Her İnsan Aklı Nispetindedir
Yayınlanma :
24.03.2023 10:34
Güncelleme
: 24.03.2023 10:34
"Biz insanı en güzel biçimde yarattık." (Tin/4)
Bir insan; Güç merkezli
çogunluk merkezli
lider merkezli ve Parti merkezli düşünce yapısına sahipse hayatta
HAK merkezli düşünceyi anlayamazlar ve hak merkezli düşünceye yönelemezler.
HAK MERKEZİ DÜŞÜNCE YAPISINA SAHİP OLAN LAR...
Her zaman ve her yerde hak ve adaletin hakim olması için maddi ve manevi bir gayret içinde olurlar. Hiçbir zaman yanlış olan kalabalıklarla birlikte olmazlar.
Hiçbir zaman liderler peşinde koşmazlar,
hiçbir zaman parti peşinde koşmazlar. Ancak, her yerde her zaman, hak merkezli ilkeler peşinde koşarlar.
"Andolsun ki biz her ümmet arasında: “Allah’a ibadet/kulluk edin ve tağuttan kaçının.” (diye tebliğ etmesi için) resûl göndermişizdir. Allah içlerinden kimisine hidayet bahşetti, kimisine ise sapıklık hak oldu. Yeryüzünde gezip dolaşın ve yalanlayanların akıbetinin nasıl olduğuna bir bakın.* (16/Nahl 36)
İmam Ali (a.s):
"Allah'ın, kullarından hoşnutluğunun nişanesi, fiyatların düşük, hükümdarın ise adaletli olmasıdır. Allah'ın, onlara gazap etmesinin nişanesi ise, hükümdarın adaletsiz, fiyatların ise yüksek olmasıdır." (Tuheful Ukul)
Resulullah (s.a.a):
“Ben hayvanlarından farkı olmayan bir kavmin yanından sana geldim” diyen Sa’ad b. Ebi Vakkas’a şöyle buyurmuştur:
"Ey Sa’ad! Sana bundan daha ilgincini haber vermeyeyim mi?
Kendilerine onların bilmediği şey öğretilen ve buna rağmen onlar gibi cahil olan kavimdir.”
Yöneticilerin ufku geniş, İnsanın ayağını hep düşman kaydırmaz, Bazen ahmak dostlar hem kaydırıp, hem kandırır.
“Mide derdi olmasaydı hiçbir kuş tuzağa düşmezdi, Avcı da tuzak kurmazdı.”(Şeyh Said-i Şirazi ra)
"Haramla suladığın çiçek solar yok olur,
Edeplinin midesi yoklukta da tok olur,
Cevher ile her yerde parlama.
Değerli kumaşa makas vuran çok olur."
Olmayacak insanlarla kalıbını aşan hayaller kuruyoruz, ama unutuyoruz. Ağaçtan maşa, aptaldan paşa, zalimden velâ olmaz.
Meğer ahmak’a da akıl danışılmazmış.
Midesini başkasının ekmeğine, sırtını başkasının elbisesine cebini başkasının parasına alıştıran insanda hayr yoktur, yoktur.
Hz. Hüseyin (as) bunlara kendini anlat diyenlere, "Beni iyi tanıyorlar ancak yedikleri haram lokma gerçeği kabul etmelerine müsaade etmiyor." ifadesi karakter üzerinde Coğrafyadan, kültüre, İrsiyetten.
Gıdalardan, çevreye farklı kombinasyonların metabolizma ve karakteri etkilediği de bir hakikattir.
"Karaciğerle dalağın işi, her zaman toplardamarınkinden daha az saf yedek kan bulundurmaktır; kalpte bulunan ateş ya doğruca mideden gelen özsuyla ya da bu yedek kanla sürekli olarak beslenmek zorundadır, çünkü toplardamarda bulunan kan çok kolay genişler; ruhumuzla bedenimiz arasında öyle bir bağ vardır ki, hayatımızın başlangıcından itibaren, bazı beden hareketleri ile oluşan düşünceler, şimdi de onlar birlikte oluşur öyle ki bir nedenle bedende yeniden oluşan aynı hareketler ruhta da aynı düşünceleri oluşturur ve karşılıklı olarak, aynı düşünceler aklımıza gelince de aynı hareketler oluşur." (Ahlak üzerine Mektuplar, René Descartes)
Hızır adlı bir genç de pir Sultan’ın adını duyup ondan feyiz almak için gelen köylülerden biridir.
Hızır, Sivas’ın Hafik ilçesinin sofular köyündendir. köyündeki insanların ve yaşamın bozulması nedeniyle gelip Banaz’a yerleşir; pir sultan Abdal’a kapılanır. Hızır’ın pir sultan Abdal’a hizmeti ve müritliği yedi yıl sürer.
Yedi yıl sonra hızır, Pir sultan Abdal’dan himmet ister. “pirim bana himmet edin, ruhsat verin, büyük adam olayım.” der.
pir sultan abdal da ona “ben sana ruhsatı da himmeti de veririm hızır.” der. “ama sen gidip te büyük adam olunca, vezir, paşa olunca gelip beni asarsın.”
böyle der ama duasını eksik etmez. İstanbul’a yolcu eder hızır’ı.Hızır İstanbul’da saraya gider ilerler, Paşa rütbesi alır ve Valiliği’ne gönderilir.
Vali olunca tüm inanıcını, ikrarını unutur. yoksulları ezmeye, onlara zulmetmeye, haram yemeye başlar. hak gözetmez, namus bilmez bir vali olur.
Artık adı Hızır Paşa olan hızır’ın sivas’ta kara kadı ve sarı kadı adlı iki kadısı vardır. bu iki kadı da aldıkları rüşvetlerle, haklıları haksız çıkarmakta, adaletsizlikleriyle ünlüdürler. yoksul halkın bu iki kadıdan çekmediği kalmamıştır.
Pir sultan abdal da iki köpeğine sarı kadı ve kara kadı adlarını vermiştir. pir sultan abdal köpeklerini kara karı, sarı kadı diye çağırınca, düşmanları gidip iki kadıya söylerler. adlarının köpeklere verildiğini duyan kadılar, kızıp küplere binerler. hemen pir sultan abdal’ı tutuklatıp sivas’a, huzurlarına getirirler. köpeklerinin adlarını sorarlar.
Pir sultan abdal gerçeği yadsımaz. “evet” der. “benim köpeklerimin adı Kara kadı ve sarı Kadı’dır. ama onlar sizden daha iyidir.
“Çünkü benim köpeklerim haram yemez.”
“köpeklerinin haram yemeyeceğini nereden biliyorsun?” diye sorarlar. Pir sultan Abdal “isterseniz deneyin” diye yanıt verir.
Denemeye karar verirler. ilin ileri gelenleri toplanır ve bir kaba haram, bir kaba haram olmayan yemek hazırlarlar. kapları işaretleyip kadıların huzuruna getirirler.
Kara kara ve sarı kadı önlerine konan haram yemeği bir güzel yerler.
Sonra aynı biçimde köpekler için yemek hazırlanır. pir sultan abdal’ın kara kadısı ile sarı kadısı ise, içinde haram yemek olan kabı bir kez kokladıktan sonra yemeyip haram olmayan yemekten yerler; böylece ilin ileri gelenleri kadıların haram yemediklerini öğrenirler.
Bunun üzerine pir sultan abdal da “iyi köpek kötü kadıdan efdaldır (yüksektir, erdemlidir).” diyerek köpeklerin gözlerini öper, sonra da sazını eline alıp şu beyiti söyler.
Yürü bre hızır paşa
Senin de çarkın kırılır
Güvendiğin Padişahın
o da bir gün devrilir.
Nemrud gibi bir sineğe havâle oldu.
Dâvamız mahşere kaldı
Yarın bu senden sorulur
Şahı sevmek suç mu bana kem bildirdin beni hana Can için yalvarmam sana Şehinşah bana darılır.
Hafid-i Peygamber'im has gel yezid, Hüseynimi kes Mansur'um beni dâra as can ölünce il durulur.
Ben Musayım sen firavun ikrarsız şeytanı lain
Üçüncü ölmem bu hain
Pir sultan ölür dirilir.
Sonuç: Mağrurlanmah padişahım seni de benim gibi yaradan var. Ne kadar yüksekten düşersen o kadar incinirsi. Her zaman bütün beklentilerimiz ve niyetimiz Allah’tan olsun.
Selam ve dua, okuyan araştıran sorgulayan anlayışı ve kavrayışı yüksek olan temiz akıl sahiplerine olsun...
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: