7 Temmuz 2023 Cuma: Bugün Tarihî Kırkpınar Yağlı Güreşlerinin 662.si başlıyor. 8 Temmuz Cumartesi devam edecek; 9 Temmuz 2023 Pazar günü yapılacak olan Başpehlivanlık Güreşleri ile de bu yılki güreşler noktalanacak.
Bu yılki güreşler TRT SPOR Kanalından canlı olarak yayınlanacaktır.
UNESCO Somut Olmayan Kültür Mirasları Listesi’nde yer alan, dünyanın en eski spor organizasyonu olan Kırkpınar Yağlı Güreşleri hakikaten tarihinin her döneminde “Er Meydanı” olarak anılagelmiştir.
2023 güreşleri Cunhuriyetimizin kuruluşunun 100. YILI’na rast geldiği için ayrı bir önem arz etmektedir. Bundan dolayı da bu senenin baş pehlivanlık ödülü 1 milyon TL olarak belirlenmiştir.
Kırkpınar Güreşleri dendiğinde aklıma hep 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında Hasan Mutlucan’dan dinlediğimiz “Buna Er Meydanı Derler” diye başlayan kahramanlık türküsü aklıma gelir. İşte bu türkünün sözleri: İsterseniz bir de Google den türküyü bulup Hasan Mutlucan’dan dinleyiniz derim:
Buna Er Meydanı Derler Bunda Söz Olmaz (Yandım Aman)
Çifte Yürekli Erkekler (Şahin) Gelin Bu Yane (Yandım Aman)
Ele Bele Dile (İmanım) İhanet Olmaz (Yandım Aman Aman)
Okurlar Fermanın(İmanım Yandım)Kıyarlar Cane (Yandım Aman)
Bu Yolun Erkanı (İmanım) Hünkardan Gelir (Yandım Aman)
Serden Geçmiş Erler (İmanım Şahin) Gelir Bu Yane (Yandım Aman Aman)
***
Güreş Türk Milletinin millî sporudur. Tarih boyunca düğünlerde ve bayramlarda hep güreş ola gelmiştir.
KIRKPINAR RİTÜELLERİ:
KIRKPINAR DUALARI/SALAVATLAMA
Kırkpınar güreşleri cazgırların şiirsel duaları ile başlar: Ör:
ALLAH ALLAH İLLALLAH
Diyelim MAŞALLAH
İki yiğit çıktı meydane
Birbirinden merdane
Dinleyin ağalar sözümü
Pehlivanlar yer batmanla üzümü
El ğaçada diz yerde
Güreşelim düz yerde
Elini tersten takar
Evini başına yıkar
Alta düştüm diye yerinme
Üste çıktım diye sevinme
Hasmın karıncaysa hor bakma
Yiğitsen meydandan çıkma
Karşıdan gelir kır at
Kanatları kat kat
Verelim Peygambere salavar
Sallallahualâ Muhammed
Ya Muhammed ya Ali
Pehlivanlar piri Hz. Hamza Veli
Bu yiğitlere diyelim maşallah
Vur davulcu Köroğlunu
Çayıra çıkmazdan önce kazanlardaki zeytinyağıyla yağlanma, yere diz çöküp toprağı selamlama, peşrev ve güreş: Tarihi dönemlerde beraberklik yoktur. İlla ki bir güreşçi diğerini göbeği yıldız görecek şekilde yenecektir. Süre sınırlaması yoktur, her türlü oyun serbesttir.
Güreş bitince karşılaşmanın sonucu her ne olursa olsun. Yaşça küçük olan yaşça büyük olanın elini öperdi. Eli öpülen de rakibine dua ederdi.
Karşılaşma bitiminde her iki güreşçi bir diğerinin belinden kavradığı kollarıyla rakibini göğe kaldırır ve ayaklarını yerden keserdi.Bun aynı zamanda “Helalleşme!” denirdi…
Kırkpınar güreşlerinde alkış olmazdı. Dua olurdu…
Adını çok duyduğumuz güreşçilerimiz: Bulgaristan’ın Deliorman Bölgesi güreşçi yatağı olarak bilinmektedir: Nurullah Filiz, Kel Aliçe, Koca Yusuf vbKurtdereli Mehmet,
Denizli Acıpayam Gireniz Vadisi; Olimpiyat şampiyonlarımız Hasan Güngör ile Bayram Şit’ivb güreşçileri yetiştirmiştir. Beyağaç’tan da Altın kemer sahibi Hüseyin Çokal yetişmiştir. Kahramanmaraş, Çorum, Tokat, Amasya, Erzurum vb güreşçi yatağı yerler olarak adını duyurmuştur.
Bu vesileyle Adını tarihe yazdırmış olan isimli isimsiz bütün güreç camiamızın ölmüşlerine ALLAH’tan rahmetler diliyorum
662. Kırkpınar’a katılacak olan bütün sporcularımıza da başarılar diliyoruz…
KIRKPINAR'IN DOĞUŞU HİKÂYESİ
Kırkpınar, tarihi ve coğrafi gerçeklerle tamamen uyum içinde ve binlerce yılda hâsıl olan, milli vicdandan doğan bir anânevî kutlamadır. Zaman, Osmanlı'ya Anadolu'nun dar geldiği, gözünü Ahmet Yesevi hazretlerinin işaretiyle Avrupa'ya diktiği 1350'li yıllardır. Orhan Gazi'nin şehzadesi Sultan Süleyman, Sarı Saltuk ve Ahmet Yesevi hazretlerinin menkıbeleri, Peygamber efendimizin İstanbul'un fethiyle ilgili müjdesiyle büyümüştür. Avrupa'ya geçmek, İstanbul'u fethetmek ateşiyle yanmaktadır. Ancak, o da İstanbul'un fethinin, Trakya'nın fethinden geçtiğini iyi bilmektedir. Şehzade Süleyman, bir gün babası Orhan Gazi'den, "Oğul, vakit, saat gelmiştir, an, Rumeli'ne geçme anıdır." iznini alır. Şehzade Süleyman ve 40 alperen arkadaşı, bugün Boğaz'ın Anadolu yakasındaki Çanakkale - Lapseki kazasının Çardak Beldesi'ne gelirler. Burada, Salcı Baba'nın nezaretinde karşıya geçecekleri salı inşa ederler.
Şehzade Süleyman ve 40 yiğidi, Edirne'ye doğru yollarına devam ederler. Kırk alperen, fırsat buldukça, savaşa hazır olmak için birbirleriyle güreş tutmaktadır. İçlerinde Ali ve Selim ismindeki iki yiğit, güreşlerini bir türlü ayıramamış, aralarında yenişme olmamıştır.
Bugün, Yunanistan toprakları içinde kalan ve Edirne - Ortaköy yolu üzerindeki Simovina Köyü (Kırkpınar güreşleri 1912 yılına kadar burada yapılmıştır) yakınındaki çayıra geldiklerinde yine güreş tutarlar. Yine güreşlerini ayıramazlar. Yalnız namaz için mola verdikten sonra, güreşlerine devam ederler, ay ışığında da sürdürürler ve ikisi de güreşirken vefât ederler.
Arkadaşları bu iki yiğidi, vefât ettikleri yere defnederler ve Rumeli topraklarından fethe devam ederler. Döndüklerinde bir de bakarlar ki, arkadaşlarını defnettikleri bu yerde kırk pınar fışkırmış akıyor. Bundan sonra, burası, "kırklar", yani evliyalar, şehitler pınarı diye anılmaya başlanır. Söylene söylene "Kırkpınar" şekline dönüşür. Edirne'nin fethinden sonra Alperenler, Selim ve Ali'nin hatırasına vefât ettikleri yerde her yıl güreşler yapmaya başlarlar. Böylelikle Kırkpınar güreşleri, Sarı Saltuk'un Edirne'yi terketmesinden 57 sene sonra tekrar doğar.
KARŞI/YAKA’DAN SEVGİLERİMİZLE…
Yorumlar
Kalan Karakter: