"Eğer size emredildiği gibi topluca savaşa çıkmazsanız, Allah sizi acıklı bir azab ile cezalandırır ve yerinize itaatkâr başka bir toplum getirir de savaşa çıkmamakla O’na hiçbir zarar veremezsiniz. Allah’ın her şeye gücü yeter." ( Tövbe: 39)
"Zalimin zulmünü engellemedikce size kurtuluş yoktur." Resulullah (sav)
"Eğer bizimleyseniz, o zaman düşmanlarımızın kapısında ne işiniz var."
İmam Ali (as)
Siyonist düşmanla uyumlu olmak barış içinde olmak mazlumlara zulümdür.
Büyük şeytan abd ile uyumlu olmak insanlığa zulümdür. Mutlak şer olan terörist israil ile uyumlu olmayı tavsiye edenler ya cahil, yada uşaktır.
İsrail ile uyumlu olmak, normaleşmek onların daha rahat zulmetmesi için elini güçlendirmek demektir.
Bu düzlemde olan görüşler bütün Embiyanın (peygamberlerin) görüşünün aksinedir.
"İstilaya uğramış vatan toprağı sulh ile geri alınamaz, cenkle geri alınır." Diyor Şeyh Şamil
"Küfe bir şehir adı değil, sessizliktir, Nerede bir zulüm varsa ve ahali sessiz ise, orası Küfe'dir." İmam Zeynelabidin (as)
Filistin halkına sahip çıkmak için Müslüman olma şartı yok "İNSAN" olmanız yeterli...
"Evlat! Kahrolsun demekle kahrolsaydı eğer, Cepheden cepheye koşar mıydı Peygamber." Demiş
Mehmet Seydiyaroğlu!
"Sanmayın ki, şu kurulan Arap orduları İslam için kuruldu..." çok doğru demiş merhum, Şehid Muhammed Kutup (ra)
Bugün Ortadoğu, Arap Yarımadasının tamamı küfür güçlerinin işbirlikçileri sayesinde işgali altındadır.
Bu zillet durumu Müslümanların onuruna ve Hz. Peygambere (sav) gönderilen Kur'an ve sünnetine karşı apaçık bir hakarettir.!
Filistin, Suriye, Libya, Irak, Afganistan,Yemen'in tüm altyapısının tahribatı BOP (Büyük Ortadoğu projesi) dahilinde Siyonist İsrail, Büyük şeytan Amerikan'ın ve Avrupa devletlerinin silah bomba ve ekipmanları ile ve Ortadoğu’nun uşak, işbirlikçi, zulüm, hile ve desiselerle ülkeciklere hakim olan ve tamamının da mezkur dostlarının ülkesinde eğitim görmüş ve sarı kızlarla meşru gayri meşru ilişkilere halkını ve ülkesini satan bu uşak ve tağuti zihniyetin çocuklarını yaptıklarını gördük görüyoruz.
Siyonist İsrail ve ABD ile Avrupa'nın Gazzede devam eden soykırım tam bir vahşet olmasına rağmen bugün Ürdün Dışişleri Bakanlığı’nın resmi sözcüsü, Gazze konusunda Ürdün’ün başkenti Amman’da beş Arap ülkesi ve Filistin Yönetimi ile ABD Dışişleri Bakanı arasında bir toplantı yapılacağını duyurdu.
"İnsanın her hatasını kabul edebilirim ama vatana ihanetini ve şerefsizliğini asla kabul etmem." diyor (Hz. Ali as)
Gazzede'ki soykırımın müsebbiplerinden olan kukla Arap kralları bu şerefsizliğin aktörleri değil mi.?
"Mü’minler, mü’minleri bırakıp Kafirleri dost edinmesin. Kim böyle yaparsa Allah ile bir ilişiği kalmaz."(Al-i imran/28)
"Geri dönün, ey toprağın altındaki diriler!
Zira toprağın üstündeki insanlar ölmüşler." Diyen
(Halil Cibran)
Rezalet ve şerefsizlik diz boyu...
Her şeye rağmen "Zalim ısrarla zulmüne devam ediyorsa ve mazlum sabırla direniyorsa zafer yakındır." (Hz Ali as)
Nitekim; Katar eski Başbakanı Hammad Bin Cesim;
"Suriye'deki savaşı İsrail ve ABD'nin desteği ile Suud ve biz organize ettik" itiraflarına rağmen hala Esat halkını katlediyor, Esat Cani, Esat zalim, Esat diktatör diyen ağızlar tamamen bop ortaklarının aklıyla yaşıyor ve onların diliyle konuşuyor demektir.
Nitekim geçen yıl Türkiye’de İstanbul’da Cinayetle ölen bir İngiliz ajanının başında olduğu James Le Mesurier. Sıradan bir İngiliz askeri değil. Birleşmiş Milletler Barış Gücü adına Balkanlar’da çalışmış, İngiliz Dışişleri Bakanlığı bünyesinde Ortadoğu’da istihbaratçı olarak üst düzey görev yapmış biri. Çalıştığı alanlar saymakla bitmiyor.
Irak İçişleri bakanının özel danışmanlığından, Birleşik Arap Emirlikleri Doğal gaz sahaları özel koruma gücü oluşturma görevine, Dubai’de Black Waters’la bağlantılı Kiralık asker şirketi Olive Group başkan yardımcılığından, Beyaz Baretler adlı ‘sivil toplum!’ kuruluşuna kadar uzayan bir yelpaze bu. beyaz Baretler’e önderlik eden Mayday Rescue adlı ‘arama kurtarma yardım’ örgütünün de mimarı.! Masum nedenlerle teşekkül ettirilen İngiltere Danimarka, Almanya, ABD ve Suudi tarafından finanse edilen beyaz baretliler hangi amaçla bu bölgeye geldikleri de kamuoyunda deşifre oldu ki, 2750 çalışanı ile Suriye’de Sivil halkı bombalama, Sahte Kimyasal gaz görselleri oluşturup Esad’ın caniliğini tescil ettirmeye gelen emperyalist şer şebekesi olduğu anlaşıldı.
Yani Meğer beyaz baretliler Kiralık katillermiş.
MI6 olarak bilinen İngiliz istihbaratının bölgedeki en güvendiği ajanlarından biri. CIA ve MOSSAD ile ortak operasyonlarda May/day ‘Sivillere yardım’ teşkilatını paravan olarak kullanıyor. Suriye’de el-Kaide artığı Nusra teröristlerine askeri ve istihbarı eğitim veriyor.
Emperyalistler bir ülkeyi işgal etmeden önce, o ülke ile ilgili yalan yanlış medya görselleri ile ve enformasyon kuvveti ile halkı dezenforme oluştururlar ve büyük bir kamuoyu desteğini almadan işe başlamazlar. Buna, psikolojik harp yöntemleri ile ortaklarını mezalimi kabul ettirdikten sonra kendileri otomatikman hümanizmanın sandalyesine otururlar. Malcolm X ( ra) dediği gibi. “Bir ülkede sadece devletin konuşma hakkının olduğu coğrafyada hiçbir habere İnanmayın.”
Bugün Ortadoğu’da basın ve düşünce kuruluşları ne kadar özgürdür.? Buna bakmamız yapılan manipülasyon için yeterli sebeptir.
Son katar krizi ile ilgili körfez ülkeleri aldığı yeni bir kararla İran, Hizbullah, Hammas ve ihvan ı Müslim’in ile İslami cihat örgütünü öven destekleyenler hakkında 5-15 yıla kadar hapis ve 150 bin riyal para cezası verilecek. Bunu tüm körfez ülkeleri savcılarına bildirmişler.
Bu suçlara sosyal Medyada olsun veya diğer basın yayın aracılığı ile olsun fark etmez.
Körfez ülkelerinde tam bir kepazelik yaşanıyor. Halktan da bu gelişmelere büyük tepki dalgaları gelişiyor. Temennimiz bu halkların nefret dalgaları bu firavunların ,batı ve Amerika uşaklarının çöküşüne ve yok oluşuna vesile olur.
Nitekim Büyük şeytanın Trompeti bu uşaklar için "Onları bir hafta yalnız bırakırsak yok olup gidecekler "itirafının da bir karşılığı vardır elbet.
Tuhaf olanı da isimleri sadece corç, coni değil, Abdulvahep, Abdullah, Said, Salih vs...
Bu minvalde saltanatlarını bu efendilere borçlu olanlardan izzet ve haysiyet beklemek abesle iştigaldir. Ve hepsi de ülkesinin resmi ve tescilli hırsızlarıdır.
Suud'i Lübnan’daki kamplarda kalan Filistinlilere yüklü miktarda para ve silah vererek, Hizbullah'a Karşı Lübnan'da istikrarı bozacaklarmış.
Diğer taraftan ABD Hizbullah'a yüklü miktarda para teklif etmiş, iktidar, ve İsrailin şeva çiftlikleri den çekilişi ile itibar karşılığında Hizbullah'tan istediği tek şey, Filistinli gruplardan desteğini çekmek. Hizbullah ın izzetli cevabı, "Hadi oradan"
Son günlerde Suudi Firavunlarının açıkça beyanlarında genel anlamda Lübnan’ı İstikrarlaştırıp özel anlamda Hizbullah aleyhine istikrarı bozmak için 6,5 Milyar $ Muhtelif örgüt, dernek parti ve kuruluşlara para aktardıkları ihanetlerini itiraf ettiler.
Her şeye rağmen masrafları boşa gittiği için ahlayıp vahlıyorlar oysa Allah “O Müşriklerin Mü’minler aleyhine tuzakları varsa Allah’ın da onların aleyhine tuzakları vardır,ve Allah tuzaklarını başlarına geçirecektir, Allah en iyi tuzak hazırlayandır.” İlahi beyanı bu olayda mücessem hale gelmiştir.
Suudi Firavunu Bin Selman bu yıl kendi şahsi eğlencesine toplam 7 milyar $ harcadığını okuduğumuzda bu adamların hırsız, hain ve harami olduklarına yeteri sebeptir. Hallac-ı Mansur’un dediği gibi “Yüz hile ile koyunlarında iki yüz put taşıyorlar.”
Lübnan dışişleri bakanının dün yaptığı açıklamada Suudi siyon av köpekleri, Hizbullah’ın kafasını istiyor dedi..!, Nedeni ise, Hizbullah’ın Suudi’den Şimdilik alıp veremediği yok sadece Siyonist İsrail bunu deseydi anlardık ama Suudilerin bu iştahı Siyonist dostluğu ve İslam düşmanlığı ile izah edilebilir. Başka izahı olan varsa buyursun..!
Aynı şekilde Yakın zamanda Suriye devletine yeniden imar için Yüz milyar $ teklifin karşılığı ise conilerin efendiliği ve Siyonist devletin güvenliği için Rüşvet teklif ettiler. Fitne fesatlık budur işte..! Fiilen bükemedikleri bileklerin bağırsakları ile oynamak ve bozmak da şeytanın en iyi tekniğidir.
Birleşik Arap emirlikleri dün 13 Müslüman Ülke vatandaşlarını vize engeli koymuş, Türkiye, İran, Filistin, Lübnan, Yemen, Irak gibi, neden?
Çünkü;
Müslümanlardan şer gelmeyeceğini biliyorlar, Lanetle karışık hayr’ı ise efendileri İngiliz ve Siyonistlerden bir lütuf olarak alıyorlar.
Ortadoğu’ya çöreklenen bu firavunların Siyasi statükosunu nasıl izah etmiş bakalım “Münezzeh olan Allah’ın günahlarına rağmen birbiri ardınca sana nimet verdiğini görünce bil ki, Seni yavaş yavaş azaba yakınlaştırması ve aniden azaplandırmak içindir.” Nimet artışı kara altındır, Bu önermeye göre Arap firavunlarının sonu ani bir azapla son bulacaktır Biiznillah.
Arap rejimlerinin hepsine hakim olan münafıklığın en son ve en üst versiyonudur.
Nasılsa kendileri ve evlatları çifte vatandaştırlar. Zaten çaldıkları paralarla Anavatanları ABD ve Avrupa'da Şato, Malikane, Villa almışlarsa gerisi teferruattır. An itibarıyle Suudilerin Abd Bankalarında 1 Trilyon dolar ve İngiliz Yahudi Finans kuruluşlarında 1 Trilyon dolar paraları var ve bu paralardan Suudiler söz etmiyor, çünkü efendilerine makamları karşılığında rehin ve kefalet olarak duran bir devasa meblağdır.
Bu münafıkların oturduğu ülkeler de ABD’nin birer mahallesi durumundadır, Nitekim Suudi, BAE ve diğer körfez ülkeleri Filistin İslami Cihadı, İran Devrim muhafızları, Mısır İhvanı, Yemen’de Hussiler, Irakta Haşdi Şabi, Lübnan’da Hizbullah üzerinden devam eden anti emperyalist direniş cephesini Terörist İlan etmelerinin sebeplerini hala idrak edemeyen İdrakten yoksun ve Kendilerini Müslüman diye tanımlayan Tarikat cemaat Hizip, Kutup ve Partiler Arapların ve körfez ülkelerinin Tağuti yönetimlerini tanımlamaktan aciz siyaset fakirlerine Allah akıl fikir versin.
Tüm sermayeleri de İngiltere’de Yahudi finans kuruluşlarına emanettir zaten. Sadık damattırlar. kayınçolara hürmette kusur etmezler, Aşağıdaki şekilde gerekirse fiili eşekliğe razıdırlar.!
Tuhaf olan ise bazı akıl ve iz'andan yoksun olan tipler, bu yıkım ve zulümüm müsebbibi olarak ahmakça Fars veya Şii yayılmacılığı gibi ucuz ve ahmakça sonuçlarla olayları yorumlamasıdır.
Oysa İslam devriminin efsanevi lideri Ruhullah Humeyni (r.a) hayattayken kendi ülkesinin rolünü "İslam’a hizmet etmeyen bir İran'ı ben ne yapayım.?" demiş ve sözde aydınları ile sürekli şu konuda niza yaşamıştır ki "Humeyni İran’ı İslam için istiyor, biz ise İslam’ı İran için istiyoruz" gibi itiraflar orta yerde dururken, bu düşünce fakirleri hala İslam cumhuriyetine Humeyni'nin evlatları hakimdirler gerçeğinden bi haberdirler.
Ortadoğu’da İran’ın Rolünü Rahmetli imamın bu temelde olan hareket noktasında aramak da feraset işidir.
Şüphesiz, Mahrum ve Mustezafların hâkimiyetinin sağlanacağı da ilahi bir vaaddir. İşte bu vaat edilen günde hepsi zina ve hırsızlıkla yargılanması ve bu tescilli münafıkların hak ettikleri cezayı bu dünyada almaları, Müstezaf'ların uyanışı ile eş zamanlı olacaktır Biiznillah.
Bugün itibarıyle Amerika,Avrupa,Nato ve Arap fonları İran’ı sahada yenemedikleri için iç karışıklık çıkarmak için 875 Milyon $ harcadılar ve ABD başkanı Bijon İran’ın özgürleşmesinden dem vurarken, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi yaptığı açıklamada İran 1979 da özgürlüğünü kazandı artık Amerika’nın sağmal ineği olmayacaktır dedi
Yüce Allah'ın kesin ve net olan talimatı "Onların birbirleri ile olan dostlukları gibi siz de bir birinizle dost olmazsanız yeryüzüne fesat hakim olur." Heyhat ki bu ayetin muhattapları Irk, Ulus mezhep ve meşrep tefrikaları ile Meşgülken gündemleri bu hitabı onlara unutturmuş.
Dostluğun ilkeleri Kitab-ı Kerime İman ve ihlasla yoğrulmuş bir amel ve resulün sahih olan sünneti ve şaşmaz takipçileri olan Ehli Beyti’n mektebi ile dost kalmak bu ihlasın pratikleridir şüphesiz..!
Anti emperyalist, Anti sömürgeci, Adalet temelinde Ademi mekeziyetçi, Müstezaflardan yana emeğin kutsiyeti, Eşitlik, hürriyet ve Adalet temelinde gelişmeyen bir İrade ve bu iradenin sahibini bu ilkelerle hayatının temel mantalitesi ile eşleştirmeyen bir insan İnsanlık sürecini tamamlayamadığı gibi İnandığı din de tevhidi olmaktan çok uzaktır.
Ey İslam dünyasının Alim, Aydın, Entelektüel, Aklı selim sahipleri ve Müstezafları, İngilizlerin şeytanlıklarını, Yahudi ve Hristiyanların hile, desise ve sömürü tarihini ve felsefelerini, Kitab-ı Kerim'den de Peygamberleri ve onlara kafa tutan Tağut ve ceberrut simaları çokça Okuyun, Araştırın takip edin.! Çünkü Mürekkebin akmadığı yerde Kan, zulüm, zillet, ve Rezalet akıyor;
Çünkü tarih tekerrürden ibarettir. Değişen sadece simalar, aktörler ve figürlerdir.Bu yüzden Peygamberlerin çabaları tüm zamanlarda barışın hakim olduğu mesajları tarihin her evresinde canlı dinamik ve ölümsüzdür.
Selam ve dua, okuyan araştıran sorgulayan anlayışı ve kavrayışı yüksek olan temiz akıl sahiplerine olsun...
Yorumlar
Kalan Karakter: