"ŞİİRİN TARANMAMIŞ SAÇLARI"
Yayınlanma :
15.07.2022 09:28
Güncelleme
: 15.07.2022 09:28
Yazıma konu edindiğim, “Şiirin Taranmamış Saçları” şiir kitabını yayına hazırlayan oğul Prof. Dr. Ceyhun Vedat UYGUR, “8 Ekim 2001 yılında can emanetini vefâ gereği teslim ederek vefat etti.” Dediği merhum babası şâir Mustafa UYGUR’la 1999’da Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesinde tanışmış birkaç gün de olsa çeşitli mekanlarda sohbet etme imkânını yaşayan birkaç şanslı kişiden biriydim.
İşte, PAÜ’de hem aynı ortamı paylaştığım, hem de Yüksek Lisans programında derslerime girdiği için hocam olan çok sevgili/değerli dostumuz Prof. Dr. Ceyhun Vedat Uygur hocamın editörlüğünü yapıp yayına hazırladığı merhum babası Mustafa Uygur’un Boy Yayınlarından Haziran 2022’de çıkan “Şiirin Taranmamış Saçları” şiir kitabını elime alıp da okumaya başladığımda ne yalan söyleyeyim bana öbür dünyadan gönderilmiş mektuplar gibi geldi.
Şâir, merhum Mustafa UYGUR, “Bahçıvan” şiirinde şöyle demişti ya:
……..
“Bir yabancı el okşuyor, bak
Şiirin taranmamış saçını
…….”
Kitabı aldığımda sevincimi paylaştığım Ceyhun Vedat Hocam, şiirlerle ilgili görüşlerimi istediğinde “Eyvah!..” dedim. Ceyhun Vedat Hocam “Şiirin Taranmamış Saçları’nı, tarayarak göndermemi istiyor benden.” dedim… “Ben şimdi nasıl tararım bu taranmamış şiir saçlarını!” dedim…
Demesine dedim de, 1935’te Hatay Dörtyol’da doğup, İstanbul Baytar Mektebini bitirdikten sonra Mucur, Dörtyol, Samandağı, Yayladağı, Saimbeyli, Ayas/Yumurtalık, Muğla, Mersin ve Yomra’daki görevleri dolayısıyla güzel yurdumuzu gezen; gezerken de şiirlerini yazan Mustafa Uygur misali ben de “Bu şiirler yolculukta okunur.” Dedim ve İzmir-Denizli/Denizli İzmir tren yolculuğunda tıklım tıklım kalabalıklar arasında okudum…
Mustafa UYGUR şiirlerini okudukça, hemen her konuda yazılmış şiirlerinin iç dünyasına yöneldikçe her bir şiirde daha çok şaşkınlık yaşadım: Çünkü hemen her konuda şiirler vardı 246 sayfalık şiir kitabında. Şu bölüm başlıkları da bunu doğruluyor zaten:
Aşk/Kadın/Güzelleme… Gurbet/Hasretlik… Duygulanmalar… Millet/Vatan/yurt… Doğa… Mistik/İlâhi… Taşlamalar/ Sitemler/Şikâyetler.
Merhum Uygur’un şiirlerinde ilk dikkatimi çeken husus, konu çeşitliliğine bağlı olarak ortaya çıkan kelime çeşitliliğinin zenginliği oldu değerli okurlarım. 1935 ile 2001 arasındaki Türkiye’mizde kullanılan kelimelerin çeşitliliği, sıcaklığı ve anlam derinliği öylesine sarıp sarmaladılar ki beni anlatamam. İşte bu noktada sanki öbür dünyadaki anam babamın sesini duyar gibi oldum her bir şiiri okurken.
Şiirleri okudukça zaman zaman Yahya Kemal, zaman zaman da Ahmet Haşim, Faruk Nafiz, Namık Kemal, Hüseyin Nihal Atsız, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul, Karacaoğlan, Yunus Emre vb büyük şâirlerimizin meclisindeyim ve klasikleşmiş şiirlerini okuyorum havasında hissettim kendimi.
“Şiirle açılmış anadilimin kapısı
Tüm şiir sanki duygularım”
Merhum Mustafa Uygur’un şiirlerinin çok önemli bir bölümü 1965; otuz yaş öncesine ait… Sonrasında 1965 ile 1980 yılları arasında yazılan şiirleri geliyor. 1980 ile 2001 arasındaki şiirleri ise daha azalıyor.
Şahsen, şâirin yaşadığı yılları göz önüne aldığımızda 1960, 1970 ve 1980 le özdeşleşen ülkemizin kaotik yıllarını yaşamış bir şâir olarak Mustafa Uygur’un tıpkı kaotik yılların şâiri Yunus Emre misali, ülkemizde yaşanan olayları bir yana koyarak, tıpkı bir ipek böceğinin kozasını örmesi, ya da bal arısının peteğini dolduruşu misali şiirlerini yazdığını görüyoruz… Onun bu olup biteni umursamaz gibi görünüşünün arka planında ise kaos içerisindeki gördüğü topluma olabilmece sevgi dolu bir dünya sunarak olumsuzlukları sevgiyle tedavi etmek gibi bir ruh halinin varlığını söyleyebiliriz.
Beni böyle düşünmeye sevk eden bir diğer husus ise onun şiirlerinde en çok öne çıkan en çok kullandığı üç kelimenin temsil ettiği değerler manzumesidir:
Bu üç kelimeden birincisi; aşktır, ikincisi Tanrı’dır, üçüncüsü ise bozkurttur.
Şimdi bu üç kelime açısından şiirlerdeki anlayışa baktığımızda şunları görürüz:
Aşk: Onun şiirlerinde her seferinde farklı bir imge, farklı bir kalıp ve farklı bir duygu karşılığında kullanılmıştır. Dolayısıyla her şeye aşkla bakan bir şâir karşısında olduğumuzu görürüz şiirleri okumayı tamamladığımızda.
Tanrı: Aşkın yüce sahibi de her şeyin sahibi de Tanrı’dır. Şâirimizin her kullanışında zirveye Tanrı’yı taşıdığını ve olaylara, konulara bu zirveden baktığını görürüz.
Bozkurt: Onun şiirlerinde siyasi bir imge değildir. Tamamıyla Türk mitolojisindeki lider, rehber, yol gösterici, özgürlüğüne düşkün kimliğiyle ele alınmış ve şiirlerine serpiştirilmiştir.
Mustafa Uygur şiirlerinde doğudan, batıdan, eskiden yeniden çok çeşitli kavramlar onun kültürel birikiminin de ne derece zengin olduğunun bir beşgesidir:
Dante, Venüs, Macellan, Berlin, Ren, Tarascon, Van Gog sonat, porte, Everest, Kerbela, Yunus, Karlıbel, Bağdat, Şam, nota, akort, ekvator, Samanyolu, Karakurum, Altaylar, Atatürk, Türkman, Özbek, Uygur, Taç Mahal, İrem, İslam,Kıbrıs, Osmaneli, OBuharalı, Nemrut, Araratrkun, Orta Asya, Mohaç, Viyana, Plevne, Barbaros, Altınözü, Asi, Bizans, Tunus, Fas, Cezayir, Lefkoşa, Yanya, Anavarza, Tuna, Sakarya, Saimbeyli, İrtiş, Konya, Kıpçak, Oğuz, Ural, Gümrü, Lozan, Potsdam, Ararat, Ön Asya, Marya, Hayber, Akka, Malazgirt, Bizans, Anafartalar, Nusret, Tuna, vistül, İdil, Dede Korkut, Orhun, Golfsitrim, alizeler, musonlar, Türkeli,Erzurum, Afrika, Nil, Toroslar, Seyhan Ceyhan, Akdeniz, Binboğa, Keklikoluk, İğdebel, Artemis, Gırnata, Artemisya, Elen, Olimpos, Bodrum, Marmaris, Köroğlu, Dadaloğlu, Ferhad, Nemçe, Karacoğlan, Mars, Jüpiter, Nevruz,
İdris, Musa,Yakub, Yusuf, İsrail, İbrahim, İshak, Yakub, Harran, Arafat, Musa, Kabil…
ŞİİRLERDEN İLGİNÇ ALINTILAR:
“İnsanlık kokuyor teninde // Çingenem, çingenem.”
“Beni sana körkütük terk etmiş gece”.
Delişmen gönlümün Everst’i
…
Aşk sesli ada… , aşk kokuyor ikindi… aşk serinliği… solgun aşk…, aşkın mürekkebi…, perişan aşkım… , çürümüş aşklar… göynük aşklar…, aşkımın heykeltıraşı…, aşk öpüşlü rüzgâr…,
“Samanyolu’ndan gelmiş sanki bir aşk meleği”
“Dante’ye bir komedi sunmalıyım aşktan.”
“Sadece aşkımı koy, zaman adlı vazoya.”
……
“Derde davasın her an, sende yeşerir çöller
Ağustos sıcağında bir hastaya kar gibi”
……
“Zaman bir acı soğan atıktır ekmeğime…”
“Sana açık yüce Tanrı’m, sana açık ellerim…”
….
“Duman duman içimde tüter gurbet”
“Sana öz Türkçesiyle “anne” diyecek dil var”
……..
“Eşe dosta yazacağım mektuplar
Yüreğimde petek petek bal olur”
….
“Gök gürültüsünü andıran duygularım,
Benimle beraber boşluğa fırlatılmış kimsesizlik”
….
“İşte bundan dolayıdır aslındaki keramet
Dişi günler erkek olmaz, düşünmeye ne hacet
Bir kervana katıl ki –Sen aslının yolcusu
İnsanlık sarayına erişesin bir hamle(t).”
“Her ikindi vakti // Duygularım kanatlansın şiirimde”
“Yaşamak istiyorum dağ dağ
Sessiz, asude ceylanlarca
İnsan avcılarından uzakta”
….
“Esmeyen rüzgârlara lânet eden saçların
Durgun bir göl üstünde
Uyuklayan salkımsöğütler misali”
….
“Benim de bayrak için adanmış bir başım var
Hey’lerim gibi içten kabaran gözyaşım var
Ötüken’de doğarak Turan’da kemalleşen
Asırlara uzanan destan destan yaşım var...”
……
“Artık gül yok, sine-i cevrinde yalnız bülbül
Eylül perişan, nağmeler dinmiş hayli zaman
Gayrı hep rast divanında âbat olsun gönül
Varsın vuslat-ı kerime kalsın leyli mekân…”
Sonuç olarak, diyebilirim i!.. Mustafa UYGUR’un şiirlerinin değerine eş bir şekilde kamuoyunda yer bulamayışının bir çok sebebi vardır:
Bunların ilk önde geleni; şiirlerini edebiyat dergilerine göndermeyişi; kitap olarak yayınlamayışı vardır. Böyle olunca da rafta bekleyen tohumlar misali, yayınlandığı Haziran 2022’ye kadar saklı kalmıştır.
Haziran 2022’de oğul Prof. Dr. Ceyhun Vedat Uygur tarafından bir vefa olarak yayınlanmasıyla birlikte saf şiir arayanların yüzünü güldürecektir.
Şiirlerin yüksek lisans ya da doktora çalşımalarına muhatap olması şiirlerin hem bilim dünyasında hem de edebiyat dünyasında hak ettiği yeri bulmasını sağlayacaktır.
Bu vesileyle çok değerli –merhum- şâir Mustafa Uygura’a Allah’tan rahmetler dilerken opul Prıf. Dr. Ceyhun Vedat Uygur’a da şiirlerin yok olmasını önleyrek kitaplaştırdığı ve yayınladığı için teşekkürler ediyoruz.
Okurunun bol olması dileğiyle…
“Şiirin Taranmamış Saçları” taranmayı bekliyor.
Sevgilerimle…
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: