13 Şubat 2025 Perşembe gecesi Berat Gecesi idi.
Bugün 14 Şubat 2025 Cuma gününü yaşıyoruz .
Aslında dün akşamdan itibaren halk takvimi ve inancına göre Cuma’nın vakti de girmişti....
Dolayısıyla 13 Şubat ile 14 Şubat akışında sanki Berat Gecesi ile Cuma günü birlikte güzelleştirdiler vakti…
-Merhum- Ali Ekber ÇİÇEK’in sazı ve sözüyle meşhur ettiği:
“Gönül Gel Seninle Muhabbet Edelim” başlıklı türkü sözleri içerisinde şöyle de bir dörtlük vardır.
Solmazsa dünyada güzeller solmaz
Bu dünya fanidir kimseye kalmaz
Yalan dolan ile sofuluk olmaz
Mümin olan bekler BERA’YI gönül
Bu dörtlüğün sonunda geçen BERA kelimesi BERAT kelimesinin, şiirin akış güzelliğine uygun olarak söylenmesinden başka bir şey değildir.
Berat: Osmanlı’da, bir göreve getirilen, aylık bağlanan, unvan verilen kişiler için çıkarılan padişah buyruğudur.
Berat: Müslümanlar arasında bağışlanma. Günahlarına tövbe eden kişinin, günahlarından kurtulacağına, tövbesinin kabul edildiğini ifade eden mânevi bir kurtuluş belgesidir.
Berat Kandili/Gecesi: İnanan kimselerce Berat Gecesi bir bağışlanma ve affedilme gecesi olarak kabul edilir. Bu nedenle de bu gece yapılacak özel dualar, namazlar, tövbeler ve hayırlar ile günahlardan temizlenileceğine ve tertemiz yep yeni bir hayat başlanılacağına inanılan bir gecedir.
Değerli okurlarım, İnsanlar yaşadıkları zaman düzlemi içerisinde o zamana kadar olmayan; çeşitli değerlerden beslenen kültürel sunumlar ve ortamlar ortaya koymuşlardır: Doğumdan ölüme kadar hayatın safhaları, her türden geleneksel sporlar vb bunların yanında bir de dinden ve inançlardan beslenen kültürel oluşumlar vardır. Mevlid, Regaib, Mi‘rac, Berat ve Kadir geceleri zamanla ortaya çıkmış olan dinden beslenen; Müslüman toplumların ritüellerle oluşturdukları kültürel ortamlardır.
Osmanlı Padişahı II. Selim döneminde (1566-1574) camiler aydınlatılıp minarelerde kandiller yakılarak kutlandığı için bu gecelere kandil geceleri denilmiştir. Bunlara bazan Arapça “leyl” (gece) kelimesi eklenerek leyle-i Kadr, leyle-i Berât ... şeklinde de kullanılmıştır. .
Bu gecelerin kutlanma tarihleri kamerî takvime göre şu şekilde belirlenmiştir:
Mevlid kandili Hz. Peygamber’in doğumu münasebetiyle kutlanır. Mevlid kutlamalarını ilk ihdas eden zatın Erbil Atabegi Muzafferüddin Kökböri (ö. 630/1233) olduğu kabul edilir. Bu kutlama için toplananlara mevlid kıssaları okumayı ilk başlatan kişinin ise Mısır Çerkez hükümdarlarından biri veya Mısır Fâtımîleri olduğu söylenir…
Osmanlı döneminde mevlid kandillerinde çeşitli kutlama faaliyetleri icra edilmiştir. İbnü’l-Hâc gibi bazı fakihler, mevlid münasebetiyle yapılan eğlencelere ve israf olduğu gerekçesiyle çok sayıda kandil yakılmasına karşı çıkmıştır. Süyûtî, mevlid gecelerinde toplu halde Kur’an okunmasını ve Resûl-i Ekrem’e dair sohbetlerin ardından yemek ikram edilmesini bid‘at-ı hasene olarak görmüştür.
Bir kısmı zayıf veya mevzû olmakla beraber receb ayının faziletine dair nakledilen rivayetlerden Resûl-i Ekrem’in bu aya ayrı bir değer verdiği anlaşılmaktadır.
Zamanla müslümanlar üç ayların ilk cuma gecesine rağbet gösterip ihya etmeye başlamışlardır. Bu gecenin Regaib diye adlandırılmasında Hz. Peygamber’e izâfe edilen, fakat hadis âlimlerince mevzû olarak değerlendirilen rivayetin de etkisi olmuştur. Receb ayında kutlanan diğer bir gece de Mi‘rac gecesidir. Abdullah b. Mes‘ûd’un rivayetine göre bu gece beş vakit namaz farz kılınmış, Hz. Peygamber’e, Allah’a şirk koşmadıkları sürece ümmetinin günahlarının bağışlanacağı müjdesi verilmiştir
Berat gecesi adını Allah’ın günahkârları affetmesinden alır (berâet). İkrime ve bir grup âlim, Duhân sûresinde sözü edilen “mübarek gece”nin Berat olduğu kanaatindedir Resûl-i Ekrem’in bu gecede ibadetle meşgul olmayı ve gündüzünde oruç tutmayı teşvik ettiği nakledilir.
(IX.) yüzyılda yaşayan Fâkihî Mekke’de Berat gecesinin kutlanmasıyla ilgili verdiği bilgiye göre Mekke halkı Mescid-i Harâm’da namaz kılmak, Kâbe’yi tavaf etmek ve Kur’an okumak suretiyle geceyi ihya ederdi
(XI.) yüzyılın ortalarından itibaren Şam’daki Emeviyye Camii’nde Berat gecesinde kandiller yakılmış, bunu bid‘at olarak değerlendiren birtakım fetvalara rağmen bu âdet bir süre devam etmiştir. Berat gecesinde halka tatlı dağıtma geleneğini ilk başlatan kişinin Selçuklu Veziri Fahrülmülk olduğu söylenmiştir.
Müslümanlarca kutlanan mübarek gecelerin en önemlisi Kadir gecesidir. Aynı adı taşıyan sûrede (97/23) Kur’an’ın inmeye başladığı bu gecenin bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilmektedir. Kadir gecesinin zamanıyla ilgili farklı rivayetler varsa da ramazan ayının yirmi yedinci gecesi olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır.
Müslümanların cuma ve bayramlar dışında bazı gün ve gecelerde dinî-tarihî olayları hatırlayarak heyecanlarını tazelemeleri ve bu münasebetle bazı etkinliklerde bulunmaları tabiidir.
Dinî hayat süreklilik ve kararlılık isteyen zihnî ve kalbî bir yatkınlıktır. Yılın birkaç gün veya gecesinde dinî hayatı yaşayıp belli davranışları tekrarlamak dindar olmanın dünyevî ve uhrevî sonuçlarını doğurmaz. Bu açıdan bakıldığında kandiller münasebetiyle gösterilen faaliyetler doğrudan İslâm’ın bir emir veya tavsiyesi değil çeşitli Müslüman toplumların zaman içerisinde ihdas ettikleri gelenekleri konumundadır.
Bu noktada da toplumların zamanı ibadetlerle doldurmaları ve zamana değer yüklemelerinin kültürel oluşumu zamanla yerleşmiştir.
Yazımızı bir şiirimizle noktalamak istiyorum müsaadenizle:
“BERAT”INI ALDIK MI
Güzel dostlar, Hak katından, birbirini bilirler
Af dileyip kullarından, Berat’ını aldık mı?
Kulları da dostlarının, sırlarını bilirler
Bir gün olsun, yıllarından Berat’ını aldık mı?
***
Dost bağında yer içeriz, bütün ömür boyunca
Unuturuz Halk Eden’i, tıka basa doyunca
Gururumuz kaftan olur, kadir bilmez huyunca
Helalleşip dillerinden, Berat’ını aldık mı?
***
Dalda meyve yetişince, havalarda kapardık
Kimse görmez bizi deyip, nice budak kopardık
Her vesile çiçekleri, dostlar için apardık
Güller için dallarından, Beratı’nı aldık mı?
***
Ağız tadı olsun diye, nice tatlar arandık
Şeker pancar yetinmeyip, kovanlara dadandık
Bal arısı hep çalıştı, parayı biz kazandık,
Kovandaki ballarından, Berat’ını aldık mı?
***
Dertli bizdik, ağıt yaktık garipleri ağlattık
Feryat ettik masumlara karaları bağlattık
Toy düğünde hem oynadık hem de coşku çağlattık,
Sazların da tellerinden, Beratını aldık mı?
***
Gutmuloğlu göl eyledik, kandillerde duayı
Halden hâle girip sunduk, çocuklaşıp edâyı
Hak’ka sunduk Berat diyen, türlü çeşit nidâyı,
Dilsizlerin lâllerinden, Berat’ını aldık mı?
17 Mart 2022 Karşıyaka / İZMİR
Şerif KUTLUDAĞ
Yorumlar
Kalan Karakter: