Aşı Savaşları mı, İktidar savaşları mı?
Yayınlanma :
15.01.2021 10:27
Güncelleme
: 15.01.2021 10:27
Doğa olayları ve sağlık dışında politikanın bulaştığı her yer su kaldırabilir. Eğitim programlarınız kendi zaferlerinizşi taçlandırarak anlatabilirsiniz, sporda bir takım farklı etkiler için ülkenin ekonomik ve politik gücünü öne çıkarabilirsiniz ama hastalık, deprem, yangın, sel bunlara hiçbir koltuktan efelik yapamazsınız. ABD, Rusya ve Çin ekonomik ve sosyal alanlarda kaybettikleri itibarı, güveni sağlık alanında kazanmak için milyarlaca USD harcamaya başladılar. ABD başkanı olayı tamamen biyoterörizm düzeyini çekip virüsün SARS-CoV-2 olan tıbbi adını bile Çin virüsü olarak telaffuz etti. Yaptırımlar savurdu. Aşımız hazır dedi, ilacımızı bulduk dedi, keza Putin onlarca Rus bilim adamını devre dışı bırakıp Gameleya enstitüsünün aşısının adını SPUTNİK V olarak ilan etti, olmayan sonuçlara dayanarak güvenlik marjı ve onay açıklamaları yaptı. Sonra bunları düzeltmek bilim insanlarına kaldı.
İnsanlar politikacılardan gerçekleşmeyen/gerçekleşmeyecek vaatler duymaya alışıktır. Adı üstünde politika çok laf az iştir. Laf çoksa, o kelime kalabalığında bir de ver çoşkuyu temposu içinden doğruyu bulmak çoğunlukla olanaksızdır. Bilimi, bilim insanlarına bırakmak, üniversite ve yüksek kurullarda tartıştırmak varken İngiltere, ABD, Rusya ve kapalı kutu Çin bunu basın önünde sıfıra yakın öz bilgi, üstlerinde sırıtan emanet birkaç sözcükle vaatlerde bulunan liderler mat oldu. ABD’de yaşananlar Trump’ı koltuğundan etti, kendilerine has demokrasileri çatladı, ortada harcanan milyarca dolara rağmen, onca teknolojik yatırma, dünyanın her ülkesinden transfer ettikleri bilim insanlarına rağmen sağlık sistemleri çöp oldu. Dünya genelinde 92 milyondan fazla insan hastalandı, 2 milyona yakın insan öldü, 110 bin kişi hala yoğun bakımlarda yaşam savaşı veriyor kimin umurunda?Trump hala koltuk kavgasında, Çin aylardır ne ölüm ne de yeni hasta sayısı açıklamıyor sanki hastalık hiç kalmamış gibi sırf aşılarının önünü açmak ve ticaretini kolaylaştırmak adına, Rusya keza öyle bir fırtına öncesi sessizlik halinde Adenovirüsbazlı aşıları beklendiği gibi değil ki, 11 Aralık 2020’de Oxford/AstraZeneca ile güçlerini birleştirme kararı aldılar. Bu birliktelikten İngİltere’nin nasıl bir fayda sağlayacağını, köhne Rus teknolojisinden elde edecekleri birikimi hiçbir otör bilemiyor. 13 Ocak 2021 itibariyle ABD’de 23,5 milyon insan enfekte oldu, 390 bin civarı insan öldü, 3,5 milyon insan enfekte oldu, 64 bine yakın kayıp verildi, 88 bin hasta aylardır 4634 ölüm vakası neredeyse hiç değişmedi. Tarih ülkelerin yaptıkları hataları bugüne not düşüyor bu hataların hesapları yangın kontrol altına alındığında sorulacaktır. Söylenen yalanlar, günü kurtarmak için politikaya malzeme edilen yaşamlar, yanlış tedavi protokollerindeki bilimden uzak ısrar daha çok koltuk sallayacak ve ulusal/uluslararası mahkemelerde davalar görülürken bugünün erk sahiplerinin yalanları, ülkelerini sürükledikleri kaos, başlangıçta yaşlılar ölürken ekonominin kamburundan kurtulmak için sürü bağışıklığı politikalarını bıyık altından gülerek izleyen ülkeler halen vicdanlarda mahkum olmalarının yanı sıra kanunlarda da mahkum olacaklardır.
Bu süreçte Türkiye ne yaptı derseniz TÜBİTAK, Sağlık Bakanlığı ve Sanayi Bakanlığı Sayın Cumhurbaşkanının direktifi ile 2020 Mart ayında üniversitelerine ve bilim insanlarına güvenerek 12 farklı aşı üretimi için bu alanda deneyimli gruplarına neredeyse bugüne kadar görülmemiş süratte ve büyüklükte proje destekleri tahsis etti. Türk halkının yabancı ürünlere olan hayranlığını bir tarafa bırakarak yerli ve milli stratejiyi ayağa kaldırdı. Sağlık Bakanı dışında hükümetin hiçbir kanadı halka bu konuda fazla bir şey söylememeye gayret etti. Hastanelerimiz tüm hastalara en hızlı şekilde organize olup kucak açtı. İlaç sanayi devlet ile ortaklaşmaya inandı ve yatırımlarını bu kanalda yoğunlaştırdı. Bugün 12 ayrı Türk aşısı 8 Üniversite ve 1 merkezde pandemiden kurtuluş umudu olarak insanlı çalışmalar olan FAZ 1 aşamasında kadar geldi. Ülkemizin içinde bulunduğu sorunlara rağmen ( 5 milyon savaştan/yoksulluktan kaçan göçmen, doğu ve güney sınırlarımızda süren savaşlar/çatışmalar, depremler) aşılarımız halen halkımızın umudu olarak parlamaktadır. Pfizer/BioNTech, Oxford/AstraZeneca, Gamelaya, SINOVAC, SINOPHARMA, MODERNA, NOVAVAX gibi devlet destekli köklü şirketler faz çalışmalarında yaptıkları hataları örterek, geçiştirerek verileri tam açıklamayarak piyasada yüzde etkinlik savaşını sürdürüyorlar. Her gün aynı soru yüzlerce kez sohbetlerde tarafıma soruluyor. “Aşı olalım mı, bekleyelim mi, hangi aşıyı olalım, hocam siz hangi aşıyı olacaksınız?” Cevabım basit bulduğunuz aşıyı olan, etkinlik konusunda Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) salgın dönemlerinde %50 koruyan aşı yeterlidir diye fetvasını vereli yıllar olmuş. Hani şu her konuda bakalım Amerikalı kaynaklar ne diyor diye sorarız ya işte onların en başı böyle buyurmuş. Devlet başkanlarının mesnetsiz açıklamaları aşıya olan güveni sarsmamalı, biz bilim insanları halkımızı bize güvenmeye devam etmeleri konusunda aydınlatmaya çalışıyoruz. Yabancı devletlerin bu tek taraflı etkinlik yüzdelerine değil, aşının sizin hayatınıza yapacağı katkı ve zararlara odaklanalım
Halkımız için dip not!
1) Aşı olanlarda (hangi aşı olursa olsun) hastalık çok hafif veya hiç bulgu vermeden geçiyor. Tedavi gören kişi sayısı (%10-22 arası aşıya bağlı)anlar çok az.
2) Aşılananlarda yoğun bakımda yatma, ölüm neredeyse %0.
3) Aşıların çoğunda aşı yerinde ağrı, ateş, halsizlik gibi çok hafif yan etkiler dışında ciddi bir yan etki görülmedi. Avusturalya Queensland Üniversitesinin(dünyanın araştırma üniversiteleri arasında ilk 50 içindedir)ürettiği aşı yalancı HIV pozitifliğe yol açtığından COVID-19 aşıları içinde 1 milyar USD sipariş almasına rağmen terk edilen tek aşıdır.
Halkımız SINOVAC aşısına ulaşırsa, devletin belirlediği öncelik sırası nedeniyle vurgu yaptım, aşı olmaktan çekinmesin. Bugün ölenlere sorabilsek, sizce onlar aşı olmak için tereddüt ederler miydi?
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: