(Hayatım ve Kendimi Kendimde Tanıma Yolunda Ben’den Yansıyan
Düşünceler –Prof. Dr. Mehmet AKGÜN)
KUTADGU BİLİG: Günümüz Türkçesiyle “Mutluluk Veren Bilgi ya da Devlet Olma Bilgisi” anlamına gelen bu eser, Balasagunlu Yusuf Has Hacib'in 11. Yüz yılda yazdığı, Doğu Karahanlı hükümdarı ve Kaşgar Prensi Tabgaç Uluğ Buğra Kara Han'a takdim ettiği Karahanlı Türkçesiyle kaleme alınan bu eser Türk dili ve sosyal hayatının ilk eserlerinden birisidir.
41 yıllık akademik hayatının son döneminde Prof. Dr. Mehmet Akgün’ün üzerinde çokça durduğu, incelediği ve hakkında makaleler yazdığı bir eser olmuştur Kutadgu Bilig: Ör;
“Kutadgu Bilig’de Ahlak”, “Kutadgu Bilig’de Tanrı Âlem İlişkisi”,
-“Kutadgu Bilig’de İnsan ve Kâmil İnsan” , “Kutadgu Bilig’de Din”, “Kutadgu Bilig’de Devlet Başkanında Bulunması Gereken Nitelikler ve Hukukun Üstünlüğüne Verilen Önem”
“Kutadgu Bilig’de Âdil Bir Hükümdar (Devlet Başkanı) Örneği ve Hukukun Üstünlüğü Meselesi, Yusuf Has Hacib ve Ölümsüz Eseri Kutadgu Bilig” Kaynak: Google; PAÜ Felsefe Bölümü Prof. Dr. Mehmet AKGÜN – ÖZGEÇMİŞİ-
Kasım 2022’de ÇİZGİ KİTABEVİ yayınları arasında çıkan Prof. Dr. Mehmet AKGÜN’ün, “Hayatım ve Kendimi Kendimde Tanıma Yolunda Ben’den Yansıyan Düşünceler” başlıklı kitabını okudukça gözümün önüne hep Yusuf Has Hacip geldi.
Neden mi derseniz? Yusuf Has Hacip, kendi döneminde toplum yapısının bozuluşunu gören, değer yargılarına saygı ve sevginin kalmadığının sancısını yaşayan özellikle de gençlerde büyüklere saygı ve sevginin kalmadığı tespitinden hareketle bu bozulma önlenemezse millî değerlerin unutulacağı, tolum ve devlet düzeninin bundan zarar göreceği öngörüsüyle bütün bunların çözüm yollarını, alınması gereken tedbirleri içeren eseriyle bunu devrin hükümdarına sunan vicdan sahibi bir düşünürdür. Devamında da hükümdarın Has Hacip/Danışman edindiği devlet adamı olmuş Türk kültür tarihinin özel isimlerinden birisidir.
Şimdi yeniden, Prof. Dr. Mehmet Akgün’ün eserini okudukça gözümün önünden Yusuf Has Hacip geldi deyişimin cevabına gelmek istiyorum:
Prof. Dr. Mehmet AKGÜN 1951 doğumlu. 2. Dünya Savaşı yıllarının dünya ekonomisinde yarattığı sıkıntıların Türkiye’mizde de yaşandığı yıllar. Ben de 1954 doğumlu olduğum için bu görüşümü rahatlıkla söyleyebiliyorum.
AKGÜN hocamız altı çocuklu fakir fakat bir o kadar da onurlu bir ailenin çocuğudur. Haram ve helal duygusunun baskın olduğu ilk okullarda birleşik sınıf uygulamasının yapıldığı, her yerde bırakın liseyi orta okulun bile bulunmadığı yıllarda yaşar. Bundan dolayı da yokluk yıllarının getirileriyle öğrenimine zaman zaman ara vermek durumunda kalır.
Mehmet AKGÜN Hocamızla bizim yollarımız 1973-1974’te Ankara Ünv. DTCF Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazandığımda kesişti. Onun için ona ağabey diyeceğim: Akgün ağabeyimiz bizden üst sınıftaydı. DTCF Felsefe Bölümünü bitirdikten sonra 1997’de Erzurum Atatürk Ünv. Akademik yolculuğa çıkan Akgün Ağabeyimizle bu sefer 1995-1996’da Denizli’de PAÜ-Pamukkale Ünv.’de kesişti yollarımız.
Mehmet AKGÜN ağabeyimde gerek DTCF öğrenciliği gerekse PAÜ’de görev yaptığım 1994-2017 arasındaki akademisyen kimliğinde gördüğüm değişmeyen özelliği sakinliği, insana güven veren duruşu, içten gülümsemesi, tevazusu ve kendinden emin duruşunun üzerinden hiç çıkarmadığı bir elbise gibi duruşuydu.
Kitabında doğumundan bugüne yaşadıklarını bütün açıklığıyla paylaşan Akgün Ağabeyim, aslında “Hayatım”ı yazarken bir dönemin Türkiye’sini bütün gerçekliğiyle yazıvermiştir bizlere…
“Kendimi Kendimde Tanıma Yolunda” derken, sanki Şeyh Galib’in “Hoşça bak zatına kim zübde-i âlemsin sen // Merdüm-i Dide-i Ekvan olan âdemsin sen” sözünü yerine getirircesine kendisine hoşça bakar. Bu bakış bir ömür boyu süren bir bakıştır.
Bu bakış öyle bir bakıştır ki; öncelikle anasının babasının, köyünün ruhuna yüklediği duygularla bir bakıştır. Sonra ömrünü adadığı akademik yolculuğunda felsefenin yöntemleriyle bir bakıştır. Yetmez, 41 yılını verdiği hocalık misyonuyla döner bakar kendisine… Bu da yetmez döner, ilk insanların kutsallarından başlayarak hem bütün zamanların inançlarıyla insanın kendisine bakışını anlamaya çalışır hem de Kur’an-ı Kerîm’de vahiyle bizlere bildirilen emirler ve yasaklar doğrultusunda bakar kendisine.
Bütün bu bakışların kendinde gördüğü yansımasını “Ben’den Yansıyan Düşünceler” diye yazıverir bütün açık kalpliliğiyle…
Mehmet AKGÜN ağabey, bu kitabı yazışında özel bir yöntem ortaya koymuş. Şöyle ki, eğitim bütün açıklığıyla doğruları ve yanlışları sergileyerek şu doğru bu yanlış derken, Akgün ağabey doğrudan bütün yazılarının öznesi olarak kendisini ortaya koymuş. Bu yaklaşım da ancak kalp eğitiminde çok yol katetmiş olan manevî makam sahiplerinin ortaya koyabileceği bir yöntemdir nihayetinde.
Bir insanın 41 yıllık hocalık ve akademik yolculuğun sonunda söylemek istediklerini kendisi üzerinden söylemesi kolay bir şey değildir. İşte bu yaklaşım ve değerlendirmeler kitabı okuyan hiç kimseyi üzmeyen hoca herhalde bana söylüyor algısı yaratmayan bir yaklaşımdır.
Kitabın içindekileri yansıtan genel başlıklar:
1-BÖLÜM:
Çocukluğumdan Üniversite Eğitim Öğretimine Kadar Hayatım Hakkında
Kimliğim ve ailem hakkında
Akademik hayatım
Asistanlık, Doktora, Öğretim Görevliliği ve Yardımcı Doçenlik, Doçentlik,
Profesörlük, Atatürk Üniversitesinden PAÜ’ye geçiş
İdari görevler,
PAÜ Fen-Ed. Fak. Felsefe Bölümündeki çalışmalar
Akademik Hayattaki Son Bir Yılım
Ünv. Görev Alan Akademisyenlerin idealimdeki Gibi Olup Olmadıkları
Akademik Hayatta Öğreticiliklerini, Dostluklarını, Sevgilerini Asla Unutamadığım ve Unutamayacağım Muhterem İnsanlar.
2- BÖLÜM
2009 Yılında Denizli İl Jandarma Komutanlığında Yaptığım Konuşma
Doğruluk, Edep ve Haya, Cesaret, Dayanışma-Yardımseverlik-Emel ve Fikir Birliği, Hoşgörü, Millet ve Vatan Sevgisi, Adalet Mülkün Temelidir
3- BÖLÜM
Milliyetçilikle İlgili Düşüncelerim ve Yazılarım
Millet nedir? Temel Unsurları Nelerdir?
Bilincimdeki Aşkımın Vazgeçilmez İki Değeri; Millet ve Vatan
Kimlik Bilincim Üzerine
4- BÖLÜM
Hayat Öğretmenimden Oğullarıma Nasihatler, Gençlerle Başbaşa, Yüksek Öğretimde İdeal Bir Öğretim Elemanı ile Öğrenci İlişkisi
Hayat Öğretmenimden Oğullarıma Nasihatler
Gençlere Nasihatler
Yüksek Öğretimde Öğretim Elemanı Öğrenci İlişkisi Nasıl Olmalıdır?
5-BÖLÜM
Kâinatın Yaratılması ve Yaratılış Kâinatın Yaratılması Veya Yaratılışı Konusundaki Kolektiv Düşünce Örnekleri (Kozmegeniler)
Kâinatın Yaratılması ve Yaratılış Kâinatın Yaratılması Veya Yaratılışı Konusundaki Bireysel Düşünce (Aristo’ya Kadar) Örnekleri
Kutsal Kitap Tevrat’ın Tekvin Bölümüne Göre Kâinatın Yaratılması veya Yaratılışı
Kâinat Kitabı Zebur’a (Mezmurlkara) Göre Kâinatın Yaratılması veya Yaratılışı
Kur’an-ı Kerim’e Göre Kâinatın Yaratılması veya Yaratılışı
Kendimi Yaratma veya Yaratılış Olayı Üzerinde Düşünmeye Sevkeden Nedenler ve Neticesi+
Bir felsefeci olarak, hayata bütün yönleriyle; bütün zamanların inançları ve kutsallarını da esas alarak, kendisi üzerinden bütün zamanlara ışık tutacak olan görüş ve düşüncelerini ortaya bütün samimiyetiyle ortaya koymasıyla fark yaratan Prof. Dr. Mehmet AKGÜN Hocamıza/Ağabeyimize, dün-bugün-yarın çizgisinde Atatürk’ün “Ne mutlu Türk’üm diyene!..” bilincini yaşayabilmesi adına Türk çocuğuna tuttuğu bilim ışığı için teşekkürler ediyoruz.
Bugün “ 19 Mayıs, Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı”nı yaşıyoruz Türk Milleti olarak, Atatürk’ün “Öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır!..” sözündeki verilen sorumluluğu sanki hissederek yazılmış olan bu kitabın bugün değerlendirilmesini yapmayı da Atatürk’ümüze bir sevgi ve saygının tezahürü olarak görüyoruz. Bu vesileyle de bayramınızı kutluyoruz.
Nice yeni eserler dileğiyle.
KARŞI/YAKA’DAN… SEVGİLERİMİZLE…
Yorumlar
Kalan Karakter: