HOŞ BİR SADÂ: "AZ DAHA ÇOKTUR" (Bornova Kaymakamı Fatih GENEL'den)
Yayınlanma :
21.10.2022 09:25
Güncelleme
: 21.10.2022 09:25
“Az daha çoktur.” dedik, sözü uzatmamaya ve okuyucuyu sıkmamaya çalıştık. Umarız başarmışızdır. “Hoş bir sada” bırakabildiysek ne mutlu bize…
Evet, okuduk ve inandık sayın kaymamım; az daha çoktur!.. Fakat doymadık, doyamadık… Keşke daha çok yazsaydınız ya da okurlar adına bir rica: Yazmayı sürdürünüz; yazınız, yazınız, yazınız!.. Siz yazınız biz okuyalım.
Sanırım ülkemizde görev yapan kamu görevlileri içerisinde emekli olmadan daha görev başındayken bu türden bir kitap yazan başka bir isim var mıdır bilemiyorum.
Bu duyguları paylaşırken, aklıma Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK’ün “NUTUK”u geliyor. Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919’dan itibaren nasıl ki Millî Mücadele sürecinde yaşadıklarını anlattıysa, sayın Genel de on beş yıl boyunca kaymakam sıfatıyla mesleğiyle ilgili karşılaştığı olayları, insanları, gezileri birer deneme tadında kaleme almış; biriktirmiş ve günü gelmiş geleceğe bir Hoş Sada bırakabilmek niyetiyle yazılarını kitaplaştırıvermiş.
1994’te kaymakamlık sınavını kazanıp da tayini Rize’ye çıkınca, önce Rize Ankara, sonra da Ankara Erzincan becayişi/değişimi yaparak göreve Erzincan Valisi merhum Recep Yazıcıoğlu’nun yanında başlamış olur.
İşte mesleğe böyle başlamasından mıdır nedir, ben bu kitapta yazılanlardan sayın Fatih Genel’in yönetim anlayışında merhum Yazıcıoğlu’nu örnek aldığını, onun gibi davrandığını; vatandaşla devlet arasında hep bir gönül köprüsü kurmaya çalıştığını çıkardım.
Kayseri’nin Pınarbaşı doğumlu olan sayın Fatih Genel’in annesi babası Kafkasların “Kabardey” boyundandır: “Osmanlı Kılıcı” , “Seş-Hua” , “Çerkes Kılıcı” , “Çevgan” ve “Zihgir”ini anlatırken Çerkes kökenli olmanın onuru sergilerken; “Ok ve yay” , “Türk Okçuluğu” , “Türkiye’de Atlı Okçuluk” , “Malkoçoğlu” , “Kaybolan Türkçemiz” , “Tarih Bilinci ve Türkçemiz” , “Tarih Bilgisi ve Bilinci” , “Millî Mücadeleye Farklı Bir Bakış” , başlıklı yazılarında bu sefer Türk Milletinin mensubu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bir ferdi olmanın gururunu sergiler.
Kamu yöneticilerinden beklenen tavır, merkezden gönderilen emirleri Ziya Gökalp’in anlayışıyla “Gözlerimi kaparım; vazifemi yaparım” tarzında eksiksiz ve başarıyla uygulamasıdır. Halbuki, sayın Genel, bu konuda uygulayıcı olarak yaşadığı sıkıntıların giderilmesiyle ilgi görüşlerini ve çözüm önerilerini sunmaktadır bu kitabıyla bütün kamu yöneticilerine. Ona göre, bütün mesele haktan ve adaletten ayrılmadan, hakkıyla hakkının teslimidir.
Bu konuda da babasının kendisine verdiği şu öğütler onun pusulası olur hep: “Ey Oğul! Ben senin resmi yönetim işlerine karışmam. Zaten onlardan çok da anlamam. Ancak şuna karışırım. Görevin ifa ederken bilerek adaletsizlik ve haksızlık yapma. Haklıya hakkını vermekten, suçluyu cezalandırmaktan çekinme. Sana zarar geleceğini yüzde yüz bilsen bile haktan, adaletten ve doğru olanı yapmaktan çekinme. Görünüşte zarar görsen bile hakikatte şerefli olan sen olacaksın….”
“Engelleri At-lıyoruz” , “Makam Koltuğu” , “Yaşam Tarzı” , “İstikamet” , , “Çifte Standart Yapmamak” , “Devlet” , “Hukuk Devleti” , “Devlet Menfaati İçin Hukuktan Ayrılabilir miyiz?” , “Sistem mi Birey Mi?” , “ Eğitim Veriyormuş Gibi Yapmak” , “Vekil Seçimi” başlıklı yazılarında babasından aldığı öğütlerden kaynaklı görüşlerini ve yorumlarını okuruz.
“Renk Nedir?” , “Takım Tutmak” , “Oturduğu Dalı Kesen Adam” , “Yüksek Ahlak” , “Kaldırılacağın Yere Oturma” , “Meslek Etiği” , “”Konjonktürel Düşünce” , “Kelebek Etkisi” , “Ölürse Şehit Kalırsa Gazi Olsun” , “Köye Gelin Giden Şehirli Kız” ,”Hoşgörü ve Tahammül” , “Gelin Barışalım” , “Türk İnsanı Âlim Değil Ariftir” , “Gurbetçilerimiz” , “İbrahim Bodur” , “Fatma Abla” , “Musa” , “Dua Almak” , “Zaman Nedir?” , “Tecrübe” , “Dünyanın Merkezinde Türkiye” , “İlk Yerli Uçağımız” , “Sermaye Güçtür Güç Yönetir” , “Sosyal Yardımlar Gençlerimizi Tembelliğe mi Alıştırıyor?” , “İnsanın Manevi Bileşke Gücü” , “Sağlıklı Aile” , “”Diyet Yok Yaşam Tarzı Var” , “Su Kirliliği” , “Kartopu Oynamayı Özledim” , “Bostan” , “Arı’nın Gizemi” , “Gökçeada Arısı” başlıklı yazılarında da sosyal hayata dair görüş ve önerilerini açık yüreklilikle ortaya koyar sayın Genel.
“Her Moğol’un Bir Yolu Vardır” , “Büyük İskender” , “Granikos’tan Makedonya’ya” , “Deli Petro’dan Putin’e” , “Yarım Kalan Proje” başlıklı yazılarında tarihin akışı içerisinde devlet anlayışı ve geleneğinden örneklerle devlete dair görüşlerini dile getirir.
“Baba Nasihatı (2)” başlıklı yazısında bu sefer kendisi bir baba olarak oğlu hukuk fakültesini kazandığı gün onu karşısına alır tıpkı babasının kendisine yaptığı gibi bu sefer de o da kendi oğluna hayata ve mesleğe dair tavsiyelerini sıralar:
“Ey Oğlu! Hz. Ömer gibi adil, Hz. Ali gibi dirayetli, Hz. Osman gibi şefkatli ol. Hz. Ebu Bekir’in devlet başkanı seçildiğinde söylediği o ünlü ilk mesaja kulak ver:
“Ben aslında bu görev için en layık olanınız değildim ama beni seçtiniz. Bundan böyle sizin en zayıfınız, zalimlerden onun hakkını alıncaya kadar, en güçlünüzdür. En güçlünüz de, mazlumun hakkını ondan alıncaya kadar, en zayıfınızdır.”
“Ey Oğul! Hukukun evrensel prensiplerinden ayrılma. Evrensel değerlerin savunucusu ol. Suçluluğu mahkeme kararıyla kesinleşinceye kadar herkes masumdur … Unutma!”
Bornova Kaymakamı sayın Fatih Genel, insanıyla kurduğu sıcak ilişkiler sonucunda özel çocuk Doğuşcan’ın “Kahraman”ı oluverir. Türk sinemasının unutulmaz sanatçısı Cüneyt Arkın tarafından bir yağlı boya bir de karakalem tablosu yapılıverir. Hastane odasında yatan Fatma Abla’nın tek isteği Kaymakamın götürdüğü çiçeğin-orkidenin yatağının başucuna konması oluverir…
“Mukaddes Yolculuk” bir ruhsal arınmanın ve kendi duygu dünyasında yükselmenin kendi kaleminden paylaşımıdır.
Evet, okuduk ve inandık sayın kaymamım Fatih Genel Beyefendi… “Az Daha Çoktur!.. Fakat biz okumaya doymadık, doyamadık… Keşke daha çok yazsaydınız ya da okurlar adına bir rica: Yazmayı sürdürünüz; yazınız, yazınız, yazınız!.. Yeter ki siz yazınız!.. Nasıl olsan Türk milletinin evlatlarından okuyanlar bulunur.
Hem siz demiyor muydunuz: “Hoş bir sada” bırakabildiysek ne mutlu bize…” diye!.. Bundan/Kitaptan daha güzel hoş sada bırakılır mı ki!..
Tebrikler, teşekkürler efendim…
SEVGİLERİMLE…
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: