9 Haziran 2021 günlerden Çarşambadır.
PTT’den kargo mesajı gelir telefonuma. Karşıyaka PTT şubesine gittiğimde elime aldığım paketten beni çok şaşırtan, çok heyecanlandıran ve çok sevindiren bir akademik çalışma kitabı çıkar…
Kitap kapağındaki yazıları okuyorum: Aızanoı Zeus Tağınağı’ndaki TÜRK İZLERİ, Mustafa BEYAZIT Editör: Elif ÖZER, Bilgin Kültür Sanat yayınları, yazıyor.
Kitap kapağını çeviriyorum: “Bu Eser; T.C. Kütahya Valiliği Katkıları ile Basılmıştır. 1. Baskı Ankara, 2018
Nasıl heyecanlanmam ki, Prof. Dr. Mustafa Beyazıt ile Prof. Dr. Elif Özer yıllar boyunca Pamukkale Üniversitesinde çalıştığımız dostlarımızdı. Onların imzası olan bir kitap gelir de insan heyecanlanmaz ve sevinmez mi?
Prof. Dr. Elif Özer, Aizanoi’de kazı başkanıdır. Onun 2011’deki davetiyle Prof. Dr. Mustafa Beyazıt da Aizanoi’de kazı heyeti Başkan Yardımcısı olarak çalışmalara katılır. Zeus Tapınağının duvarlarında yer alan figürler konusundaki çalışma görevi sayın Beyazıt’a verilir.
Altı yıl süren çalışma sonunda tapınağın duvarlarına kazıma yoluyla işlenmiş olan 343 tasviri kitap kapsamına alır. Bu tasvirler içinde; süvariler, kopuzlar, âşıklar, çeşitli hayvan figürleri, okçu insan tasvirleri, yaya insanlar; kam ve şaman tasvirleri vardır.
Süvari tasvirleri: Bayrak/sancak/tuğ ve alem taşıyan süvari tasvirleri. Kurt başlı tuğ taşıyan süvariler, mızraklı süvariler, okçu süvariler, kılıçlı süvariler…
Hayvan tasvirleri: at, deve, geyik, kartal, keçi, kartal, köpek, tavus kuşu, kurt tasvirleri..
Bitkisel tasvirler, damgalar, haç işaretleri, yazılar, av sahnesi, göç, savaş, şölen(şenlik/ toy/ yuğ)sahnesi…
Ok, yay, kılıç, mızrak/kargı, davul, kopuz…
Anadolu’daki kaya resimleri konusundaki çalışmaların ilk olarak 1950’lerde başladığını öğreniyoruz sayın Beyazıt’ın kitaptaki notundan. O günden bugüne çalışma yapan bazı isimleri ve yayınları zikretmemiz gerekiyor burada:
Yıl 1960’tır… Mekan Hakkâri Gevaruk Yaylasıdır.
Ersin ALOK adında bir araştırmacı çıkar gelir Hakkâri’ye; Gevaruk Yaylası’na… Mağara duvarlarında bir takım resimler görür… Fotoğraflarını çeker. Önce bir şeye benzetemez. Sonra bunların insanlığın ortak mirası olan bir kültür unsuru olarak yorumlar. Bu çalışmaları konu edinen fotoğraflarla ilgili ilk yayını Muvaffak UYANIK yapar.
Muvaffak Uyanık, “Türkiye’nin Güneydoğusundaki Orehistorik Araştırmalar, Belleten 1968
Ersin Alok, “Anadolu Kaya Üstü Resimleri, İst 1988
Oktay Belli, Kars Bölgesinin Tarih ve Sanat Zenginliği: Borluk Vadisinde Tarih Öncesi Döeme Ait Kayaüstü Resimleri, Ankara 2006
Alpaslan Ceylan, “Doğudaki İlk Türk Yerleşmelirnden Cunni Mağarası, Ank. 2002
Ve çalışmaları için bir paragraf açmamız gereken kaya resimleri âşığı bir Servet Somuncuoğlu çıkar sahneye: Hem Türkoloji okumuştur hem de TRT’de prodüktördür. “Altaylar’dan Tunaya” söylemini hayata geçiricesine Asyanın dört bir köşesinde çektiği kaya resimlerini yayınlara dönüştürerek, Üniversitelerde ve STK’larda konferanslar vererek konunun kamuoyuna mal edilmesi için gece gündüz yaz kış demeden çalışır çabalar: Kimler mi vardır ekibinde; Veysel Ahmet Baban vardır, Cengiz Karadeniz vardır. İşte onun yaptığı yayınları:
S. Somuncuoğlu; “Sibirya’dan Anadolu’ya Taştaki Türkler, İst. 2010” da
Rusya, Mogolistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Azerbaycan’da 51 bölgede kaya resimlerini fotoğraflar.
S. Somuncuoğlu, Saymalıtaş Gökyüzü Atları, İst. 2011 Kırgızistan Aladağlar’daki kaya resimlerini 11 bölüm halinde incelemiştir.
S. Somuncuoğlu, “Damgaların Göçü-Kurgan Ankara Güdül Kaya Resimleri” İst. 2012 14 Bölüm olarak tanıtılmıştır
S. Somuncuoğlu, “Tamgalar Dengizli” 2013 TRT TV için. Bu çalışma sırasında defalarca ekibiyle birlikte damgalar ve kaya resimleri konusunu dinlediğimiz; Güney ilçemizdeki arkaik Türkçe kelimeler konusunda birkaç dakika da olsa konuşmamızın kısmet olduğu Dengizli belgeselinin yanında Somuncuoğlu ve ekibinin en son ortaya koyduğu çalışmalardan birisi de; “Türkistan'da Bir Gün-2012” ile “ Altın Elbiseli Adam-2013” çalışmalarıdır.
En son TRT AVAZ’da ilki 19 Nisan 2021’de yayınlanan ve her hafta yeni bölümü yayınlanan dört bölümlük; dostumuz Veysel Ahmet Baban’ın da yapımcı olduğu “Taş Mektuplar” adlı belgeselle yeniden ve daha kapsamlı olarak gündeme getirilen Kayaüstüresimler konusuyla bir kez daha Orta Asya/Türkistan coğrafyası ile Anadolu arasındaki kaya resimleri ortaklığı aynı zamanda her iki coğrafya arasında MÖ binlerce yıl önce de bir kültür köprüsünün kurulduğunun ispatı olarak kabul edilmektedir bu konuda çalışan bilim insanları tarafından.
Söz yeniden Prof. Dr. Mustafa Beyazıt’ta:
“ Kaya resimleri, insanlık tarihinin ortaya konulabilmesi için incelenmesi ve değerlendirilmesi gereken önemli bir kaynaklardandır. Yazının icadından önceki dönem içi,n ise vazgeçilmedir.
Kaya resimleri, insanların kolay erişemeyeceği karanlık ve derin mağaralarda, yarıklarda, çıkıntılarda ve mağara tavanlarında yapılmış olmaları onların seyirlik olmadıklarını göstermektedir.
Kaya resimleri farklı amaçlarla yapılmış olsalar da ideogram, piktogram, damga, hece, yarı hece ve harfe doğru evrilerek yazının geliştirlmesinde önemli rol oynadıkları bilinmektedir.
Türklerin yaşadığı cağrafi alanlarda da kaya resimlerine sıkça rastlanmaktadır.Bunlar proto-Türk döneminden itibaren ortak bir kültür havzasının örnekleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Çeşitli teknik özellikleriyle belli bir kültürün eseri oldukları anlaşılmaktadır.”
Prof. Dr. Mustafa Beyazıt imzasını taşıyan, Prof. Dr. Elif Özer’in editörlüğünü yaptığı AIZONAI ZEUS TAPINAĞI’NDAKİ TÜRK İZLERİ kitabı ile TRT AVAZ’da yayınlanan Taş Mektuplar belgeselinde görüşlerini açıklayan: Doç. Dr. Atakan Akçay, Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, Prof. Dr. Alpaslan Ceylan ve konuya ilişkin çalışma yapan çok sayıda genç akademisyenin varlığı ve çalışmaları rahmetli Servet Somuncuoğlu’nun da çok arzu ettiği bir olgudur. Konu bilim dünyasının gündemindedir. Bundan sonrası bilimin ışığında aydınlanacak ve tarihimizi aydınlatacaktır.
Bu vesileyle böylesine güzel bir eseri yayınlatan Kütahya Valiliğine; Prof. Dr. Mustafa Beyazıt ile Prof. Dr. Elif Özer’e nice bilimsel eserler dileğiyle teşekkürler ediyoruz.
Bizim atalarımızın bize sevdirilerek kabul ettirildiği gibi –hoşumuza da gittiği gibi- atalarımızın Anadolu’ya gelişleri 1071 değildir; belki de kitleler halinde son gelişleridir. İlk gelişleri ise bilimsel eserlerin ve çalışmaların bize söylediği gibi MÖ. üç bin yıllarına dayanmaktadır.
Anadolu yedi bin yıllık bir Türk vatanıdır diyen Mustafa Kemal Atatürk’ü haklı çıkaracak bir bilim yolunun aydınlığından aldığımız heyecan ve şevkle bir kez daha gurula söylüyoruz:
“Ne mutlu Türk’üm diyene…”
ZEUS TAPINAĞI'NDAKİ TÜRK İZLERİ
Yayınlanma :
11.06.2021 09:26
Güncelleme
: 11.06.2021 09:26
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: