BAYRAMLARIN SÖYLEMEK İSTEDİĞİ
Yayınlanma :
21.04.2023 11:05
Güncelleme
: 21.04.2023 11:05
Ramazan Bayramımıza kavuştuğumuz gün…
Bugün, sevinç günü, kardeşlik günü, barış günü, umut günü…
Öyle olunca bayramın, insanımıza, milletimize İslam dünyasına ve bütün insanlığa özündeki güzellikleri yaşatmasına vesile olmasını diliyoruz…
Bayramları iki başlık altında topluyoruz:
Birincisi millî bayramlar: Devlet olmayla, millet olmayla ilgili konularda tarihin akışı içerisinde yaşana, ortak acı, ortak sevinç ve ortak şuur günleri olan millî bayramlar…
İkincisi ise aynı dinin mensuplarıyla dünya ölçeğinde yaşanan Ramazan ve Kurban içerikli dinî bayramlarımız.
Bugün 21 Nisan’da Ramazan bayramımızın ilk gününü yaşarken bayramın üçüncü gününde de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı yaşayacağız.
Bu iki bayramın Ramazan Bayramı içerisinde yaşanmasının tevafuk olduğunu ve bizlere söylemek istedikleri çok ikaz yahut nasihat olduğunu hissediyorum.
Nasıl ki insanın dili var da konuşuyorsa, nasıl ki her bir nesne, her bir cisim, her bir vakit lisan-ı hâl ile konuşuyorsa, mübarek vakitlerin ve bayramların da aynı hâl diliyle söyledikleri ve söyleyecekleri vardır bizlere…
Millî bayramlar, millet olmayla ilgili yaşanmışlıklar üzerine inşâ edilirken, dinî bayramlar cihanşümul/evrensel kapsayıcı değerler üzerine inşâ edilir.
19 Mayıslar, 23 Nisanlar, 30 Ağustoslar, 9 Eylüller millî tarihle ilgili bize ait olan yaşanmışlıkların bayramıdır. Bugün yaşamaya başladığımız Ramazan Bayramımız ise ülkemizdeki seksenbeş milyon vatandaşımızla birlikte dünyadaki iki milyar Müslümanla birlikte yaşamaya başladığımız bayramımızdır.
Her iki bayramın değerler manzumesinin hayata geçmesinin başlangıç noktası her bir bireyin vicdanında karşılık bulmasına bağlıdır. Bu konudaki kabullerin nereden nereye geldiğini de en az altmış, yetmiş yaş civarındaki kimseler bilebilirler. “Ah… Nerede o eski bayramlar!..” serzenişi bunun bir ifadesidir.
Ramazan bayramı ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı bizlere benim anlayabildiğim kadarıyla şunları söylüyor; ya da ben böle anlıyorum:
Öncelikle bireyin hayattaki değeri millî ve dinî değerleri bilmesi, yaşaması ve içselleştirmesine bağlıdır.Çünkü dünyada iki yüzü aşkın devlet içerisinde daha çok sayıda etnik kimliğe sahip insan yaşamaktadır. Bu kimlikle yaşayanların size olan saygısı sizin de kendi kimliğinizin şahsiyetiyle kimlik ifade etmenizdir.
Şeyh Galib’in söylemiyle:
“Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen”
“Ey insanevladı! Kendine saygıyla/hürmetle yaklaş; çünkü sen kâinatta yaratılmışların özü/göz bebeği olan insansın.”
Temeldeki bu değerleri davranış haline getiren insanların olaylara bakışı ile konulara verdikleri değer hep milletinin, devletinin çıkarları ile aynı dine mensup olan kitlelerin çıkarları olacaktır.
Siz hem Türkiye’de yaşayıp hem de “Ben Türk de değilim, Müslüman da değilim diyemezsiniz. Dediğinizde ise sizi işitenlerin vicdanında yargılanırsınız, yalnızlaşırsınız ve değersizleşirsiniz, yani kaybedersiniz…
Türk tarih şuuruna sahip olmayan kişilerin hayata ve olaylara bakışı günlük olacaktır, anlık olacaktır ve şahsi olacaktır… Basit ve küçük çıkarlar için değerlerinden ve inançlarından kolaylıkla taviz verecek, en küçük sıkıntı anlarında ülkesini terk ederek başka ülkelerde yaşamaya çalışacaktır.Bu bağlamda, şahsı, ülkesi, devleti ve milleti söz konusu olduğunda “Geçmiş dönemlerde aynı konuda neler yaşanmıştı ve sonuç ne olmuştu?” sorularının cevabının geleceği aydınlatmada en önemli bir ışık olduğu bilincini Mehmet Âkif’in mısralarındaki gibi hiç unutmamak gerekiyor.
“Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
"Tarih"i "tekerrür" diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?
Millî varlığımızı oluşturan dinden beslenen ve insanı yaşatmayı esas almış olan değerlerimiz hem kişinin kendi dünyasındaki iç barışını hem de kendisi dışındaki dünya ile dış barışını oluşturacak ve yönetecek değerleridir: Ör: Vakıf kültürü, ahilik kültürü, kuş evleri, sebil geleneği, gurabahane-i laklaka: Leylekler evi, kervansaray, han hamam vb insana hizmet eden ve insanı merkeze alan değer kurumları…
İşin özü insanı yüce bir değer olduğu kabulüyle önce insanı yaşatmak, ona değerli olduğu duygusunu yaşatmak ve hayatı, insanı merkeze alan bir anlayışla kurgulamak ve yönetme becerisini gösterebilmektir.
“Bu adem dedikleri
El ayakla baş değil
Adem manaya derler
Suret ile kaş değil” Der Kaygusuz Abdal
Yunus Emre de şöyle der bu konuda:
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendin bilmezsin
Ya nice okumaktır
Okumaktan murat ne
Kişi Hak'kı bilmektir
Çün okudun bilmezsin
Ha bir kuru ekmektir
Dört kitabın mânâsı
Bellidir bir elifte
Sen elifi bilmezsin
Bu nice okumaktır
“Ya hayır söyle, ya sus!..” . “Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız; müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz!.." der Hz. Peygamberimiz.
Kur’an-ı Kerîm’de de ALLAH;
“Gerçekten biz insanı ahesen-i takvim üzere (en güzel bir şekilde) yarattık” (Tin Suresi 95/4) der…
Ramazan Bayramı, bizlere bunları hatırlatıyor ve hatırlatmalı da!..
Ve Yahya Kemal Beyatlı’nın Kendi Gök Kubbemiz kitabındaki “Süleymaniyede Bayram Sabahı”şiirindeki ruhla hitap etmeli ki insana; bayramlardan beklenen maksat, Erzurumlu Alvarlı Efe Hazretlerinin sözlerindeki gibi hasılolmalı, olabilmeli…
“Cân bula cânânını
Bayrâm o bayrâm ola
Kul bula sultânını
Bayrâm o bayrâm ola”
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: