İZMİR'İN TEŞEKKÜRÜ VARDIR
Yayınlanma :
13.11.2020 09:44
Güncelleme
: 13.11.2020 09:44
Nasıl ki bir insan kendisine iyilik yapanlara, dar gününde varlığıyla el uzatanlara, acılı günlerinde acısını paylaşanlara teşekkür ederse, elbette İzmir de deprem acısını ve korkusunu paylaşanlara teşekkür etmek ister değerli okurlarım…
Elbette onca paylaşıma, ilgiye, el uzatmaya İzmir de teşekkür ederdi bir insan olsaydı. İzmir bir insan değildir elbette… Fakat bir şahs-ı mânevîdir /manevî bir şahsiyettir yani mânâda yine de bir insan sayılır.
Şimdi ben bu durumdan vazife çıkararak, kendime iş edindim ve işte İzmir adına, onun duygularına tercüman olarak bir teşekkür mesajı yayınlamak istedim durduk yerde…
Kimlere mi?
Öncelikle, İzmir’in tarihinde görmediği kadar korku veren 30 Ekim 2020 depremiyle önce çil yavrusu gibi dört bir yana savrulan, akabinde bir Sivas Halayı, bir Trabzon Horonu, bir Gaziantep karşılaması oynarcasına duygular bazında kol kola girerek; İzmir’in parklarını, caddelerini, okul alanlarını mesken tutarak birbirinin derdini dert edinen, daha önce hiçbir konuda bu duygu birliğini yaşayamayan kendisine/hemşehrilerine teşekkürü vardır İzmir’imin…
Sonrasında Ankaralıya, İstanbulluya, Elazığlıya, Karslıya, Denizliliye velhasıl Edirne’den Ardahan’a, Ardahan’dan Edirne’ye tüm Türkiye’ye elinde avucunda olanı biteni göndererek acısını paylaşan her bir cana yanında olduğunu hissettiren canlara teşekkürü vardır İzmir’imin…
Devamında yurdumuzun dört bir yanından koşarak gelen gönüllü kurtarma ekiplerinde görev yapan, günler geceler boyu tırnaklarıyla enkaz kazıyarak can kurtarmaya çalışan canlara teşekkürü vardır İzmir’imin.
Gerek sanal âlemde, gerek telefonla gerekse her türlü iletişim aracını kullanarak yayınladığı duygu yüklü mesajlarla İzmirlinin yanında olduğunu ortaya koyan canlara teşekkürü vardır İzmir’imin.
Enkaz kaldırma süresince aralıksız olarak yayın yaparak, deprem duygularının diri tutulmasını sağlayan tv ekranlarına gazetelere teşekkürü vardır İzmir’imin.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve diğer belediyelerle birlikte KIZILAY ve AFAD gibi ilgili devlet kurumlarının konuyu sahiplenmede gösterdikleri gayret için teşekkürü vardır İzmir’imin.
Bu vesileyle şunu da hatırlatmadan geçemeyeceğim değerli okurlarım:
Biz seksen iki milyonluk milletiyle, bütün çağlarda dünyanın gözbebeği olmuş olan cennet yurdumuz vatanımızla ve de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız ile 10 Kasım Anma günlerimizde her yıl yeniden yeniden hatırladığımız bânisi/kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK’ün olduğu iftiharla, gururla söz ettiğimiz devletimizdir.
97 yıllık süreci içerisinde atlattığı her türlü bâdireden güçlenerek çıkan Türkiye Cumhuriyetimizle birlikte ayaktayız: Sevinçliyiz, onurluyuz, gururluyuz.
Devlet organlarının vatandaşla buluşan iki yüzü vardır; birincisi bürokrasi dediğimiz atamalarla oluşturulan ilçelerde kaymakamlıklar, illerde valilikler eliyle yürütülen yapı/devlet organı; diğeri de seçimlerle oluşturulan: 2014 verileriyle; 30 Büyükşehir, 51 İl belediyesi, 519 Büyükşehir ilçe belediyesi, 400 ilçe belediyesi, 397 Kasaba belediyesiyle toplam 1397 Belediye başkanı ve 20.498 Meclis üyesiyle Belediye yapılanmasıyla; insanımızın yüz yüze geldiği yapı/devlet organı.
Şimdi şu bilgiyi de paylaşmak isterim müsaadenizle: Atatürk’ten bugüne 12 Cumhurbaşkanı, 65 hükümet, İsmet İnönü’den Binali Yıldırım’a 27 başbakan nezaretinde 65 de hükümet kurulmuştur.
İşte Türkiye Cumhuriyeti bütün bunların bütünüdür ve bizim devletimizdir.
Bu yapılanmalar içerisinde başarılıyla başarısız yönetimleri ayırmak ve seçimler yoluyla değiştirebilmek gibi bir şansa ve güzelliğe sahibiz değerli okurlarım. Yukarıda verdiğim rakamlar da bunun en açık ifadesidir.
İzmir depremimizde biz bu devlet güzelliğini en açık ve gerçek şekliyle yaşadık: Büyükşehir Belediyesinden başlayarak yardıma koşan bütün belediyeler ve kurumsal yapılarıyla
hepsi bizim devletimizin varlığının ve gücünün bir ifadesiydi.
Biz bu güzelliği ve gücü 98 yıllık bir süreçte elde ettik.
Bu sürecin 29 Ekim 1923’te Atatürk’le başlayan ve 1939 ile 1945 yılları arasında süren 2. Dünya Savaşı yıllarını; yani 1923 ile 1945 arasını; 22 yıllık süreyi ayrı tutmamız gerekiyor.
Çünkü: Altı yüz yıllık bir devletin çöküşü, insan kaynakları her türlüsüyle cephelerde tüketilmiş bir insan dokusu, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu ve varlığını bir türlü hazmedemeyen emperyalist devletlerin uyguladığı tarihin en sinsi ve en katı ekonomik ambargosu, 1881’de kurulan ve son taksidi ödenerek 1954’te kaldırılan yıllar boyu ödenmesi namus kabul edilen düyun-u umumiye borçları. İkinci Dünya Savaşı boyunca fakir ülkenin bir milyon gencinin üretimde kullanılması gerekirken silah altına alınmasıyla tüketici konumuna getirildiği zorlu yıllar…
Ve bu zorlu yıllarda içeriden ve dışarıdan gelen her türlü tehlikeye karşı korunması için can havliyle mücadele veren devlet adamları…
Bütün bu zorluklara rağmen, varlığını azimle ve kararlılıkla sürdürüp bugünlere gelen “Benim nâçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebed payidar kalacaktır!..” buyuran ATATÜRK’ümüzün bizlere emaneti olan, gözümüzün nuru Türkiye Cumhuriyetimiz devletimiz…
Bütün bu duyguları ve hayatın gerçeklerini deprem acıları yaşarken bize hatırlattığın için sana teşekkür ediyoruz güzel İzmir’imiz…
Öyle inanıyoruz ki; güzel İzmir’imize adanan en duygulu marşların sözlerinde:
“İzmir’in dağarlında çiçekler açar
Altın güneş orda sırmalar saçar”
Diyor ya… Bana öyle gelir ki sadece İzmir’imizin dağlarında değil yurdumuzun bütün dağlarında çiçekler açar.
Sevgiyle, sabırla, umutla…
Teşekkürler İzmir’im… Teşekkürler İzmirlim…
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: