Mâlum Eylül ayındayız değerli okurlarım.
Hafta başında ders başı yapan okullarımız bugün haftayı tamamlamış oluyorlar ne güzel!..
Eylül, Ekim, Kasım aylarına halk takviminde “Güz ya da güzün” denirdi… Divan şâirleriyle şiirde estetiği öne çıkaran sanatçılar da bu aylara “Hazân” adını verirlerdi.
Bir bakıma güz ayları mevsim olarak yaprak dökümü olarak nitelenir: Hem gerçek anlamıyla ağaçların yapraklarından kurtuldukları mevsim hem de mecaz anlamıyla özellikle yaşlıların Hak’ka yürüdükleri mevsim olarak nitelendirilir… Her iki bakış açısı da doğrudur.
Bu mevsime, aynı zamanda ressamların mevsimidir de denilebilir. Yaprakların renkten renge girdiği özellikle de sarının her türden renginin sergilendiği özel bir zaman kesitidir yaşamaya başladığımız bu süreç…
Resimde bu çeşitlilik ve ilgi varken müzikte durum farklı mıdır sanki!.. İşte eylülü konu edinen bazı şarkılar:
İncesaz: Eylül, Suavi: Eylül, Bülent Ortaçgil: Eylül Akşamı, Alpay: Eylül’de gel vb
15 Eylül aynı zamanda Cumhuriyet Döneminin iki önemli isminin de doğum günüdür: 15 Eyl. 1901’de Kemalettin KAMU doğar; 15 Eyl. 1914’te de büyük romancımız Orhan KEMAL doğar.
GURBET
Gurbet o kadar acı/ki ne varsa içimde
Hepsi bana yabancı/hepsi başka biçimde
Ne bir arzum ne emelim/yaralanmış bir elim
Ben gurbette değilim/gurbet benim içimde
……. Kemalettin KAMU
Hanımın Çiftliğ romanı ve TV dizisiyle meşhur olan Orhan Kemal’in eserlerinden bazıları: Ekmek Kavgası, Sarhoşlar, Çamaşırcının Kızı, Koğuş, Grev, Arka Sokak, Kardeş payı, Babil Kulesi… vb.
Romanlardan söz etmişken 1901’de yazılan Türk Edebiyatı’nın ilk psikolojik romanı Eylül’den söz etmemek olmazdı elbette.
Şiirde baktığımızda yine eylül temalı pek çok şiirle karşılaşırız:
EYLÜL SONU
Günler kısaldı... Kanlıca'nın ihtiyarları
Bir bir hatırlamakta geçen sonbaharları.
Yalnız bu semti sevmek için ömrümüz kısa...
Yazlar yavaşça bitmese, günler kısalmasa...
İçtik bu nâdiriçki'yi yıllarca kanmadık...
Bir böyle zevke tek bir ömür yetmiyor, yazık!
Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor;
Lâkin vatandan ayrılışın ıztırâbı zor.
Hiç dönmemek ölüm gecesinden bu sâhile,
Bitmez bir özleyiştir, ölümden beter bile.
Yahya Kemal BEYATLI
….
YAĞMUR KAÇAĞI
…….
Sarayburnu’ndan geçiyorum
Akşamsa eylülse ıslanmışsam
Beni görsen belki anlayamazsın
İçlenir gizli gizli ağlarsın
Eğer ben yalnızsam, yanılmışsam
Elimden tut, yoksa düşeceğim
Yağmur beni götürecek yoksa beni
Attila İLHAN
EYLÜL’DÜ
…….
Eylül’dü.
İzlerini çizdiği zaman ansızın gidişin,
Şimdi yoktu bi anlamı suskunluğun.
Çırılçıplak kalakaldım sessizliğinin orta yerinde.
…….. Cemal SÜREYA
EYLÜL
……
Eylül, gülleri soldurarak
duyurdu bu yıl kendini
Böyle olacağını bile bile
Şaşırttı bizi yinede
…… Ahmet TELLİ
BEN EYLÜL SWN HAZİRAN
Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgar
……… Ümit Yaşar OĞUZCAN
Bu anlatımların yanında eylül’ün sergilediği mevsim değişimiyle sanatçılara ilham vererek pek çok eserin ortaya çıkmasını sağlayan bir ay olduğu gerçeğini de hatırlatmamız gerekiyor.
Bu noktadan baktığımızda eylül için sanatçıların içlerinde biriken duygularının hasat mevsimi de diyebiliriz.
KARŞI/YAKA’DAN… SEVGİLERİMLE…
Yorumlar
Kalan Karakter: