DÜNDEN BUGÜNE KURBANI DÜŞÜNÜYORUM
Yayınlanma :
01.08.2020 18:16
Güncelleme
: 01.08.2020 18:16
“Bayram!” dendiğinde aklıma önce Barış Manço’nun çok sevilen bir bayram şarkısı gelir:
“Bugün bayram,
Erken kalkın çocuklar…
Giyelim en güzel giysileri,
Elimizde taze kır çiçekleri,
Üzmeyelim bugün annemizi!..””
“Kurban!..” dendiğinde de yine rahmetli Manço’nun “Dağlar Dağlar” şarkısındaki kurban olam seslenmesi gelir!
“Dağlar dağlar!..
Kurban olam yol ver geçem sevdiğimi son bir olsun yakından görem…”
Arapça, İbranice ve Aramicede ortak olan ve yakın olma, yaklaşma anlamındaki kurban kelimesi, inandığı değerler uğruna; dinî bir buyruk olarak Allah’a yakınlık sağlamak için, Allah’ın rızasını kazanmak için Allah’a sunulan adak anlamındadır.
Türk Dilinde, Divânu Lügati’t-Türk’te kurban karşılığı kullanılan kelimemiz; “yagış”tır.
Evet!..
İlk çağ toplumlarında yenemedikleri doğal ve yüceltilmiş güçlere dağlara, denizlere, akarsulara vb ya da gök yüzünde var olduğuna inandıkları “üst güçler” için, onların yönettiklerine inandıkları sel gibi âfetlerden kendilerini koruması için kurban keserlerdi. Antik şehirlerin kalıntıları içinde değişmeyen mekânlardan birisi de bu üst güçlere kurbanların adandığı; kurban sunulan yer anlamındaki “sunak”lardır.
Antik Mısır’da domuz kurban edilirken her yıl Nil nehrinin taşmaması için de bakire kadınlar ya da çocuklar kurban olarak Nil’e bırakılırdı. Antik Yunan’da, ölen kişinin eşi ve köleleri de kurban edilirdi. Mikenlerde boğa ve keçi kurban edilirdi. Meksika’da, Aztek ve Mayalarda törenlerle insan kurban edilirdi. Sümerlerde kuzu ve domuz kurban edilirdi. Yahudiler hayvan kurban ederlerdi. Sami kabilelerde doğan ilk oğul kurban edilirdi.
Bunlar bize gösteriyor ki, insanlik tarihi boyunca gerek pagan gerekse semâvî dinlerde görülen ortak mitlerden birisi kurban olarak karşımıza çıkmaktadır.
İslâm dininde hayvan kesilerek yapılan kurban ibâdeti; Hanefî mezhebinde vacip, diğer mezheplerde ise sünnettir.
Kurban kesen bir Müslüman için kurbanın derin anlamı: Bütün varlığını gerektiğinde Allah yolunda fedâ etmeye hazır olduğunun bir sembol ifâdesidir.
Türk millet için kurban hayatın içerisine öylesine yerleşmiştir ki; askere giden gençler vatanı için, evlenen gelin kızlar yuvası için kurban olma niyetiyle ayrılırlar baba ocağından.
Âşıkların sevgililerine en cazip, en duygusal sözleri “Senin için kurban olurum!”dur.
Türk milletinin yaşama tarzı içinde hayvancılık binlerce yıllık varlığı içinde hep olagelmiştir. Dolayısıyla Türkler için hayvan kesmek hayatın içinde her an yaşanan bir eylem olduğu için İslâm öncesinde de İslâm dinine girdikten sonra da inandığı değerlerle anlamlandırılarak hep yaşanagelmiştir.
1980lere gelinceye kadar toprağa bağlı bir hayat tarzı olan ülkemizde insanımız tarlasında bağında bir kaç kuzu besler, kurban bayramında birisini alıkor, diğerlerini satar böylece hem cebinden para çıkmaz hem de bayram masraflarını ve harçlığını çıkarmış olurdu.
Anadolu’nun değişik yerlerinde düğün öncesinde Kurban Bayramı arefesinde oğlan evi tarafından kız evine ilgi ve sevgilerinin bir ifâdesi olarak, alımlı, boynuzlarıyla gösterişli, süslenmiş kınalı bir koç hediye olarak gönderilirdi.
Bir ev yapılırken evin uğur getirmesi için temelinde; bir araba alındığında kazalardan korunması için tekerinin yanında; futbol takımları sezon açılışında futbolcuların sakatlıklardan korunması niyetine kurban kesilirdi.
Gerek Ramazan gerekse Kurban Bayramı, Türk millet için hayatın içinde merkezine dinî değerlerin yerleştirildiği en geniş kapsamlı bir sosyal faaliyete dönüştürülürdü. Küsler barışır, akrabalar buluşur, uzaktakiler sıla-ı rahm yaparlar, konu komşu ile aile fertlerinin tamamının katıldığı karşılıklı bayram ziyaretleri ve bayramlaşmalarıyla samimiyet, güven ve sevgiler pekiştirilirdi.
Yine hayatın içinde her türlü kurum ve kuruluşta bayramlaşma törenleri ile insanımızın birbiriyle kalben yakınlaşması ve birbirini; kurumunu ve çalışma arkadaşlarını sevmesine ortam hazırlanmış olurdu.
Günümüzde kent yaşantısıyla birlikte doğal hayattan uzaklaşan ister Y, isterse Z Kuşağı deyin bir yeni insan tipiyle karşı karşıyayız. Dolayısıyla Kurban Bayramının özellikle hayvan kurban edilmesiyle ilgili uygulamaların anlamlandırılması konusunda sıkıntılı bir sürece girmiş bulunuyoruz.
Bu noktada ilahiyatçıların, sosyologların, psikologların ve kenti yönetenlerin bir araya geldiği, bugünün insanına hitap edilecek ortam ve uygulamaların oluşturulmasının bir ihtiyaç olduğu gerçeğiyle karşı karşıyayız.
Bayramların hak ettiği mânâsıyla yaşanabilmesi için bugünün gerçekleriyle geleceğe yönelik olarak da tedbirlerin alınması gereken bir dönemi yaşıyoruz…
Kurban Bayramınız kutlu olsun efendim. Sevdikleriniz ve sevenlerinizle birlikte gönlünüzce bir bayram diliyorum…
Evinize bayram neşesi gelmesini mi istiyorsunuz?
O halde internetinizden gönlünüzce bayram türküleri açın da evinize bayram neşesi gelsin…
Ben size “Çiğdem Gül - Isparta'dan Burdur'dan” türküsünü tavsiye edeyim bayram armağanı olarak…
Sevgilerimle…
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: