Genellikle Ramazan Bayramı için söylenen “Ah!.. Nerede o eski bayramlar?” sözünü şimdi ben de Kurban Bayramı için düşünüyorum ve sözü içten söyleyenlere katıldığımı ifade ediyorum.
Efendim, “Nerede o eski Kurban Bayramları?” serzenişinde bulunanlara yerden göğe kadar hak veriyorum. Gerçekten de o eski Kurban Bayramlarının artık görülmediğini ve tarihin tozlu sayfalarında kalmaya başladığını kabul ediyorum.
Çünkü, Türkiye eski Türkiye değil. 1980’i bile esas alsanız, o gün ülke nüfusunun çoğunluğu ya köyde oturuyordu ya da şehirlerin kenar mahallelerinde köylülüğünü yaşıyordu. Kurban Bayramında insanların çoğunluğu ya kurbanlıklarını kendileri besliyordu ya da kendi köy ve kasabadaki yakınlarının besleyiverdiği kurbanlıkları kurban ediyordu. Bundan dolayı da her nerede yaşıyorsa geleneksel kültüründe ne varsa ona göre davranarak herkesin gözü önünde sergileye sergileye, konu komşuya söz yetiştirerek hayvanını kurban ediyordu.
O günlerde bir geleneğe bağlı olarak köylülüğün getirdiği kolaycılıkla da aile ekonomisine fazla yük getirmeden Kurban Bayramları yaşanıp geliyordu…
Aradan geçen yarım asır/50 yılın sonunda Türkiye sosyal dokusuyla, kentleşen, okuyan, sorgulayan, düşünen, araştıran insan dokusuyla konuya faklı yaklaşmaya ve farklı yaşamaya ve Kurban Bayramını farklı şekillerde yaşamaya başladı.
Kurum ve kuruluşlara, yurt içi ya da yurt dışı için kurban bağışı yapılarak kurban ibadetinin yerine getirilmeye başlanması yaygınlaştı. Belediyelerin organize ettiği kapalı mekanlarda kurban kesilmesinin yaygınlaşmasıyla da şehir içindeki elli yıl önceki tablolar görülmez oldu…
Bunlar konunun görünen tarafı, bir de kurban kavramının özüyle konuya yaklaşım gösterilmesiyle konunun felsefî tarafının öne çıkmaya başladığını görüyoruz.
Sosyal medyada yapılan Kurban Bayramı kutlamalarındaki klasik “Bayramınız mübarek olsun!” sözü yerine ben de şöyle bir sözle kutlamalara katılmıştım:
“Hayvan kurban etmek işin en kolayı. Nefisleri kurban ederek Hak’ka yakınlaşmaya var mısınız efendim?” demiştim…
iki gün içerisinde bu paylaşımın 331 beğeni/olumlama alması, 78 yorum yapılması doğrusu beni çok şaşırttı, bir o kadar da üzerinde yeniden düşündürdü değerli okurlarım:
Sözün altına, çok sayıda dostumuz “ Ben varım!” yazarken;
“Muhteşem bir söz anlayana” ,
“Bayram sabahı bundan değerli bir mesaj verilmezdi.” ,
“Bütün canların kurban bayramı kutlu olsun. Var olasınız Şerif Hocam.” , “HÜRMETLER KOCA YÜREKLİ ABİM... EYVALLAH.” ,
“Çok ince ve cesur inanç ekseninde dönerek yönelimi öneriyorsunuz, canım kardeşim. Tabii ki varım! Saygıyla...” ,
“Hocam Mübarek Kurban Bayramınızı kutlarım. Ayrıca güzel edebi bir sözle karşı karşıyayız. El cevap şu ki hayvanı kurban eden bıçağı kolayca buluyoruz hatta bileyliyebiliyoruz ve kullanıyoruz da, nefsi kurban edecek bıçağı sorguluyorum be abisi.”
“Çok anlamlı bir yorum olmuş hocam..,”
“Evet sevgili arkadaşım, dostum, hemşehrim, değerli insan erdemli kardeşim tam da öyle. …..ailesi, Kutludağ ailesinin bayramını kutlar, sağlıklar diler.” ,
“Şerif Hoca’m, herkes kendi açısından nefislerini kurban ettiğini söyler ama uygulamada öyle midir? Allah bilir.”
Bir dostumuzun da akşam sözü okuduktan sonra düşünmekten uykuyu kaçırdığını ve sabah güneşini karşıladığını/selamladığını söylediğinde sözün bu kadar etkili olacağını bilmemenin şaşkınlığını yaşadım…
Sözleri söyleyen dostlarımız isimlerinin yazılmayışı konusunda beni bağışlasınlar. Mesele konu hakkındaki farklı bakış açılarının bilinmesi idi. Bu konuda maksadın hasıl olduğunu düşündüğüm için isimleri yazma konusunda çekimser kaldım.
Bizim çocukluğumuzda kurban edilecek hayvanın güçlü olması gerekliliği için üzerine binerek bizi Sırat Köprüsünden geçireceği inancı gerekçe gösterilirdi.
Oysa şimdi tek başına vacib olan kurban kesiminin değil de bu ibadetin yanında Halkın rızasını kazanarak Hak’kın rızasının kazanılabileceği anlayışına gelinmiş bulunuyor.
Bu gerçekten hareketle de dinin güzel ahlak olduğu; güzel ahlakın da insanlarla güzel geçinmek, onların rızasını almak; onlara eziyet etmemek, makamdan, paradan, şöhretten vb kaynaklanan gücü kullanmadan onların gönlünü alabilmek kazanabilmek gerekliliğine dikkât çekilmektedir.
Bu duygularla kendi nefsimi kurban ederek/ Allah’a yakınlkaşmak konusunda gereğini yerine getirme anlayışıyla bir Kurban Bayramı yaşadığımı dile getirmek isterim değerli okurlarım.
Yeniden nice nice Kurban Bayramlarına kavuşmanız dileğiyle gönlünüzce güzel bayramları yaşamanız duasıyla… Saygı, sevgi ve selamlarımı sunuyorum efendim…
“Hayvan kurban etmek işin en kolayı. Nefisleri kurban ederek Hak’ka yakınlaşmaya var mısınız efendim?”
Karşı/Yaka’dan sevgilerimle…
Yorumlar
Kalan Karakter: