Gündem o kadar değişken ve üretken ki!.. İnsan hangisini yazacağını şaşırıyor.
28 Temmuz 2021 Çarşamba günü ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Halis AYGÜN 26-27 Haziran 2021 günlerinde yapılan YKS, AYT ve TYT sınav sonuçlarının açıklandığını bildirdi. Buna göre:
BİRİNCİLERİN İLLERİ
TYT birincisi: Adana
AYT birincileri:
Sayısal: Adana, Eşit Ağırlık: Konya, Sözel: Adana
YDT birincileri:
Almanca: Balıkesir, Arapça: Konya, Fransızca: İstanbul, İngilizce: İstanbul, Rusça: Bursa
2021-YKS tercihlerinin 5-13 Ağustos tarihleri arasında alınacağını belirten ÖSYM Başkanı Aygün, konuya ilişkin görüşlerini "Adaylarımızın tercihler başlamadan önce daha sağlıklı bir değerlendirme yapmalarına imkan vermek amacıyla 2021-YKS değerlendirme işlemlerini hızlandırarak sınav sonuçlarını ilan edilen tarihten daha erken açıkladık. Adaylarımız tercihlerini 5-13 Ağustos 2021 tarihleri arasında yapacaklardır.” Sözleriyle açıkladı.
2021-2022 Akademik yıl için de yüksek öğretim kurulunun kontenjanları şu şekilde açıklandı:
Özel yetenek alanından 28.196, okul birinciliği kontenjanından ise 24.537, Ön lisans alanından 492.000, lisans alanından 494.132, olmak üzere toplam 1 milyon 38 bin 865 öğrenci üniversiteye girebilme imkânına sahip olabilecek.
Kendi dönemlerimizi hatırlıyorum da ülkemizde büyük kentler hariç Anadolu’da dershane yoktu. Özel ders yoktu. Anneler babalar nesli çoğunlukla okur yazar değildi. Onun için de üniversite konusunda bizlere yardımcı olamazlardı: Sadece “Oğlum, kızım oku; oku da adam ol!.. Bizim gibi irezillik çekme!..” derlerdi. Fakat okuma konusunda verebildikleri harçlığın dışında bir katkıları, rehberlikleri olmadı, olamazdı…Bizim liseyi bitirip de 30 Temmuz 1973’te girdiğimiz üniversite sınavları, sınav soruların çalındığı gerekçesiyle iptal olmuş ve yenilenmişti.
Her yıl yaz ayları geldiğinde kulaklarımız hep ülkemizin değişik yerlerindeki orman yangınları haberlerinde olur. Çünkü, ülkemiz yazın pek yağış almadığı için kurak geçen yaz aylarında çeşitli etkenlerden dolayı orman yangınına hazır bir durum arz ederdi hep… Son yıllardaki küresel ısınmaya ve piknikçilerin tedbirsizliklerine bağlı olarak da çeşitli sebeplerden dolayı orman yangınlarının çoğaldığını görüyoruz…
Üç gündür devam eden Manavgat orman yangını sanırım son yıllarda yaşadığımız en önemli yangınlardan birisi oldu. Onca önleme rağmen aynı anda dört ayrı noktadan yangının başlamış olması, ülke ekonomisinin en önemli kaynaklarından birisi olan turizmi baltalamak ve ülkemizle ilgili aleyhte bir propaganda olması için kasıtlı çıkarıldığı intibasını uyandırmaktadır insanda ister istemez.
Bir diğer sebep de özellikle sahil bölgelerinde rant için, yapılaşmaya yer açmak niyetiyle yangınların çıkarıldığı fısıltılarıyla dile getirilmektedir.
Şimdi YKS ile orman yangınların aynı yazıda buluşuyor olmasının hikmetini merak etmeye başlamışsınızdır –biliyorum- değerli okurlarım.
Ülkemizde son yıllarda YKS süreci öyle bir hâl aldı ki anlatılır gibi değil. İmkânı olan aileler daha ilk okul yıllarından itibaren çocuklarına özel dersler aldırarak, ona bilgi merkezli bir hayat yaşatıyorlar farkında olmadan…
Aman kızım-oğlum sen yeter ki oku!.. Çay demleme, yemek yapma, misafir yanına çıkma, hastaya gitme, cenazeye gitme, eve misafir gelmesin vb… Hayattan ve hayatın doğal akışı içerisinde yaşaması gereken ortamları yaşamadan üniversiteyi bitiren, elinde diploması olan herhangi bir meslek sahibi; özellikle de doktor, mühendis, eczacı vb.
Evet çocuk bilgi merkezli başarıya ulaştıran süreci yaşarken yapay ve hayattan kopuk bir şekilde yetiştirildi için diploması olan fakat yemek yapmasını bilmeyen; diplomalı fakat misafir ağırlayamayan; diplomalı fakat semt pazarına gidip alış veriş yapamayan; sosyal hayatın getirileri ile yüzleşmemiş sadece meslek sahibi bir birey kimliyle yerini almaktadır hayatta.
Sonuç; evlendiğinde hayatın merkezine diplomasını, başarısını, kazancını, makamını vb koyan, bunların dışında bir dünyası olmayan bir meslek erbâbı kişilik!.. Arkadaş tavsiyesi ya da kısa süreli tanışmaların ardından oluşan evlilikleri içten içe yakan yakıp yandıran ve makamlara, kültüre, paraya vb dünyalık değerlere sahip olmalarına rağmen birbirlerine tahammül edemedikleri için kısa sürede yollarını ayırana gencecik insanlar!..
Evet, yangın sadece doğada mı, hayır: yangın aile kurumunda… Sel felâketi sadece Rize ve Artvin yöresinde mi, hayır: her ayrılığın arkasından gözlerden sel olup akan yaşlarda…
Bu bağlamda, sadece doğa saygı istemiyor, hayatın akışı da saygı istiyor, sosyal ortamlar da saygı istiyor, aile içinde eşler, çocuklar, analar babalar, konu komşu, iş ortamını paylaştığımız herkes…
Yanan ormanların yerine bin bir emekle de olsa kısa süre içinde yeniden ekim-dikim yapılıp yeniden orman oluşturulabiliyor; fakat, yanan yıkılan yuvaların yerine yeni yuvalar kurabilmek hemen hemen imkânsızlaşıyor. Eşler bir kez çocuklar ikişer kez boşanmış oluyorlar. Eşler birer çocuklar ikişer yıkım yaşıyorlar. İnsanın insana güveni kalmıyor.. evlilikle ilgili hesaplar kitaplar çoğalıyor ve çeşitleniyor… Devamında da toplumda özellikle okumuş kesimde tekli yaşamayla ilgili, ya da batı dünyasında yaygın olduğu gibi birlikte nikâhsız yaşamayla ilgili tercihler çoğalmaya başlıyor.
Dileğimiz odur ki, ormanlarımız yanmasın; yuvalar yıkılmasın/yanmasın; eşler ayrılmasın… Her bacanın dumanı doğru çıksın. Ocaklarda tencerelerde dert değil çorba kaynasın, yemek pişsin…Kimsenin göz yaşları sel olmasın. İnsanlar ağlarsa sadece sevinçten, mutluktan ağlayıp göz yaşı döksünler…
Sevgiyle…
Yorumlar
Kalan Karakter: