ŞAİRLERİMİZİN HAK'KA YOLCULUK HAFTASIYDI
Yayınlanma :
18.11.2022 11:00
Güncelleme
: 18.11.2022 11:00
14 Kasım Orhan VELİ’nin yolculuk günü iken;
16 Kasım da Sezâi KARAKOÇ’un yolculuk günüydü…
Dolayısıyla Cumhuriyet döneminin iz bırakan iki önemli şairi aynı hafta içerisinde Hak’ka yürümüş oldular; ayrı yıllarda gitmiş olsalar bile…
Orhan Veli Kanık, 13 Nisan 1914 İstanbul doğumlu. İlk 7 yaşını Osmanlı Devleti vatandaşı olarak yaşamış, devamında da vefat ettiği 14 Kasım 1950’ye kadar 29 yıl da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak yaşamıştır. Dolayısıyla Osmanlı Devletinin çöküşünün son yılları; 1. Dünya Savaşı, İstanbul’un işgali, Millî Mücadele Döneminin sıkıntılarıyla birlikte yeni bir devletin kuruluş heyecanlarını da yaşamış olan bir şâirimizdir.
35 Yaş şiirinde “Dante gibi ortasındayız ömrün” diyen Cahit Sıtkı’nın hesabıyla yarı ömrü bir yıl geçebilmiştir bir başka bakış açısıyla.
Sezai KARAKOÇ ise tam bir Cumhuriyet Dönemi şâiridir. 22 Ocak 1933’te; yani Cumhuriyetin 10. Yılında Diyarbakır’da dünyaya gelmiş; 16 Kasım 2021’de 88 yaşında İstanbul’da dünyamıza veda etmiştir. Orhan Veli’nin kısa ömrünün hilafına Sezai Karakoç 88 yıl gibi uzun bir ömürle yaşamıştır. Bununla beraber Karakoç’un babası Yasin Bey I. Dünya Savaşı'nda Kafkasya Cephesi'nde çarpışırken Ruslara esir düşmüştür. Babası orta halli bir tüccardır. Dedesi Hüseyin Bey de Plevne Savaşı'na katılmış, Gazi Osman Paşa'nın taktirini kazanmış bir askerdir.
Orhan Veli Kanık, daha çok Orhan Veli olarak tanınmıştır. Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte yenilikçi Garip akımının kurucusu olmuş, Türk şiirindeki eski yapıyı temelinden değiştirmeyi amaçlayarak sokaktaki adamın söyleyişini şiir diline taşımayı ilke edinmiştir.
Onun dillerden düşmeyen “İstanbul’u Dinliyorum Gözlerim Kapalı” , şiirini de “İstanbul Türküsü” şiirini de bilmeyen yoktur. İşte onun dil kullanımını en güzel ifade eden şiirlerinden birisi olan ANLATAMIYORUM şiiri:
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Göz yaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum…
Şair otuz altı yıllık yaşamına şiirlerinin yanı sıra hikâye, deneme, makale ve çeviri alanında birçok eser sığdırmıştır. Yeni bir zevk ortaya çıkarabilmek için eski olan her şeyden uzak duran Orhan Veli, hece ve aruz ölçülerini kullanmayı reddetmiştir.. Kafiyeyi ilkel; mecaz, teşbih, mübalağa gibi edebi sanatları gereksiz bulduğunu açıklayıp, "Geçmiş edebiyatların öğrettiği her şeyi, bütün geleneği atmak" amacıyla yola çıkmıştır…
Ahmet Sezai Karakoç ilkokul eğitimini 1938-1944 yılları arasında Ergani'de tamamlar. 1944 yılında Maraş Ortaokulu'nda parasız yatılı olarak okumaya hak kazanır. 1947-1950 yılları lise eğitimini yine parasız yatılı olarak Gaziantep Lisesi'nde tamamlar.
Ankara Ünv. Siyasal Bilgiler Fakültesini kazanarak başladığı yüksek öğrenimini 1955'te tamamlar. 11 Ocak 1956'da müfettiş yardımcılığı görevine başlar. 1959 yılında İstanbul'da gelirler kontrolörü olur. Görevi icabı Anadolu'yu çok gezer ve tanıma fırsatı bulur. 1960-1961 yıllarında yedek subay olarak yaptığı askerlik görevinden sonra İstanbul'daki görevine kaldığı yerden devam eder. 1965'ten 1973'e kadar birçok kez istifa eder. 1973'ten sonra da hiçbir resmi görev almaz...
Sezai Karakoç, Türk şiirini metafizik bir esasa oturtan şairdir. O, bunu modern şiirin diliyle yapmıştır.O,Batı edebiyatını da iyi incelemiş bir şairdir. Denemeleri, düşünce yazıları, piyesleri, hikaye ve günlük yazıları yanında Mona Roza şiiriyle meşhur olmuş ise de, son yıllarda dillerden düşmeyen şiiri EY SEVGİLİ, EN SEVGİLİ… ile hatırlanan şiiridir:
……..
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Ey çagdas Kudüs (Meryem)
Ey şiirini gönlünde taşıyan Mısır (Züleyha)
Ey ipeklere yumuşaklık bağışlayan merhametin kalbi
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim
Sezai Karakoç, 2006 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü ile ödüllendirildi. Bakanlığa, ödülün para kısmının kültür sanat işlerine harcanmasını, diğer kısmınınsa posta ile bildirdiği adrese yollanmasını rica ettiği bir mektup yollar.
Karakoç, 2011 yılında Cumhurbaşkanlığı Edebiyat Ödülü'ne layık görülür fakat kendisine verilen plaket ve para ödülünü reddederek bu ödülü almaya gitmez.
Değerli okurlarım inancımız gereği her canın nihayetinde ölümü tadacağını biliriz. Bunu en iyi bilenlerden olan bilgilerine atıf yaparak paylaştığım iki önemli şâirimizi bugün yaşatan işte edebiyata katkısı olan yazar şair kimlikleridir.
Hak edilmiş birer şöhret olan bu iki şairimiz de yaşatan temel unsur şiirleridir.
Her iki şâirimizi de saygıyla, sevgiyle ve rahmetle anıyoruz.
SEVGİLERİMLE…
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: