İşte yine topluma sunulan yapay bir gündemin peşine takıldık gidiyoruz hepimiz!..
Sosyal medya hayatımıza girdiğinden bugüne bu türden yapay gündemlerle o kadar çok karşılaşıyoruz ki anlatılır gibi de değil anlaşılır gibi de değil…
Şunu çok açık bir şekilde meydanda ki gerek yurt içinde gerekse yurt dışında konumlanan algı merkezleri hemen her konuda toplumun duygularını harekete geçirecek ortamı oluşturuyorlar.
Bunun kime ne faydası var ya da ne zararı var diye düşünebilirsiniz değerli okurlarım. Nasıl ki gazetelerin 3. Sayfaları hemen her gün moral bozucu cinayet ve kazalara bağlı ölüm haberleri veriyorlarsa, bazı TV kanalları da bu türden otuz saniyelik bilemediniz bir dakikalık haberleri on, on beş dakikaya yayıp hikâyeleştirerek veriyorlar… Buna ister reyting kaygısı ya da savaşları deyiniz isterse haberin değeri deyiniz sonuçta insanımızın insana, topluma, millete ve devlete olan güvenlerinde gizliden bir erozyon yaşanmaya başlanıyor…
Türk mü? Türkiyeli mi? Türk müyüm? Türkiyeli miyim?
Bu garip tartışma toplumda yaygınlaşmaya başlamıştı ki, konuya ilişkin hayatî cevap Almanya’dan; Türkiye-Gürcistan Futbol maçı sonrasında tribünleri ay yıldızlı formaları ve ellerindeki ay yıldızlı bayraklarıyla gelincik tarlasına çeviren gurbetçi vatandaşlarımızın oluşturdukları korodan geldi:
“Havasına suyuna taşına toprağına
Bin can feda bir tek dostuma
Her köşesi cennetim ezilir yanar içim
BİR BAŞKADIR BENİM MEMELEKETİM!..”
Her ne kadar şarkı sözünün öznesi “Bir başkadır benim memlketim!” diyorsa da biz onu “Bir başkadır benim milletim!..” diye anlarız…
Bu haykırışta sanki Manasçıların, Ozanların haykırışları vardır, çığlıkları vardır…
Tarihte ilk kez 552’de adında TÜRK kelimesi yer alan GÖKTÜRKLER-KÖKTÜRKLER devletimiz kurulur 658’de de yıkılır.
Değerli okurlarım, bizim adımız TÜRK olarak Tonyukuk 725, Kültigin 732, Bilgekağan 735’de Orhun Vadisindeki Orhun Yazıtları’nda Göktürk Alfabesinin harfleriyle anıt kayalara kazınarak yazılmıştır.
Kaşgarlı Mahmud tarafından 1072’de kaleme alınan Dìvânu Lugati’t-Türk (DLT), iki yılda tamamlanarak 1075-1095 yılları arasında Bağdat’ta hüküm süren Abbasî halifesi Muhammed el-Muktedî bi-emri’llah’a sunulan dönemine göre yüksek sayıda 8000 civarında Türkçe kelimeye yer verilir.
1277’de Karamanoğlu Mehmet Beyin “Bundan gerü dergahta, bazarda, mecliste, kapıda Türkçe’den başka dil kullanılmaya!..” fermanı Türk varlığı ve Türkçemiz için simgesel bir değere sahiptir.
Yunus Emrelerin, Karacaoğlanların varlığı Türk ve Türkçe varlığının yeniden gürül gürül akışının ifadesidir.
Türkçe’yi dönemin hâkim kültür ve edebiyat dili Farsça ile karşılaştırıp edebî sanatlar, kelime hazinesi, gramer ve fonetik bakımından Farsça’dan üstün olduğunu örneklerle ortaya koyan eseri Muḥākemetü'l-Luġateyn: İki Dilin Karşılaştırılması 1499’da Ali Şîr Nevâî tarafından yazılır.
Osmanlı Devletinin çoklu kültürlü, dilli ve inançlı yapısı Osmanlıca adı verilen bir Osmanlı Devlet Türkçesi dönemini yaşatır insanımıza. Kültür, sanat, edebiyat ve şiirde klasik eserler dönemi yaşanır âdeta…
Osmanlı Devletinin yaşadığı tarihsel süreç aynı zamanda Avrupa’da da imparatorluklar çağıdır. Avusturya-Macaristan, Büyük Britanya, Fransa, Germen imp. Latin imp. Sovyet Rusya vb
İşte 20. Yüz yıla geçişle birlikte bir ulus-milletler çağı da başlamış olur. Modern devletler olarak kurulan Fransa, Almanya, İngiltere, İspanya, vb devletlerin yanına 29 Ekim 1923’te kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’mi de eklenmiş olur.
Böylece Tarihte 2. Kez Türk adının yer aldığı yeni devletimiz Türkiye Cumhuriyetimiz hayat bulmuş-doğmuş olur…
Soyadı Kanunu'nun çıkmasından beş ay sonra 24 Kasım 1934 tarihinde TBMM tarafından oy birliği ile kabul edilen 2587 sayılı kanunla Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal'e "ATATÜRK” soyadı verilir.
Bu noktaya gelişte, elbette, Cenge Giderken şiirinde;
“Ben bir Türk’üm; dinim, cinsim uludur;” diyen Mehmet Emin Yurdakul’u unutmamak gerekir…
"Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa Vatandır."diyen Mithat Cemal Kuntay’ı unutmamak gerekir.
“Vatan ne Türkiyedir Türklere, ne Türkistan
Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan” diyen; “Türkçülüğün Esasları” kitabını da yazan Ziya GÖKALP’i unutmamak gerekir…
İçinde Türk kelimesi geçmese bile derin anlamıyla beş bin yıllık bir Türk tarihinin duygusunu yansıtan Mehmet Âkif EROY’un İSTİKLÂL MARŞI’nı unutmamak gerekir…
Mademki Türkiye Cumhuriyeti’mizin 100. Yılını yaşadık şanlarla şereflerle… Onun için önemli olan bizim kendimizi bilmemiz ve insanımızı bu şuurla yetiştirebilmektir…
İşte Almanya’daki Gürcistan maçı sonrası yaşananlar derin milletin damarlarında “Muhtaç olunan kudret”in asil kanımızda devam ettiğinin en can alıcı ve anlamlı ifadesidir…
O halde geliniz birlikte haykıralım:
“NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!..”
BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM
Havasına suyuna taşına toprağına
Bin can feda bir tek dostuma
Her köşesi cennetim ezilir yanar içim
Bir başkadır benim memleketim
Lay, lay, lay, lay lay, lay, lay, la
La la lay lay ,la, la, lay la
La, la, lay, lay, lay lay, lay, lay, lay, lay, la
Anadolu bir yanda yiğit yaşar koynunda
Aşıklar destan yazar dağlarda
Kuzusuna kurduna, Yunus'una Emrah'a
Bütün âlem kurban benim yurduma
Lay, lay, lay, lay lay, lay, lay, la
La la lay lay ,la, la, lay la
La, la, lay, lay, lay lay, lay, lay, lay, lay, la
Mecnun'a Leyla'sına erişilmez sırrına
Sen dost ararsan koş Mevlana'ya
Yeniden doğdum dersin, derya olur gidersin
Bir başkadır benim memleketim
Lay, lay, lay, lay lay, lay, lay, la
La la lay lay ,la, la, lay la
La, la, lay, lay, lay lay, lay, lay, lay, lay, la
Gözü pek, yanık bağrı Türkü söyler çobanı
Zengin fakir hepsi de sevdalı
Ben gönlümü eylerim gerisi Allah kerim
Bir başkadır benim memleketim
Lay, lay, lay, lay lay, lay, lay, la
La la lay lay ,la, la, lay la
La, la, lay, lay, lay lay, lay, lay, lay, lay, la
Bir başkadır benim memleketim
KARŞI/YAKA’DAN… SEVGİLERİMİZLE…
Yorumlar
Kalan Karakter: