30 Ağustos 2024 bugün…
30 Ağustos 1922 Başkomutanlık Meydan Muharebesinin yaşandığı gün…
26 Ağustos 1922’de başlayan “Büyük Taarruz”un en önemli kırılma noktası.
30 Ağustos 1922’de Başkomutanlık Meydan Muharebesi zaferle sonuçlandığı için Mustafa Kemal’in “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir ileri!..” emri anlam kazanmış, emri alan Türk Ordusu coşkun akan bir sel misali dokuz günde Akdeniz’e ulaşmış ve Yunan ordusu kimliğinde onlara destek veren bütün emperyalist ülkelerin güçlerini 9 Eylül 1922 günü İzmir körfezinin sularına döküvermiştir.
Değerli okurlarım, 30 Ağustos nedir? 30 Ağustos’ta biz kimleri yendik? 30 Ağustos’a nasıl gelindi? 30 Ağustos’un Türk tarihi içindeki yeri ve önemi nedir? vb sorularının doğru cevapları verilmeden 30 Ağustosların değeri ve anlamı anlaşılmayacaktır…
30 Ağustoslara, parti penceresinden siyaseten bakmak, ideoloji penceresinden bakmak, bugünün şartları içerisinden bakarak yaşananları küçültmeye çalışmak, ne yazık ki 30 Ağustosları bütün olarak kapsamayacak mutlaka bir yönüyle eksik bırakacaktır…
30 Ağustos 1922, 93 Harbi olarak da bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbiyle başlayan 44 yıllık zaman diliminin bir insan öğütme makinesi işleviyle Türk Milletinin evlatlarını; Plevne’de, Balkan’da, Kafkas’ta, Trablusgarp/Libya’da, Yemen’de, Kanal’da, Kut-ül Amare’de, Sarıkamış’ta, Çanakkale’de, Gaziantep’te, Kahramanmaraş’ta, Erzurum’da, Adana’da, Batı Anadolu’da öğütüşüne dur denildiği, efsanelerdeki Simurg/Zümrüt ü Anka kuşu misali küllerinden yeniden doğduğu kutlu bir zafer günüdür.
30 Ağustas’a gelirken Yahya Kemal’in 26 Ağustos 1922 adını verdiği Türk Milletinin duygularına tercüman olan Dua şiirini hatırlatmam gerekiyor haliyle:
26 AĞUSTOS 1922 - Yahya Kemal BEYATLI
Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi.
Senin uğrunda ölen ordu budur yâ Rabbi.
Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın,
Galib et, çünkü bu son ordusudur İslâm'ın.
30 Ağustos 1922’de biz görünürde Yunan ordusunu yenerken aslında onlara destek veren başta İngiltere, ABD, Fransa, İtalya vb ülkeleri de yendik. Çünkü Yunan ordularının Anadolu’yu işgal konusundaki gerekli bütün malzemeyi bu ülkeler temin etmişlerdi.
30 Ağustos 1922’ye gelişin başlangıcında 1699 Karlofça Antlaşması vardır. Bu anlaşma; Osmanlı İmparatorluğu’nun gerilemeye başladığı dönemde imzalanan önemli bir antlaşma olarak tarih sahnesinde yerini alır. Antlaşma, Osmanlı İmparatorluğu’nun toprak kaybı ve güç azalmasının yanı sıra Avusturya ile diğer Avrupa devletlerinin kazançları ile sonuçlanmıştır.
30 Ağustos 1922’nin gerisinde 26 Ağustos 1071’de Malazgirt’te Bizans/Doğu Roma ordularını yenerek Anadolu’ya yerleşen, daha sonra Asya, Afrika ve Avrupa’da üç kıtada egemen bir devlet kurarak Roma İmparatorluğuna son vererek Tuna Boylarına uzanan muhteşem bir Türk-Osmanlı Devletinin varlığının Batı dünyasının zihninde yer alan öç alma ve Türkleri geldikleri yere Asya bozkırlarına sürme duygusu vardır…
Oysa Türk milleti tarihten önce de Atatürk’ün deyimiyle yedi bin yıl önce de bu topraklarda vardır. 26 Ağustos 1071 bu topraklara ilk gelişimiz değil son gelişimizdir.
30 Ağustos Türk tarihi içerisinde Anadolu’yu biz eyleyen önemli bir kırılma noktasıdır…
1699 Karlofça Antlaşması ile başlayan Osmanlı Devletinin gerileme ve toprak kaybı sürecinin sonucunda bırakılan topraklarda kurulan sayısız devletçikler içinde halen hayatlarını sürdürmeye çalışan Evlâd-ı Fatihanların konumu neyse 30 Ağustoslar kazanılmasaydı bugün Anadolu’da Türk milletinin varlığı da aynen onlar gibi olurdu hiç şüpheniz olmasın. Lütfen Yunanistan’da, Bulgaristan’da, Kosova’da, Suriye’de, Irak’ta, vb yaşayan soydaşlarımızın konumlarını hatırlayalım…
26 Ağustos , 30 Ağustos ve 9 Eylül 1922’de elde edilen zaferler ve bu zaferlere bağlı Lozan’da vb yerlerde elde edilen kazanımlar sayesinde bugün bu topraklarda yaşıyoruz değerli okurlarım…
Onun için 26 Ağustoslara da, 30 Ağustoslara da, 9 Eylül 1922’lere de geniş bir çerçeveden ve tarihsel süreç gerçekliği içinde bakma mecburiyetindeyiz değerli okurlarım…
Unutulmasın ki savaşların acısını nasıl ki bütün bir millet birlikte yaşıyorsa, zaferinin getirdiği sevinçleri de yine bütün bir millet bütünlüğü içerisinde yaşamamız gerekiyor değerli okurlarım…
Bu duygularla bütünüyle Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere İstiklâl Harbi-Millî Mücadele Kahramanlarına¸özelde de 30 Ağustos Zaferini kazandıran kahramanlarımıza ALLAH’tan rahmetler dilerken, her birisine minnetlerimizi, şükürlerimizi ve dualarımızı sunuyoruz… Mekanları Cennet ruhları şâd olsun…
KARŞI/YAKA’DAN… SEVGİLERİMLE…
İSTİKLÂL ORDUSU ŞEHİTLERİNE
Düne kadar en akur ölümlere güldünüz,
Bugün bütün milletin gönlüne gömüldünüz,
Rahat, rahat uyuyun son âşiyanınızda!
Artık ne gözlerinizde köye dönmek emeli,
Ne yaranızı saran ince bir kadın eli,
Belki arkanızda yok bir ağlayanınız da!
Varsın dolu bulunsun bir emelle gönlünüz,
Siz tarihin övdüğü herkesten büyüksünüz,
Zemzem kudsiyeti var her damla kanınızda!
Fâni akislerini kaybeden sesleriniz,
En mağrur alınlara diyebilirler eğil,
Ebediyet en küçük payedir yanınızda!
Çünkü hürriyet için söndü nefesleriniz;
Yâdınıza yabancı bâdiyelerde değil,
Ana vatanınızda, ana vatanınızda!
Kemalettin KAMU
Yorumlar
Kalan Karakter: