"SMYRNA FİLMİ" BİR FİLM OLMANIN ÇOK ÖTESİNDE!..
Yayınlanma :
09.12.2022 09:06
Güncelleme
: 09.12.2022 09:06
Şimdi “İyi de ne var bu konuyu gündeme taşıyacak? Zaten olay 100 yıl önce yaşanmış bitmiş; kapanmış… Şimdi durduk yerde kamuoyunun dikkatini ne diye 100 yıl öncesine taşıyorsunuz?” diye düşünebilirsiniz değerli okurlarım. Konu 100 yıl öncesinde karşılıklı yaşanan acılar şeklinde ele alınıp da savaşmanın değil, barış içinde yaşamanın daha önemli olduğu vurgusu yapılmaya çalışsa eyvallah!.. Fakat filmin çekilme sebebi ve işlediği tez öyle masumane değil. 100 yıl önce yaşanan İzmir Yangınını; 9 Eylül 1922’de işgalci Yunan kuvvetlerini denize döken Türk ordusunun çıkardığı gibi bir iddia ve suçlama üzerine kurgulanmış…
Şimdi sayın Aytunç ERKİN’in verdiği bilgilere bakalım hep beraber:
“Yunanlıların çektiği bu film 23 Aralık 2021’de vizyona girer. Şimdi film bugün 8 Aralık 2022 günü ABD’de 700 sinemada tek gecelik gösterime girecek.
Ana tema: Türkiye Yunan işgalinden kurtulmak için verdiği savaş sırasında özellikle İzmir’de Rum ve Ermenilere karşı soykırım yapmıştır.
7 yıl önce Mimi Denis’in yazdığı oyun 3 yıl tiyatroda sahnelenmiştir. 5 Milyon Euro’luk bir bütçeyle de Yunanistan’da çekilen en yüksek bütçeli film olarak kayıtlara geçmiştir.
-Değerli okurlarım ben burada sizlerden konuyu köşesine taşıyan Aytunç ERKİN beyin yazısını kendi köşesinden okumanızı özellikle rica edeceğim.-
Okumanızı isteyeceğim bir diğer eser de yine konuyu bütün yönleriyle belgeleriyle gündeme taşıyan Yaşar AKSOY’un, Kırmızı Kedi Klasikleri dizisinden “ çıkan “İZMİR 1922 YANGINI” isimli kitabıdır.
Sayın Yaşar AKSOY’un kitabından yapılan alıntıdan şu kadarcığını da paylaşmadan geçemeyeceğim:
“… İzmir Yangını’nın 100. Yıldönümü olan 2022 yılında Türkiye ve Türkleri suçlayan küresel propoganda, Abdullah Öcalan’ın yakın dostu ve koruması, Pontus TV sahibi ve Yunanistan’ın ünlü istihbarat subayı Savas Kalenderis’in yönettiği (History-of-Macedonie.Gr) isimli sosyal medya sitesinden yönlendirilerek kitap, sinema filmi ve sergiler olarak hayat geçti.”
“Bu çerçeve içinde başta “SMYRNA My Beloved(Sevgili İzmir’im) gibi bir çok film, Homero Aridis’in “SMYRNA in Flames/İzmir Ateşler İçinde” kitabı gibi bir çok kitap, belgesel ve nihayet Atina’da ekim ayı başında açılan 1000 fotoğraf ve belgelik “Küçük Asya Felaketi ve İzmir 1922” sergisi ile Türkiye aleyhine propaganda hız kazandı.”
Değerli okurlarım bu film haberi beni neden bu kadar etkiledi ve heyecanlandırdı, şimdi de bu konudaki duygu ve düşüncelerimi paylaşayım:
Bizler aynı konularda 100. Yıl dolaysıyla, İzmir Kültürpark ‘ta Atlas salonlarında Büyük Zaferin 100. Yılına Doğru “İSTİKLAL SERGİSİ” -26 Ağustos 2021- 26 Ağustos 2022-ni açtık… Bir de Çatı Bostanlı’da “Ateş Çemberinde İZMİR İşgalden Kurtuluşa” fotoğraf sergisini açtık.
Bu iki sergide sadece bizim insanımıza hitap ettiği için Çetin Altan’ın meşhur deyimiyle “Türk’e Türk propagandası” yapmaktan öteye geçemedi: Kime göre, Yunanlıların dünyaya seslenen çalışmalarına göre.
Düşünebiliyor musunuz? Kendi ülkesinde 3 yıl tiyatro oyunu şeklinde sergilendikten sonra filmi çekilen Smyrrna Filmi, 2021 yılı boyunca Yunanistan’da gösterimde kalmış; şimdi de ABD’de 700 sinemada birden tek oturumluk olarak gösterime girmiş bulunmaktadır.
Şimdi bizim bize hitap eden fotoğraf sergilerinin yanında aynı konuyu, Yunanlıların kendi bakış açılarına göre yorumlayan tiyatro ve filmleri mi daha etkileyici ve kalıcı olur yoksa bizim fotoğraf sergileri mi?
Bir de ABD’de 700 sinemada gösterime girecek filminABD’de yaratacağı intiba ve izlenimler bakacak olursak dünya kamuoyunda Yunanlılar mı daha çok kitleyi etkiler biz mi daha çok kitleyi etkileyebiliriz diye sormadan edemiyor insan…
Değerli okurlarım, günümüzde şu konu çok açıktır ki Batı dünyası doğuya doğru planlarını ortaya koymazdan önce o ülkelerle ilgili kötüleyen bir propaganda yürütmekte; önce bu ülkelerin çağın gerisinde kalmış, dünyaya zarar veren fundamantalist, İslamafobi, köktendinci vb anlayışlarla yargılar kabul ettirilmekte daha sonra da bu kabulden hareketle de istedikleri her türlü müdahaleyi yapabilmektedirler.
Hatırlarsak, ABD Ortadoğu’ya gelmezden önce batıda genel olarak gösterilen filmlerden birisi TROYA Filmi idi. Bir diğeri SPARTACUS -Üç Yüz SPARTALI idi. Bir diğeri de
BÜYÜK İSKENDER filmi idi. Daha seri halde çekilen RAMBO filmlerini saymıyorum. Çizgi film olarak çevirdikleri HE MAN ile WOLTRAN filmlerini de saymıyorum.
Değerli okurlarım, Ukrayna-Rusya savaşıyla şu gerçek bütün çıplaklığıyla görüldü ki büyük devletlerin tahrikleri –gıdıklamaları-olmadan küçük devletler büyük devletlere karşı hiçbir zaman saldırı yapamamaktadır.
Biz bu gerçeği, 15 Mayıs 1919’da İzmir’i işgal etme cesaretini gösteren Yunanistan’ın arkasındaki gücün İngiltere ve ABD olduğunu görmüştük. Şimdi de nasıl ki bu ikili Ukrayna’yı Rusya’ya karşı tahrik ettilerse, benzer bir oyunu da Yunanistan’ı 1919’da olduğu gibi yeniden oyuna getirerek Türkiye’ye saldırtmaktır.
Bu noktada hemen İran-Irak arasında 8 yıl süren fakat bir karış bile değişmeyen ülke sınırları sahibi iki devleti çarpıştıran gücün ve güçlerin kimler olduğunu ve amaçlarını İslam dünyasının o gün için öne çıkan iki gücünü eritmek olduğunu bilmek ve söylemek için ilgili yetkililerden brifing almak gerekmiyor.
Şimdi bütün mesele Türkiye’mize diz çöktürmek, onları rahatsız eden gücünü kırmak, yeniden onlardan emir alan, onlara yalvaran bir ülke konumuna getirmektir. Yunanistan’ın uğrayacağı zararın boyutu ne olursa olsun ABD ve Bati dünyasının ülkeleri en kısa sürede Yunanistan’ı yeniden ayağa aldıracaklardır. Türkiye ise cumhuriyet tarihi boyunca dolaylı olarak yaptırdıkları her darbe ve ihtilal sonrasında nasıl ki onlar ne dediyse ona göre davrandığı gibi yine aynı konuma getirmektir.
Bu hedefe varmanın ön şartı batı kamuoyunun psikolojik olarak hazırlanmasıdır. Tıpkı ORİENT EXPRESS filmiyle yarattıkları kötü Türk imajı gibi “İzmiri yakan Türk” imajı yaratmak istemektedirler. Bu psikolojinin ardından da “Biz Yunanistan’dan yaşadıkları acının öcünü almaları için onlara yardım ediyoruz!..” teziyle kamuoyunu iknaya çalışmak isteyeceklerdir.
Lütfen bu görüşlerimi ütopik olarak görmeyiniz değerli okurlarım: Adaların silahlandırılmasının yanında Batı Trakya’da Türkiye sınırında yapılan ABD askeri yığınakları ile kırk yıldır bitmeyen ABD destekli Suriye- Irak terörünü birlikte değerlendirin derim…
İşte bütün bu anlattıklarımdan dolayı yazıma: “SMYRNA FİLMİ” BİR FİLM OLMANIN ÇOK ÖTESİNDE!..” başlığını seçtim değerli okurlarım.
SEVGİLERİMLE…
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: