"Dinlerine uymadıkça yahudiler ve hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır. De ki, Doğru yol ancak Allah'ın yoludur. Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah'tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır." (Bakara/120)
Her Müslümanın her gün beş vakit namazda Fatiha süresinde ki son ayette defalarca tekraladığı, "gazaba uğrayanların ve sapıtanların yoluna iletme." (Fatiha/7) ilahi ikazın büyüklüğü olsa gerek.
Daha açıkçası; Fatiha'nın sonunda ki bu ayet her okuyuş "Allah'ım bizi Yahudileştirme! Allah'ım bizi Hıristiyanlaştırma." anlamına gelmektedir.
O günkü Münafıkların tezleriyle şimdikilerin tezleri tıpa tıp aynı...
Efendimize sokuluyor, “biz Yahudi ve Hristiyanları dost edinmezsek kiminle ticaret yapacağız. Sen bizi çoluk çocuğumuzla açlığa mı mahkûm edeceksin, Sen bizi kimlerle karşı karşıya getirdiğinin farkında mısın? Biz kılıcımızı koyacak kını bulamazken Bizans’ın atları dahi zırhlı!” diyorlardı. Tebük’e giderken askerini moralini bozmak için “vallahi Bizans askerlerinin bizi esir alıp ellerimizi ve gözlerimizi arkadan bağladıklarını görür gibiyim” diyorlardı.
Münafıklar, tezlerini devletin bekası, halkın refahı ve güvenliği koruma kılıfıyla sunuyor, Peygamber efendimiz ve yanındakileri ‘devleti tehlikeye atmakla’ suçluyorlardı.
Münafıkların bu çabalarına, gözdağı vermelerine, korkutmalarına rağmen Resulullah mazlumların zalimler karşısında eğilip boyun eğmesine asla izin vermiyordu. Çünkü “sadece O’ndan yardım istediği” Rabbinin onu yardımsız bırakmayacağına inancı tamdı.
İşte şimdilerde siyasi, askeri, ekonomik, ticari kaygıyla Allah’ın cc düşmanları ile normalleşenler, vahdetimizi bozmaya çalışanlardır. Dünya mustazaflarının kalesi ve mazlumların hamisine dönüşen; İşgal altındaki Kudüs’ü özgürleştirmek için “özel ordu” kuran devlete duyulan kin ve nefreti anlıyoruz.
Bunların tamamı münafık olmayabilir. Bir kısmı da Hz. Yusuf’un (as) kardeşleri gibi haset ve kıskançlıklarından düşmanlık edip vahdeti baltalıyorlar...
Eğer vehim ve vesvese üfleyenlere, kaygı ve korku yükleyenlere aldırmazsak *Allah’ın düşmanlarımızı nasıl hor ve zelil kılacağına şahit olduk.
7 Ekim 2023 bütün Müslümanlar, mazlumlar ve mustazaflar için onur, irade, kahramanlık ve zaferin adı olmuştur. Filistin direnişi “Özgür Filistin” şiarının bir slogandan ibaret olmadığını, bunun adım adım gerçekleşen bir inanç mevzusu olduğunu dosta düşmana göstermiştir. Kibirli düşman sadece başlarının üstünde direnişin füzelerini değil; sokaklarında, mahallelerinde direnişin askerlerini görmüştür. Oturdukları evlerin sahipleri geri dönmüştür. Filistin direnişi duvarların ardından, tünellerin içinden çıkarak semaya yükselmiş, düşmanın beklemediği bir zamanda ve beklemediği bir yerden üzerine inmiştir. Allah’ın hesabının bütün hesapların üstünde olduğunu kanıtlamıştır.
YAZIKLAR OLSUN! SÖZDE MÜSLÜMAN OLUP
SİYONİST AĞZIYLA KONUŞAN, HAMASIN BU KAHRAMANLIK DESTANINI KÜÇÜMSEYEN YERSİZ VE ZAMANSIZ GÖRENLERE...
"İslam dünyasında hâlâ tüm şer ve şeytani güçler-Filistin savaşında arabuluculuk ve normalleşme peşinde olanlar, İslam’a ve insanlığa ihanet içerisindedir.
Yukarda belirtiğimiz gibi, kim siyonist İsrail ile Normalleşme (İbrahim anlaşmaları) peşinde gidiyorsa Kur'an'nın deyimi ile "Yahudileşme! Hıristiyanlaşma." peşinde gidiyor demektir...
Sorun şu ki, onların kırmızı çizgileri gerçekten kırmızı çizgiyken bizimki her renge girebiliyor. O yüzden onlar İsrail’e uçaklar/gemiler dolusu silah gönderip sınırsız kredi açarken, bizim liderlerimiz “itidal ve barış” tavsiye ediyor. Düşmanın kibrini ancak Allah’a iman kırabilir; Allah’ın hesabına iman edenler kırabilir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
"Öyle bir zaman gelecek ki,
Aç insanların yemek kabına üşüştüğü gibi,
kâfirler,Münafıklar
sizin üzerinize üşüşecekler.
“Sahabiler, “Ya Rasülallah, o zaman sayımız az mı olacak? “diye sorarlar.
Efendimiz (s.a.v.), “Hayır, çok olacaksınız ama sizin çokluğunuz su üzerindeki saman çöpünün çokluğu gibi olacak, ağırlığınız olmayacak.. Bir de vehn hastalığına yakalanacaksınız.“ cevabını verir.
Sahabiler, “Vehn hastalığı nedir? “ diye sorarlar.
Efendimiz (s.a.v.) cevaben "Dünyayı çok seveceksiniz, ahireti unutacaksınız." buyurur.
(Ebu Davud, Melâhim 5, (4297))
NEDEN HALA ZİLLET İÇİNDEYİZ...?
Ümmetin içinde bulunduğu zilletin sebebi ne kelle sayısının azlığı, nede para (silah araç-gereç) nede düşmanın güçlü kuvvetli olmasından kaynaklanıyor!
Ümmetin, zillet içinde olmasının esas sebebi, vahdet içinde olmayışı dağınıklığı ve yöneten liderlerin dünya malına mülküne ve saltanata olan düşkünlüğü sebebiyle ve düşmanlarımızla işbirliği yapmaları yüzündendir.
Mısırlı araştımacı yazar Dr. Faruk Salim'den Dinliyelim;
Dünyada yalnızca 14 milyon Yahudi var;
Amerika'da 7 milyon,
Asya'da 5 milyon,
Avrupa'da 2 milyon,
Afrika'da 100 bin
Adet Musevi yaşıyor..
Soru:
Pekiyi de kaç adet Müslüman İnsan var?
Cevap: 1,4 milyar Müslüman;
1 milyar Asya,
400 milyon Afrika,
44 milyon Avrupa,
6 milyon Amerika
Kıt'asında yaşıyor.
Yâni Dünyada 1 Musevi’ye Karşın 100 Müslüman Var!
İyi ama Yahudiler
Müslümanlardan niçin 100 kat daha güçlü,
Daha zengin,
Daha eğitimli,
Daha mucitler?
Tüm zamanların en etkin bilim adamı Albert EİNSTEİN bir Yahudiydi.
Psikanalizin babası Sigmund FREUD bir Yahudiydi.
Karl MARKS Yahudiydi.
Tüm İnsanlığa zenginlik ve sağlık katmış Yahudilere bakalım;
Benjamin Rubin insanlığa aşı iğnesini armağan etti.
Jonas Salk ilk çocuk felci aşısını geliştirdi.
Gertrude Elion lösemiye karşı ilaç buldu.
Baruch Blumberg Hepatit-B aşısını geliştirdi.
Paul Ehrlich frengiye karşı tedaviyi buldu.
Elie Metchnikoff bulaşıcı hastalıklarla ilgili buluşuyla Nobel ödülü kazandı.
Gregory Pincus ilk doğum kontrol hapını geliştirdi.
Bernard Katz nöromasküler iletişim kaslarla sinir sistemi arası iletişim alanında Nobel ödülü kazandı.
Andrew Schally endokrinoloji metabolik sistem rahatsızlıkları, diyabet, hipertiroid tedavilerinde kullanılan yöntemi geliştirdi.
Aaaron Beck Cognitive Terapi’yi akli bozuklukları, depresyon ve fobi tedavilerinde kullanılan psikoterapi yöntemini geliştirdi.
Gerald Wald insan gözü hakkındaki bilgilerimizi geliştirerek Nobel ödülü kazandı.
Stanley Cohen embriyoloji embriyon ve gelişimi çalışmaları dalında Nobel aldı.
Willem Kolff böbrek diyaliz makinesini yaptı.
Peter Schultz optik lif kabloyu,
Charles Adler trafik ışıklarını,
Benno Strauss paslanmaz çeliği, Isador Kisse sesli filmleri, Emile Berliner telefon mikrofonunu,
Charles Ginsburg ilk bantlı video kayıt makinesini geliştirdi.
Stanley Mezor ilk mikro işlem çipini icat etti.
Leo Szilard ilk nükleer zincirleme reaktörünü geliştirdi.
Peki, ama;
Son 100 Yıl içinde Yahudiler sadece Bilimsel alanda 104 Nobel Ödülü kazanırken,
1.5 milyar Müslüman neden yalnızca 3 Nobel kazandı.
Yahudiler niçin bu kadar yaratıcı ve neden bu kadar güçlüler?
Yahudi inancına bağlı ve küresel çapta büyüyüp tanınmış şu yatırımcılara ve işadamlarına ve markalarına bakalım;
Ralph Lauren
(Polo),
Levi Strauss
(Levi's Jeans),
Howard Schultz (Starbuck's),
Sergei Brin
(Google),
Michael Dell
(Dell Bilgisayarları),
Larry Ellison
(Oracle),
Donna Karan
(DKNY),
Irv Robbins
(Baskins & Robbins),
Bill Rosenberg
(Dunkin Dougnuts),
MRichard Levin
(Yale Üniversitesi'nin kurucu başkanı).
Yahudi inancına bağlı ve küresel çapta büyüyüp tanınmış şu sanatçılara bakalım;
Michael Douglas,
Dustin Hoffman,
Harrison Ford,
Woody Allen,
Tony Curtis,
Charles Bronson,
Sandra Bullock,
Billy Crystal,
Paul Newman,
Peter Sellers,
George Burns,
Goldie Hawn,
Cary Grant,
William Shatner,
Jerry Lewis,
Peter Falk...
Yönetmenler ve Yapımcılar arasındaki Yahudiler;
Steven Spielberg,
Mel Brooks,
Oliver Stone,
Aaaron Spelling
(Beverly Hills 90210),
Neil Simon
(The Odd Couple),
Andrew Vaina
(Rambo 1 /2 / 3),
Michael Mann
(Starzky and Hutch),
Milos Forman
(One Flew Over The Cuckoo's Nest, Amadeus),
Douglas Fairbanks (TheThief of Baghdat),
Ivan Reitman (Ghostbusters) ,
Kohen Kardeşler,
William Wyler.
William J.
Sorun kendinize;
Neden Yahudiler bu kadar güçlüdür?
Cevabı şudur:
Her çocuğa ve her gence kaliteli eğitim verirler...
Bu eğitim türü
Sorgulayıcı (teslimiyetçi değil),
Araştırıcı (ezberci değil)
Yaratıcıdır (bilgi üretmek/bulmak içindir)
Soru:
Neden Müslümanlar bu kadar güçsüzdür?
Cevap:
Yanlış eğitim verdikleri ve gelişime yararı olmayan birer eğitim sistemi uyguladıkları için.
Büyük oranda
Din Eksenli,
Sorgusuz,
Araştırmasız,
Ezberci,
Dayatmacı
Eğitim verdikleri için...
Oysa Gezegenimizde yaklaşık 1.477 Milyon Müslüman yaşamaktadır.
Yani, toplam Dünya Nüfusu içinde;
Her 5 kişiden biri Müslüman olup,
Her bir Hindu'ya 2 Adet Müslüman düşmektedir.
Her bir Budist'e karşılık 2 Müslüman vardır.
Her bir Yahudi'ye karşılık 100 Müslüman bulunmaktadır.
Müslümanlar bu kadar kalabalıklar ama neden güçsüzler?
Nedeni eğitimsizliktir..!
İslam Konferansı Örgütü'nün (OIC) 57 üyesi vardır ve ülkelerin tümünde sadece 500 adet üniversite bulunmaktadır.
Yani üniversite başına 3 milyon Müslüman düşmektedir.
Başka bir deyişle 3 milyon kişi için bir üniversite yapılmıştır.
Bunların kalitesi de başka bir sorundur..
Fakat sadece ABD'de 5 bin 758 adet üniversite vardır.
Shanghai Jiao Tong Üniversitesi tarafından 2004 yılında hazırlanan
“Dünya Üniversitelerinin Akademik Deger Listesi”ne
Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerin hiç birinden
İlk 500’e giren tek bir üniversite yoktu.
Neden nede neden ?
Yanıt:
Kalitesiz ve ezberci eğitim...
OKUMA YAZMA ORANLARI DA ÇOK DÜŞÜK...
UNDP tarafından toplanan verilere göre:
Hıristiyan Dünyasında okuma, yazma bilenlerin oranı % 89’dur.
Bunların %98’i ise en az ilkokul mezundur.
100 kişiden 40’ı üniversite mezunudur.
15 Hıristiyan çoğunluğa sahip ülkedeki okuma, yazma oran ise %100’dür.
Yani bu 15 ülkede okuma, yazması olmayan tek kişiye rastlamak olası değildir..
Müslüman ülkelerde durum bunun zıddıdır:
100 kişiden sadece 40’ı okuma, yazma bilir.
Herkesin okur, yazar olduğu bir tek Müslüman ülke bulunmamaktadır.
Bunların %50’si ilkokul mezundur.
Sadece %2’si üniversiteyi bitirmiştir..
BİLİM İNSANLARININ ORANLARI DA ÇOK DÜŞÜK...
ABD’de toplam bilim insanı sayısı 4.000,
Japonya’da 5.000’dir.
57 Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerdeki toplam bilim adamı sayısı ise sadece 230 kişidir.
Akademisyenlerin hepsi bilim insanı değildir.
Bilim insanı demek, pozitif bilimlerle aktif olarak uğraşan kişi demektir.
Her 1 milyon Müslüman kişiye Sadece 1 bilim insanı düşmektedir.
Teknisyenler bakımından Müslüman çoğunluklu Arap ülkelerdeki durum daha da kötüdür.
Her 1 milyon Müslüman Arap nüfus içinde
50 teknisyen bulunmaktadır.
Hıristiyan dünyasında ise her bir milyon kişi içinde
1000 teknisyen bulunmaktadır.
NEDEN...?
Yanıt:
Kalitesiz, ezberci eğitim,
ARGE’ye araştırma geliştirmeye
Teterli kaynak ayrılmaması.
Çünkü Müslümanlar gayri safi milli gelirin yalnızca % 0,2’sini (binde ikisini)Araştırma, geliştirme bütçesi
Olarak ayırıyor.
Buna karşın Hıristiyan dünyası
Araştırma, geliştirmeye % 5 oranında,
Yani 25 kat daha fazla fon ayırmaktadır.
SONUÇ:
İslam dünyası yeni bilgi üretebilecek kapasiteden yoksundur.
Ayrıca dünyanın ürettiği bilgiyi kendi halklarına öğretmekte de başarısızdır.
Bunun kanıtı ise ileri teknoloji ihracat rakamlarında saklıdır:
Pakistan’ın ileri teknoloji ihracatının toplam ihracatın içindeki oran %1’dir.
Suudi Arabistan, Kuveyt, Fas ve Cezayir’in ise % 0,3’tür.(binde üç)
Hristiyan Singapur'da bu oran % 58'dir.
Gelecek Bilgi temelli toplumların olacaktır.
İlginçtir, Müslüman 57 ülkenin gayri safi milli hâsılalarının toplamı 2 trilyon doların altındadır.
Buna karşın 310 milyonluk ABD tek başına,
12 trilyon dolar değerinde
Mal ve hizmet üretmektedir.
Çin 8 trilyon
Mal ve hizmet üretimi
İspanya’da 1 trilyon doların üzerindedir.
Katolik Polonya
489 milyar dolarlık mal ve hizmet üretimi gerçekleşmektedirBudist Tayland
545 milyar dolar değerinde mal ve hizmet üretimi yapmaktadır.
İşin daha acıklı tarafı ise şudur:
İslam Dünyasının gayri safi milli hâsılasının tüm dünya gayri safi milli hâsılası içindeki oranı hızla azalmaktadır.
O halde Müslümanlar neden bu kadar güçsüzdür sorusu...?
Cevap:
Kur'an'nın ilk emri olan ve farzların en önemli farzı olan "OKU" mayı terk etmekle medeni çağdaş Dünyayı kaybettik!
Eğitim öğretim yoksunluğunu tam anlamıyla söylersek;
KALİTELİ ÇAĞDAŞ EĞİTİMDEN YOKSUN SORGULAYICI VE
AKILCI OLMAYAN,
EZBERCİ,
TESLİMİYETÇİ, DARGÖRÜŞ EKSENLİ,
BİLİM İLİM VE AHLAKTAN YOKSUN ÇAĞDIŞI . EĞİTİMDİR...
Allah Kur'an'da buyurduğu gibi, "Çalışanlara ve işini düzgün yapanları muavfak eder." Çalışmıyanlara ise, "aklını gereği gibi kullanmayanların başına pislik yağdırır." (Yunus/100)
Selam ve dua, okuyan araştıran sorgulayan anlayışı ve kavrayışı yüksek olan temiz akıl sahiplerine olsun...
Yorumlar
Kalan Karakter: