"UÇUN KUŞLAR UÇUN İZMİR'E DOĞRU"
Yayınlanma :
11.12.2020 09:26
Güncelleme
: 11.12.2020 09:26
" Uçun Kuşlar Uçun İzmir'e Doğru" başlığıyla meşhur olan, “Asker ettiler beni!” diye de bilinen bu çok duygu yüklü anonim türkünün başta Muzaffer Akgün ve Hüseyin Yaltırık olmak üzere çok sayıda THM santçısı tarafından seslendirildiği bilinmektedir.
Kerkük Türkmelerinin önemli ses sanatçılarından olan ve Kerkük hasreti çeken Abdülvahit Küzecioğlu tarafından da Bağdat’a uyarlanarak “Uçun kuşlar uçun Bağdat’a doğru” diyerek seslendirlimiştir.
Türkünün “Uçun kuşlar uçun!” diyerek kaçacaklara mesaj verdiği gerekçesiyle bir de 1960 ihtilâlinin ardından radyolarda çalınmasının yasaklanması vardır.
Ziya Osman Saba’da kuşlar;
“Çözülen bir demetten indiler birer birer,
……….
Bir sebile döküldü bembeyaz güvercinler…”
Dizelerinden de anlaşılacağı gibi güvercin kimliğiyle çıkar karşımıza.
Orhan Veli, “İstanbul Türküsü” şiirinde:
“İstanbul’un mermer taşları;
Başıma da konuyor, konuyor aman, martı kuşları;
Gözlerimden boşanır hicran yaşaları…”
Derken yine bir hüzün yükler şiirine martı kuşlarını vesile eyleyerek.
Klasik Türk şiri-Divân Edebiyatı-nın temel kuşları: Hüma, Hüdhüd ve Kaknüs’tür.
Efsanevî bir kuş olan “sî-murg”’daki “sî” Farsçada otuz demektir. Dolayısıyla Sî-murg= Otuz kuş iriliğinde kuş demektir. Zümrüd ü Ankâ da , Sîmurg-u Anka söyleyişinin Türkçeye uyarlanmış halidir, diye açıklanır.
Türk Mitolojisindeki Umay Ana çocukları, kadınları ve hayvanları koruyan Ana Tanrıça olarak geçer. Zaman içerisinde Hüma adıyla varlığını sürdüregelir.
Türk masallarında “Devlet Kuşu” vardır. Kral öldüğünde yeni kralı seçmek için devlet kuşu uçurulur. O da kimin başına konarsa yeni kral o olur. Hattâ ilk konuduğunda kişi benimsenmezse ikinci ve üçüncü kez de uçurulur devlet kuşu. Üçüncüde artık karar kesinleşir. Onun için günlük konuşma dilinde “Başına devlet kuşu konmak” diye de bir deyimimiz vardır.
Bizim sosyal hayatımızda kuşların yeri öylesine zengindir ki; her Türk boyunun ongunu-sembolü bir kuştur.Şimdi yeni neslin araba markası zannettiği şahin ve doğan bu sembollerden sadece ikisidir. Anadolu Selçuklu Devlet armasındaki çift başlı kartal bu geleneğin yansımasıdır.
Bizim türkülerimizden turnalar geçer. Gurbetten sılaya allı turnalarla, telli turnalarla selam gönderilir. Küçük çocukların “Ben nasıl dünyaya geldim?” sorusunun en masumane cevabı “Yavrum seni leylekler getirdi!” olagelmiştir öteden beri. Sıcak iklimlerden gelen leyleklerin bir diğer unvanı da “Hacı Leylek”tir halk arasında…
Şimdi nereden mi geldim ben bu yazımda kuşlar konusuna derseniz cevabını vereyim değerli okurlarım:
Son günlerde İzmir’de özellikle de Karşıyaka’da sığırcık sürülerinin gökyüzündeki müthiş heyecan veren gösterilerine tanık oluyoruz…
8 Aralık 2020 Günlerden salı...
Gün öğleden sonra... Karşıyaka yağışlı... Evimdeyim...
Balkonumuz İzmir Çocuk Yuvası'na ; eski ifadeyle Yetiştirme Yurduna bakıyor...
Çocukyuvası'nın parkı ağaçlarla dolu:
Sıra sıra mavi servilerin arasında ortada sonbahar yapraklarına bürünmüş ulu bir çınar...
Yağmuru seyrediyorum...
O da nesi!.. Sağdan soldan sığırcık sürüleri geliyor...
Geliyor, geliyor, geliyor ve kimisi servilere kimisi ulu çınara konuyor...
Her geçen dakikada ağaçlara konan sığırcık kuşları artıyor...
Sanki İzmir'in bütün sığırcık kuşları burada buluşmaya sözleşmiş gibi...
Serviler sığırcıkları saklarken ulu çınar rengi sarıdan siyaha doğru evriliyor dakikalar içinde...
Yağmur arttıkça sığırcık kuşları da artıyor...
Sanki Çocuk Yuvasına kimsesiz çocukların sığındığını biliyor gibi onlar da Çocukyuvasının ağaçlarına sığınıyorlar...
Sığırcıklar hiç kıpırdamıyorlar...
Yağmur diniyor... Güneş açıyor...
Bütün ağaçlarda ve dallarda bir kıpırtı başlıyor. Sığırcıklar üzerlerindeki yağmur ağırlığından kurtulmaya çalışıyorlar...
Bu kanat çalış ve hafifleme seansı yarım saat sürüyor...
Bazen oluyor hep birden ötüşüyorlar, bazen de hep birden susuyorlar...
Yirmili otuzlu küçük gruplar dallardan havalanarak uçma denemelerinde bulunuyorlar.
Fakat ana sürüde bir hareketlenme yok...
İnsana heyecan veren görsellik bir süre daha devam ediyor...
O da nesi,
Bütün kuşlar birden havalanıyorlar...
Sanki maraton koşan gruptaki sporcuların bir düdük çalıp da sel olup akışına misal bütün ağaçlardaki sığırcıklar gökyüzünün maviliğine doğru kanat çurpıyorlar...
Muhteşem bir manzara...
Teşekkürler sevgili sığırcıklar...
Bize yaşattığınız bu görsel ziyafetten dolayı...
Yine bekleriz efendim
Yine bekleriz...
Sevgiyle…
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yorumlar
Kalan Karakter: