İZMİR FUARI (Ege'nin kalp atışları)  89. KEZ "MERHABA!"

Merhaba İzmir Fuarı!
Merhaba Egenin kalp atışları!..
Merhaba tarih, merhaba şifâ, merhaba heyecan, merhaba neşe, merhaba, umut…
Merhaba Türkiye!.. Merhaba dünya!..
Çokça bir merhabayla İzmir Fuarını selamlamayla yazıya başlayışım sebepsiz değildi elbette değerli okurlarım!..
İzmir Fuarı: İEF, binlerce yıl önceye uzanan özel tarihinde Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte öylesine bir güzellik katıyor ki İzmir’imize anlatılamaz…
Hani İzmir için “Ülkemizin dünyaya açılan penceresi!” diye bir kabul vardır ya, İEF de İzmir’i dünyayla buluşturan özel bir değeridir; nazar boncuğudur  ülkemizin.
15 Mayıs 1919 Yunan’ın  işgaliyle başlayıp 9 Eylül 1922’de denize dökülüşü arasındaki zamanın acılarının canlı tanığıdır fuar alanı bir kere. Bu yetmediği gibi 30 Ağustos 1922’de Afyon önlerinden Mustafa Kemal Paşa komutasındaki Türk ordusunun önünden kaçıp gelen işgalcilerin ve iş birlikçilerinin yakarak terk ettikleri; alevleriyle yanmış yakılmış bir alanın da tanığıdır fuar alanı…
Ve mitolojideki Simurg’un/ Anka Kuşu’nun küllerinden yeniden doğuşuna misal; Büyük İzmir Yangını’nda  yakılmış yıkılmış bir alanın gerçek küllerinden doğmuş olan bir güzelliktir İzmir Fuarı.
Fuarın ilk habercisi/müjdecisi de daha Cumhuriyet ilân edilmezden sekiz ay önce 17 Şubat-4 Mart 1923’te İzmir’de Mustafa Kemal’in başkanlığında toplanan 1. İktisat Kongresidir.
İzmir Fuar alanının düzenlenişi ise aslen Denizli’nin Buldan ilçesinden olan Doktor Behçet Uz’un İzmir Belediye Başkanlığı döneminde (1931-1941) şifa dağıtan bir doktor kimliğiyle fuar konusunu sahiplenmesiyle olmuştur. Nitekim Fuar/Kültürpark alanının düzenleme çalışmaları için Dr. Behçet Uz’un yardımcısı olan ve Moskova’daki Gorki Parkını gezmiş olan Suat Yurtkoru’nun yönetiminde Moskova Belediye Başkanı Bulga’nın görevlendirdiğin mimarlarca tamamlanmıştır.  1 Eylül 1936’da da Atatürk’ün rahatsızlığı nedeniyle açılış için yerine gönderdiği Başbakan İsmet İnönü’nün katıldığı bir törenle İEF açılmıştır.
Fuarın özel tarihinde 1937’de  Paraşüt Kulesinin açılışına, 1947’de  Uluslararası Fuaracılık Endüstrisi Birliği(UFİ)’ne üye oluşunu, 1967’de Zeki Müren’in Fuar Manolya Bahçesinde ilk kez sahne alışına tanıklık eder.
Özellikle 1950’den itibaren Fuar Gazinoları ülkemizin eğlence hayatının özel mekânları olur: Televizyon yayınları öncesinde  Zeki Müren’in yanında, Safiye Ayla, Bülent Ersoy, Gönül Yazar, Sezen Aksu, Tanju Okan, Özay Gönlüm vb pek çok sanatçıyı özellikle Ege halkı ancak İzmir Fuarında görebiliyordu. Onun için de Egenin köylerinde ve ksabalarındaki gençler için İzmir Fuarına gitmek bir övünme ve gurur vesilesiydi. Nitekim Denizli’nin Güney ilçesinde  henüz Denizli dışında bir il görmemiş bir ortaokul öğrencisi kimliğiyle fuarı gezip gören ve ballandıra ballandıra anlatan büyükleri sanki efsaneler anlatıyorlarmışçasına hayranlıkla dinlerdim.
Şahsen ben hem İzmir’i, hem fuarını, hem de denizi on sekiz yaşındayken 1969’un yazında üniversite sınavına girmek için geldiğimde görmüştüm. Aradan 42 yıl geçmişti; bu sefer 2011 fuarında Denizli “Onur Konuğu” il olarak kabul görünce “Şiirlerle Denizli” şiir kitabımın imza gününde şâir kimliğiyle fuardaydım ve üç gün süresince 4500 kitap imzalamanın hazzını yaşadım.
4 Mart 2015’te Gaziemir’de “Fuar İzmir” adıyla hizmete açılan yeni fuar alanı son derece modern yapısı ve bir ihtisas fuarı kimliğiyle hizmete girince İEF Kültürpark’ta da yeni bir dönem başlar.
Bugün “Akdeniz” temasıyla kapılarını ziyaretçilere açacak olan ve Korona Virüsü sebebiyle beş gün açık kalacak olan İzmir Enternasyonal Fuarının hem İzmir’imiz hem de ülkemiz için güzelliklere vesile olmasını diliyoruz.
Merhaba İzmir Fuarı!
Merhaba Egenin kalp atışları!..
Merhaba tarih, merhaba şifâ, merhaba heyecan, merhaba neşe, merhaba, umut…
Merhaba Türkiye!.. Merhaba dünya!..
Merhaba…