmen Kırkpınar ilçe kongreleri öncesi Milletvekili adayı olmak istediğini ve bu nedenle İl Başkanı adayı olmayacağını açıkladı. Ardından düşük yoğunluklu boş salonlarda ilçe kongreleri devam ederken il başkanı adayları kulislere düşmeye başladı. Aday olduğunu açıklamasa da görevinden istifa etmesi ile birlikte ilk konuşulan isim Emre Eryıldıran oldu. Daha sonra Balçova Belediyesi Meclis Üyesi Öztürk Keskin’den adaylık açıklaması geldi ve sırasıyla il yöneticileri Şakir Genç ve Oğuzhan Yar adaylıklarını açıkladı. Bu dört isme partide henüz bir görev almamış Sinan Bezircilioğlu eklendi. Son olarak avukat Ülkü Doğan İYİ Parti İzmir’de ilk kadın il başkanı olmak için yola çıktı. Musavvat Dervişoğlu’na yakınlığı ile bilinen Emre Eryıldıran adaylığına açıklamadı. Öztürk Keskin manidar bir açıklama ile Sinan Bezircilioğlu lehine adaylıktan çekildiğini beyan etti. Ardından Şakir Genç ve Oğuzhan Yar da Ülkü Doğan lehine adaylıktan çekilerek yoluna devam etti.
Herkesin bildiği üzere Aytun Çıray, Ömer Karakaş ve Hüsmen Kırkpınar bir tarafta, Musavvat Dervişoğlu diğer tarafta il başkanlığı yarışında tavır aldı.
Elbette bütün bu süreci anlatmamın bir sebebi var.
Henüz hiçbir adaylık açıklaması yok iken, Altınordu Spor Kulübü Derneği Başkanı ve işadamı Sinan Bezircilioğlu’nu İYİ Parti İzmir İl Başkanı yapmak için bir takım girişimlerin ve görüşmelerin yapıldığı bilgisine ulaştık. Elbette bu durumu o günlerde sorduğumuz parti yetkilileri kabul etmese de bilgi doğruydu. Yine de ihtimal vermedik. Nedeni Şakir Genç’in “4 yıldır partide, 4 kere görmedik” eleştirileri ile hemen hemen aynı.
Aslında düşündürücü olan partililer tarafından pek bilinmeyen, Bezircilioğlu’nu kim aday yaptı?
Bu akıl; benzeri farklı bir yöntemle olsa da, CHP İzmir’de yaşandığı gibi ve eleştirilere maruz kaldığı gibi, parti için yıllarca emek vermiş gecesini gündüzüne katmış teşkilatların başına işadamlarını getirerek neyi amaçlamaktadır?
Partililer, sadece il başkanını mı oylayacak sizce?
Parti hakkında sayısız iltisak iddialarına, bir yenisini eklemek kimin işine yarayacak?
Bu süreç büyük kongrede nasıl bir sonuç doğuracak?
Musavvat Devişoğlu, ısrarla genel merkezimizin bir adayı yok derken birileri ısrarla bunu iddia ediyor.
Meral Akşener’in açık beyanatı var “Partimizi ve beni 4 kişi temsil eder. Grup başkan vekillerimiz ve parti sözcümüz” sizce de bu çok açık bir ifade değil mi?
Genel merkezin ya da Meral hanımın bir adayı olsa, en büyük destekçisi kuşkusuz Musavvat Dervişoğlu olur.
Sorularımıza devam edelim öyleyse...
2023 seçimlerinde Türkiye’nin en büyük 2. Partisi (bir sonraki yazımda detaylı olarak anlatacağım) olma yolunda ilerleyen İYİ Partide bu bölünmenin kime ne faydası olacak?
Genel Merkez tarafından koordinatör olarak görevlendirilen Ömer Karakaş'ın görevi bölmek mi? birleştirmek mi?
Elbette birileri bunu istiyor olabilir ama Meral Akşener ve Musavvat Dervişoğlu'nun en son isteği budur diye düşünüyorum.
Bütün bu tartışmaların ayyuka çıktığı bir dönemde; Genel Başkan Yardımcılarının İzmir’de olduğu ve basının karşısına çıktığı birlik, beraberlik ve demokrasi mesajı verdiği ve üzerine basarak ‘İzmir il başkanını delegeler seçecek, genel merkezimizin işaret ettiği bir isim yok, bizler bu süreçten güçlenerek çıkacağız ve 2023 seçimlerinde partimiz için canhıraş çalışacağız' dediği bir toplantıda, Hüsmen Kırkpınar ve Aytun Çıray neden yoklar henüz bilinmiyor.
Soruların bir kısmına 2 gün sonra gerçekleşecek İzmir İl Kongresi’nde yanıt bulacağız. Ancak Meral hanım İzmir’de parti böylesine orta yerinden ayrılmışken bir karar vermeli.
Sürece bizzat müdahale edecek mi?
Yoksa Ankara-İzmir hattında parti teşkilatlarına mayın döşenmesine müsaade mi edecek?
Bütün partililerin cevabını merak ettiği soru…
Peki İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener İzmir’de ne olsun istiyor?
Yorumlar
Kalan Karakter: