Sezai Karakoç, en sevilen şiiri olan EY SEVGİLİ şiirinde;
…….
Sevgili,
En Sevgili,
Ey Sevgili
“Uzatma dünya sürgünümü benim!
…..”
Diye yalvarmıştı âdetâ çok sevdiği Allah’ına… Allah da onun bu duasını kabul etmiş olmalı ki, 22 Ocak 1933’te Diyarbakır Ergani’de İstanbul’da Şehzâdebaşı Camisinde kılınan ikindi namazının ardından geldiği yüce makama; Hak’ka 16 Kasım 2021’de dönmüş oldu.
Her şeyden önce çok kişinin, onunla aynı soyadını taşıyan “Mihriban” şâiri Abdurrahim Karakoç ile “Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman” şiirinin şâiri Bahattin Karakoç’tan dolayı Kahramanmaraşlı olduğunu zannettiğini; oysa Sezai Karakoç’un Diyarbakırlı olduğunu fakat 1944-1947 yıllarında DPY= Devlet Parasız Yatılı olarak Kahramanmaraş’ta Ortaokulu okuduğunu, sonra yine 1947-1950 arasında DPY olarak Gaziantep Lisesini bitirdiği bilgisini hatırlatmamız gerekiyor.
Üniversite için önce İstanbul’da Felsefe bölümüne kayıt yaptırmış ise de devamında Ankara Ünv. Siyasal Bilgiler Fakültesi kazanarak Maliye Bölümünü bitirir. Sonrasında da 1956’da Maliye Müfettişi olarak Ülkemizi baştan sona gezerek insanımızı yakından tanır. 1973’te görevinden istifa ederek bir daha resmî bir görev almaz.. 2007’de Yüce Diriliş Partisi’ni kurar.
Parti kurma gerekçisini de Denizli’nin Serinhisar ilçesinin Yatağan Kasabasında çobanlık yaptığı halde Sezai Karakoç’un hayranı ve düşüncelerinin bağımlısı olan bu nedenle de sık sık İstanbul’a Sezai Beyin sohbetlerine giden dostumuz merhum Çoban Hüsnü(Çalhan) dostlarla sohbetimizde Sezai Karakoç’tan bizzat dinlediği parti kurma gerekçesini şöyle aktarmıştı:
“Siyasi partilerden partilerine girmem için o kadar çok teklifle gelenler oldu ki, bunun önünü alamadım. Hem o tekliflerden kurtulmak hem de gerektiğinde ülke ve dünyadaki gelişmelerle ilgili görüşlerimi rahatça açıklayabilmek için Y. Diriliş Partisini kurdum.”
Sezai Karakoç, 2006’da Kültür Turizm Bakanlığı “Kültür ve Sanat Büyük Ödülü” ile ödüllendirilir. 2011’de de Cumhurbaşkanlığı Edebiyat Ödülü”ne layık görülür, dönemin Cumhurbaşkanı da kendisinin fikirlerini çok benimseyen Abdullah Gül olmasına rağmen verilen plaket ve para ödülünü redderek ödül almaya gitmez.
Sözün burasında onun fikri yapısının, oluşması, ruh dünyasının şekillenmesi ve dünya görüşü kazanmasının zeminini oluşturan şu bilgileri paylaşmamız gerekiyor: Babası Yasin Beyin 1. Dünya Savaşı’nda Kafkasya Cephesinde çarpışırken Ruslara esir düşer. Dedesi Hüseyin Bey de 93 Harbi denilen Osmanlı-Rus Harbi’nde Plevne Müdafaasında Osman Paşa mahiyetinde savaşır.
Cumhuriyetin 10. Yılı olan 1933Te doğan Sezai Karakoç 1941-1944 arasında cereyan eden ve 50 milyon kişinin hayatına mal olan 2. Dünya Savaşı yıllarında 9 ile 11-12 yaşlarını yaşamıştır. Dolayısıyla hem baba ve dedesi etrafında anlatılan esaret ve savaş yıllarının acı hatıraları ile hem de 2. Dünya Savaşı’nın ülkemize yansıyan ekonomik sıkıntılarıyla büyümüş olması onun daha sonraki yıllarda şiirine önce ülke, sonra İslam Dünyası daha sonra da tüm insanlığa yönelik barış ve huzur temalarının yer bulmasını sağlayacaktır.
Sezai Karakoç’un şiir öncelikli sanat hayatına baktığımızda şu tespitleri yapabiliriz:
Onun en meşhur şiirlerinden olan “MONA ROZA” Ank. Siyasal Bil. Fakültesinde âşık olduğu ve mezuniyet töreninde okuduğu Muzazzez Akkaya’ya yazdığı akroştiş tarzında şiiriyle başlayan sanat hayatının başlangıç dönemlerinde, arkadaşı Cemal Süreya ile birlikte Türk Şiirinde 2. Yeni diye adlandırılan oluşumun da kurucu ve öncülerindendir. Fakat Sezai Karakoç şiir anlayışında 2. Yeniciler gibi belli bir anlayışta ve yerde kalmaz. Şiirine yansıyan dünya görüşü ve metafizik konulara ağırlık vermesiyle 2. Yenicilerden ayrılır.
Mehmet Âkif’te açıkça, Yahya Kemal’de kısmen, Necip Fazıl’da ise Büyük Doğu Dergisi, İdeologya Örgüsü vb eserlerinde açıkça görülen “metafizik anlayış” Sezai Karakoç’ta “DİRİLİŞ” kavramıyla hem şiirinin hem de düşünce dünyasının esası olur. Kültür sanat ve düşünce dünyasında gelenekle kopmuş olan bağın yeniden kurulmasıdır onun sanatındaki ana gayesi. Ömrünü adadığı bu yoldaki başarısı da herkesçe seveni sevmeyeni kültür sanat çevrelerince onaylanır, kabul edilir.
Onun dirilişi, bir ölünün dirilişi değil bir anlamda derin uykulara dalmış birisinin uyanarak ayağa kalkmasıdır. Diriliş, bu konuda onun düşünce dünyasını oluşturan ana gayesidir. Cemal Süreya onu Mehmet Akif ve Necip Fazıl karışımı bir şâir olarak tanımlar…
ESERLERİ
ŞİİR:
Şiirler I (Monna Rosa), Şiirler II (Şahdamar-Körfez-Sesler) , Şiirler III (Hızırla Kırk Saat) , Şiirler IV (Taha'nın Kitabı, Gül Muştusu) , Şiirler V (Zamana Adanmış Sözler) , Şiirler VI (Ayinler/Çeşmeler) , Şiirler VII (Leylâ ile Mecnun) , Şiirler VIII (Ateş Dansı) , Şiirler IX (Alınyazısı Saati) , Gün Doğmadan (Toplu Şiirler)
ÇEVİRİ ŞİİR
Batı Şiirlerinden ve İslâmın Şiir Anıtlarından
DENEME
Edebiyat Yazıları I Medeniyetin Rüyası Rüyanın Medeniyeti Şiir
Edebiyat Yazıları II Dişimizin Zarı...
Edebiyat Yazıları III Eğik Ehramlar
DÜŞÜNCE
Ruhun Dirilişi , Kıyamet Aşısı , Çağ ve İlham I-II-III-IV , İnsanlığın Dirilişi , Diriliş Neslinin Âmentüsü , Yitik Cennet , Makamda İslâmın Dirilişi , Gündönümü , Diriliş Muştusu , İslâm , İslâm Toplumunun Ekonomik Strüktürü , Düşünceler I-II , Dirilişin Çevresinde , Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi I-II-III , Yapı Taşları ve Kaderimizin Çağrısı I-II , Samanyolunda Ziyafet , Unutuş ve Hatırlayış , Varolma Savaşı , Çağdaş Batı Düşüncesinden , Çıkış Yolu I-II-III
İNCELEME
Yunus Emre , Mehmet Âkif , Mevlânâ , Tiyatro , Piyesler I , Armağan , Hikâye , Hikâyeler-I Meydan Ortaya Çıktığında , Hikâyeler-II Portreler
GÜNLÜK YAZILAR
Farklar , Sütun , Sûr , Gün Saati , Gür
RÖPÖRTAJ
Tarihin Yol Ağzında , Unutuş ve Hatırlayış , Çıkış Yolu I , Çıkış Yolu II , Çıkış Yolu III
BELGESEL Gün Doğmadan
Bu bilgilerden sonra Sezai KARAKOÇ’u saygıyla, sevgiyle, rahmetle ve duayla andıktan sonra onun çok sevilen ve metafizik görüşünü işleyen “EY SEVGİLİ” şiiriyle noktalayalım diyorum:
1V
EY SEVGİLİ
Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
Bütün sürgünlüklerim bir bak1ma bu sürgünün bir süreği
Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Uzatma dünya sürgünümü benim
Güneşi bahardan koparıp
Bir tuz bulutu gibi
Savuran yüreğime
Ah uzatma dünya sürgünümü benim
Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil
Ayaklarımdan belli
Lambalar eğri
Aynalar akrep meleği
Zaman çarpılmış atın son hayali
Ev miras değil mirasın hayaleti
Ey gönlümün doğurduğu
Büyüttüğü emzirdiği
Kuş tüyünden
Ve kuş sütünden
Geceler ve gündüzlerde
İnsanlığa anıt gibi yükselttiği
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim
Bütün şiirlerde söylediğim sensin
Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin
Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım
Salome'nin Belkıs'ın
Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin
Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için
Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini
Deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini
Ey gönüllerin en yumuşağı en derini
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim
Yıllar geçti sapan ölümsüz iz bıraktı toprakta
Yıldızlara uzanıp hep seni sordum gece yarılarında
Çatı katlarında bodrum katlarında
Gölgendi gecemi aydınlatan eşsiz lamba
Hep Kanlıca'da Emirgan'da
Kandilli'nin kurşuni şafaklarında
Seninle söyleşip durdum bir ömrün baharında yazında
Şimdi onun birdenbire gelen sonbaharında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Ey çağdaş Kudüs (Meryem)
Ey şiirini gönlünde taşıyan Mısır (Züleyha)
Ey ipeklere yumuşaklık bağışlayan merhametin kalbi
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim
Dağların yıkılışını gördüm bir Venüs bardağında
Köle gibi satıldım pazarlar pazarında
Güneşin sarardığını gördüm Konstantin duvarında
Senin hayallerinle yandım düşlerin civarında
Gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında
Ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda
Verilmemiş hesapların korkusuyla
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim
Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar madem ki Yâr vardır
Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir Mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Gögsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Senden umut kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
SEZAİ KARAKOÇ
Yorumlar
Kalan Karakter: